10 Haziran 2010 Perşembe

Daha iyi oyun yazarı olmak istiyor musunuz?

Son başvuru tarihi: 15 Temmuz 2010

(Kaynak: mumbaitheatreguide.com)


***


Dün akşam, "Tiyatro ve Oyun yazarı" ve de LİNÇÇİ Asmin N. Singez'in "Da Vinci Şifresi"nden bile daha anlaşılmaz "DİŞİL VE ERİL DENGEDE 'BİZ'.." başlıklı yazısını okurken beynimde karıncalaşmalar başladığı için başım döndü, astigmat hastalığı geçirmiş olduğum için gözlerim karardı, ani ve beklenmedik durumlarda nutkum tutulup tükürük bezlerim iflâs ettiği için ağzım kurudu, üzüntü ve korkudan konuşamayacak bir duruma geldiğim için çenem titremeye başladı, açlığımın dayanılmaz bir hâl aldığını duyumsadığım için mideme kramp girdi.

Bütün bu yukarıda sıraladığım rahatsızlıkları aynı anda yaşamanın dayanılmaz acısıyla, beynimin sağlam kalan hücrelerinden ışık hızıyla şöyle bir düşünce geçti:

Bizdeki oyun yazarları, birkaç örnek dışında, hemen hemen hiçbiri yazı yazmayı bilmiyor!

Garip, ama gerçek! Durum aynen böyle...

Sözcükleri ekonomik kullanırsak, şöyle bir tümce kurabiliriz:

Oyun yazarları, yazı yazmayı bilmiyor!!!

Örnek mi?

O kadar çok örnek var ki...

Birinci örneğimiz; oyun yazarı LİNÇÇİ Tuncer Cücenoğlu ve bu oyun yazarımızın 2,498 km uzunluğundaki Ural Dağları'nın (Rusça: Уральские горы) tepelerine dek övgüsü yapılan dezestetik ve sentetik oyunu "Çığ". Bu oyunla ilgili olarak, klasik nitelikte bir değerlendirme yazısı kaleme alan Coşkun Büktel'in "Çığ aslında nedir, neyi sarsıyor?" başlıklı yazısını okuduğunuzda, oyun yazarlığımızın ne kadar zavallı bir durumda olduğunu hemen anlayabileceksiniz.

İkinci örneğimiz; oyun yazarı LİNÇÇİ Asmin N. Singez ve bu oyun yazarımızın "Mezopotamya'nın Güneşi" olarak övgü yağmuruna tutulması, bu yazarımızın dezestetik ve sentetik ruhunu asla gizleyemiyor. Şu yazıyı okuduğunuzda, siz de bu saptamama mutlaka katılacaksınız:

Türkiye dramatik yazarlığının düzey yitirmesi için uzun yıllardır "kendini feda eden" LİNÇÇİ Tuncer Cücenoğlu'nun etkisi Asmin N. Singez'i de çarpmış!

Bütün bu nedenlerle, oyun yazarlarımızın da birer yazar olmasını temenni ettiğim için, oyun yazarlarımıza karşı kafamın içinde hep şöyle bir soru dolaşıyordu:

Yazar olmak istiyor musunuz?

Yukarıdaki soru kafamın duvarlarını yumruklamaya başladığı bir anda, bugün, Hindistanlı dostlarımdan yukarıdaki tanıtımı içeren bir e-posta aldım:

"Daha iyi oyun yazarı olmak istiyor musunuz?"

Başta LİNÇÇİ Tuncer Cücenoğlu ve LİNÇÇİ Asmin N. Singez olmak üzere, yazma özürlü oyun yazarlarımızın tümünü, "Daha iyi oyun yazarı olmak istiyor musunuz?" sürecine katılmaya şiddetli bir istekle davet ediyorum. (HB)