Kapitalizm, bir gövdede iki baş taşıyan "siyam ikizi" gibidir.
Kapitalizm, emekçilerin iktidar isteğini sonsuza dek erteleyip, kendi iktidarını ilelebet muhafaza ve müdafaa edebilmek için, gövdesindeki iki ayrı kafadan iki ayrı ses çıkartarak, iki ayrı kafadan çıkan bu iki ayrı sesi, "çok seslilik, çok renklilik, çok demokratiklik" olarak piyasaya sürer.
Kapitalizm, diyalektik materyalist yöntemle dünyanın sosyalizmden yana dönmesi yolunda mücadele veren aydınların üzerine kül dökmek için, kendi gövdesinin üzerine yerleştirdiği "sağ kafa"dan başka bir ses ve "sol kafa"dan başka bir ses çıkarmasına karşın, aslında aynı gövdeden gelen enerjiyle çıkan ve gerçek anlamda hiçbir farklılığı bulunmayan seslerle kitlelere "uyusun da büyüsün ninni"sini koro hâlinde söylüyormuş gibi yutturup durur.
Kapitalizm, ülkemizdeki varlığını ilelebet muhafaza ve müdafaa edebilmek için, bütün kapitalist ülkelerde olduğu gibi, gövdesine bir "sağ basın kafası", bir de "sol basın kafası" yerleştirir. Bu "sağ basın kafası"nın içerisinde Vakit Gazetesi bulunmakla birlikte, "sol basın kafası"nda Cumhuriyet Gazetesi de bulunur.
Emekçilerin gerçek iktidarına giden yolda hiçbir nicel ve/ya nitel birikim sağlamayan ve aynı gövdeden beslenen bu sağ ve sol kafalar, günlük haberleri, işlerine geldiği gibi dönüştürmeyi sürdürüp dururlar.
Aynı gövdenin iki ayrı kafası olmalarına karşın, kendilerinin "daha doğru" olduklarını kanıtlamak için, birbirlerinin yüzlerini tırmalayıp dururlar.
Yine öyle oldu; Vakit, Cumhuriyet'in yüzünü tırmaladı... (HB)
***
Cumhuriyet yazarından çıldırtacak haber!
Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, ulusalcılara ve Balyoz sanığı paşalara fena çaktı...
Hikmet Çetinkaya, Ergenekon sanığı generalleri kastederek "Paşalar dışarıda, Balbay ve Tuncay Özkan içeride" dediği için kendisine tepki gösteren ulusalcılara "kafatasçı" dedi.Balyoz'un başı Orgeneral Çetin Doğan'ın Bodrum'da tatil yapmasına göndermede bulunan Çetinkaya, aradan geçen zamanın kendisini haklı çıkardığını ifade etti.
Hikmet Çetinkaya'nın yazısının ilgili bölümü şöyle:
Yine yollardayım...
12 Eylül'de yapılacak halkoylaması, bir söz dalaşına döndü. İş, boy-soy tartışmasına dönüştü. Bu kez devreye “sanatın içine tüküren” girip, CHP'li Kılıçdaroğlu için “Annesi Ermeni” dedi.
Sözlü kültürden yazılı kültüre geçemeyen toplumlarda siyaset dili böyledir.
Sözde demokrasinin ve özgürlüklerin simgesi AKP yandaşları, Hrant Dink cinayetinden sonraki gelişmeleri görmezden geliyor, Balbay ve Tuncay için tek satır yazmıyorlar.
Balbay ve Özkan, daha savunmalarını yapmadan, ben televizyon ekranlarında şöyle seslendim:
“Paşalar ya GATA'da ya kafede, Balbay ve Tuncay içeride!”
Bu sözlerimden ötürü bir hayli tepki almıştım kendilerini “ulusalcı” sanan kafatasçılardan:
“TSK'ye saldıran ikinci Cumhuriyetçi yazar...”
Aradan geçen yıllar, beni haklı çıkardı... Mustafa Balbay, Tuncay Özkan hala tutuklu ama adları 2003 yılında darbe iddialarına karışan emekli “org”lar Bodrum'da tatilde.
Sonunda Bülent Arınç ve Mehmet Ali Şahin bile bu haksızlığa isyan etmedi mi?
(Kaynak: habervaktim.com)