16 Mayıs 2010 Pazar

Aşağıda sunduğumuz haber/yorum pek inandırıcı olmasa da, Ahmet Necdet'in ölümü bizi ilgilendirdiği için, yazının özgün kaynağını vererek yayınlıyoruz!

"Dursun ÖZDEN Kişisel Web Sitesi"
.
Oyun'un notu: Aşağıdaki haberi, Dursun Özden'in sahibi olduğu "Dursun ÖZDEN Kişisel Web Sitesi" www.dursunozden.com.tr adresinden alarak, bir tek virgülüne bile dokunmadan olduğu gibi yayınladık. Ancak, haberdeki bariz yazım yanlışlarını kırmızı renkle belirtip, doğrularını yeşil harflerle biz yazdık!
.
Biz, bu tür toplumsal önemi olan yazıları yayınlarken, okurların bilgi edinme hakkını gözetmenin yanı sıra, bir yazarın elinden çıkmış bulunan bir yazıdaki yazınsal hatalara dikkat çekip, bu yazıdaki yazım yanlışlarını vurgulamayı göz önünde bulunduruyoruz. Bunun dışında, bu tür "yazınsal değeri olan" yazıların içeriğine yönelik bir "sorumluluk" almayı, yazarlık kurumunun dayattığı etik ve estetik nedenlerle asla doğru bulmuyoruz!!!
.
.
***
.
.
Ahmet Necdet'i kaybettik
.
.
Şair Ahmet Necdet’in ölümü gizemini koruyor
.
Dün gece evinde televizyonun kapatılması sorunu yüzenden (yüzünden), kendinden oldukça küçük ikinci eşi Nilgün Demirağ’la tartışma anında başının üzerine düşüp, beyin kanamasından yaşamını yitiren şair Ahmet Necdet’in; gizemli ölümü, mal varlığı ve parasal sorun yüzünden olduğu iddia edilliyor. 77 yaşında ölen Ahmet Necdet’in yakın dostu Avukat Fatih beyin bu ilginç iddiasına; Şişli Camisi avlusunda, İnegöl ve Mudanya’dan cenazeye gelen Necdet'in hemşeri ve yakın dostları da katıldı.
.
Coğrafya profesörü olan Necdet, “Gün Yüzleri” ile 1994 TDK Şiir Ödülü’nü, “Aşk Ey” ile 2002 Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü kazanmıştı. Ahmet Necdet bugün öğle namazında Şişli Camii’nden sonra, şair dostlarının ve sevenlerinin omzunda Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. 1 Mart 1933’te Bursa’nın İnegöl ilçesinde doğan Ahmet Necdet’in tam adı Ahmet Necdet Sözer. Şiirlerinde soyadını kullanmayan şair, Anadolu’nun çeşitli kentlerinde öğretmenlik yaptı. Ardından akademik alana yöneldi, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde profesörlüğe yükseldi. Bilimsel çalışmalarının yanı sıra şiirle de ilgilendi, Edebiyat çevrelerinde özellikle çağdaş Fransız şairlerinden çevirdiği şiirler ve antolojisiyle tanındı. Daha sonra kendi şiirlerini yayımlatmaya başladı. Başlangıçta alışılagelmiş biçimler ve söyleyişlerle romantik öğelerin ağır bastığı şiirler yazdı. Şairliğinin yanı sıra çevirileri ve çeşitli antolojileriyle ünlendi.
.
"Sizi bir yerlerden tanır gibiyim
Mutlaka Bodrum'daydı geçen yaz...
Sizi bir yerlerden tanır gibiyim
Mutlaka Bodrum'daydı geçen yaz
Dostlarınız vardı köylü ve kurnaz
Bireysel konularda acımasız
Ülke sorunlarında vurdumduymaz
Batı’lı düşünür Doğu’lu yaşardınız
Azıcık hicazkâr her dem şehnaz
Ne çok enkaz"
.
Ahmet Necdet'e ikinci gelin de Tepe Üstü Palas'tan
.
Hatice Özbay röportajı/ Kaçak Yayın Nisan 2007 sayısı.
.
“Ben Hazzo Pulo Restaurant’ta Nilgün’e iki defa “seni seviyorum” dedim. Böyle başladık. Akşam Sefası’nda, Saygı’nın yerinde de ona, “he” dedirttiğimi hatırlıyorum. İşte buradayız.” Dedi Ahmet Necdet.
.
Masanın etrafında oturan bir avuç insan bu gün Ahmet Necdet (Şair - Çevirmen) ile Nilgün Demirağ’ın (Bestekar), evliliklerini kutlamak için toplanmıştık. Çok hızlı bir tanışma ve evlilik olduğunu düşündüğümden, “Hocam bizim için sürpriz oldu. Ancak bu habere çok sevindik.” Dediğimde, Ahmet Necdet, “A aa hakkaten onca yalnız geçen aylardan sonra...” diye karşılık verdi. Nilgün hanım heyecanla açıklama yapma gereği duydu. “O öyle zannediyor, Biz daha önceden tanışıyoruz. Yaklaşık 20 yıl öncesinde tanımıyorum açıkçası. Ahmet Necdet’in eski eşi Somay, bizim apartmanımızda üst katımızda otururdu. Onların efsane aşkını hep duyardık. Hoşumuza giderdi. Ben Ahmet Necdet’i tanıyordum. İki yıldır tanıyorum ama, bu kararı üç buçuk ay içinde verdik. Ona duyduğum saygı, sevgi getirdi. Garip bir tesadüftür ki Tepeüstü Palas Apartmanından Ahmet Necdet ikinci gelini aldı.”
.
Ben anlamaya çalışarak “enteresan” dediğimde söyleşmeye başladık.
.
Nilgün Demirağ.- Aynen öyle oldu.
.
Ahmet Necdet - Nilgün bir roman üzerine kafa yoruyor. Romanın adı da ‘Tepeüstü Gelinleri’ olacak.
.
N. D. - Evet, bu evlilik kararı bana böyle bir ilham verdi. Daha önce de denemelerim var. Bu romanda Somay’ı ve kendimi anlatacağım.
.
Hatice Özbay - Somay hanımla görüşür müydünüz?
.
N. D. - Evet, çok sevdiğim bir insandı. Hala da seviyorum.
.
H. Ö. - Çocuklarınız bu evliliği nasıl karşıladı?
.
A. N.- Kızım şiddetle karşı çıktı. Kendisi Güney Afrika’da yaşıyor biliyorsun. Babasını buralarda bırakıp gitti. Şimdi de karşı çıkıyor.
.
H.Ö. -Nilgün’ün çocukları sizi nasıl karşıladılar?
.
A.N. -Süper, süper
.
H. Ö .- Sizin aşkınıza tanık olduktan sonra ‘aşkın yaşı yok’ sözüne daha çok inandım.
.
A. N.- İnanın efendim, şiir gibi... Nilgün’ün özel bir yanı daha var. Kendisi bir Türk Sanat Müziği bestecisidir.
.
N. D. - Eserlerim arasında Yahya Kemal Beyatlı’nın şiiri “Mehlika Sultan” var. Ben uzun eser yapıyorum. Konser eserleri yapıyorum. Dörtlük yapmıyorum. Ahmet Haşim’in “Bir Günün Sonunda Arzu” Faruk Nafiz Çamlıbel’in ‘Çoban Çeşmesi’ Cenap Şahabettin’in “Elhan-ı Şita” ve bunun gibi bir çok eserim var.
.
H. Ö. - Ahmet Necdet’in şiirlerini de basteleyecek (besteleyecek) misiniz?
.
N. D.- Şu anda Ahmet Necdet’in bir şiiri çantamda. Onun usulü ve makamı şu an kafamda.
.
H. Ö. - Ahmet Necdet size şiir yazdı mı?
.
N.D. - Hayır yazmadı.
.
A.N.- Aman efendim, şiirin şiiri yazılır mı?
.
Hep birlikte gülüştük.
.
H.Ö. -Siz sanatçı bir ailesiniz, anneniz Ayten Demirağ’ında şiir kitapları var.
.
N. D. - Evet, dört şiir kitabı var.
.
H.Ö. - Hala şiir yazıyor mu anneniz?
.
N. D.- Fırsat buldukça yazıyor.
.