Volkan Konak yeni Türüt mü? Samast kim olacak?
Duydunuz sanırım. Volkan Konak, Pepsi tarafından kendisine yapılan 1 milyon dolarlık reklam anlaşması teklifini reddetmiş. Çünkü Pepsi Amerikan sermayesi, Konak ulusalcıymış. O yüzden.Olabilir mi? Belki. Ama yine de şüphe etmek için yeterli sebep içeriyor haber metni. Mesela “Son dönemde konserleri hınca hınç dolan, şarkıları dilden dile dolaşan Karadenizli türkücü...” gibi ifadelerle aşırı bir şişirme hali hâkim. Yine aynı haberde Amerikan firması olduğu için reddettiği teklifi, şartlı kabul ettiği iması var. Senaryo ve içeriğini kendisi belirlerse o zaman olurmuş! Nasıl yani? Hani reddetmişti?
PEPSİ BU İŞE NE DİYOR?
Her ne kadar medya ‘1 milyon doları tepen adam’a övgüler dizse, bazı gazeteciler el artırıp ‘teklif daha sonra 1 milyon euroya çıktı’ dese ve sırf bu bonkörlüğün ulusalcı bir isimle anlaşıp çıkacak tartışmalardan artı reklam sağlamak için yapıldığı kehanetlerinde bulunulsa da inandırıcı gelmemişti yine de. İşin doğrusunu Pepsi’ye sordum. Pepsi Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Didem Şinik “Bugüne kadar pek çok ünlüyle görüştük reklâm için. Anlaştıklarımız da oldu anlaşamadıklarımız da. Bu, çok doğal.” dedi. Peki, gerçekten de Konak 1 milyon doları geri çevirmiş miydi? Konak’ın böyle bir açıklama yapmasını nasıl değerlendiriyorlar? Yanıt net: “Görüştüğümüz doğru. Ama Konak dahil hiçbir görüşmemizle ilgili para konusunu dillendirmeyi etik bulmuyoruz.”
SON ULUSALCI MÜCAHİT!
Bir ara İsmail Türüt vardı. Konjonktürü ustaca gıdıklamış, yeterli PR’dan sonra Ozan Arif’le bir olup Dink’in katili Ogün Samast’a methiyeler dizmiş, ‘Aferin, iyi ki Hrant’ı vurdun’ demeye getirmiş ve ‘Ögünler-Yasinler bitmez Karadeniz’de’ diyerek Samsun-Trabzon hattına dikkat çekmişti. Derken her kullanışlı meta gibi vadesi dolunca kenara ayrılmıştı. Ulusalcı güruh Türüt’ten sonra ne zamandır yıldızsızdı. Ama şarttı.
Yeni yıldızın hem etnik bir etiketi, hem o etiket vurgulanınca hafızada olumsuz çağrışım yapmayacak bir aidiyeti, hem de magazin satarı olmalıydı. İşte tam da bu boşlukta son ulusalcı mücahit bulundu: Volkan Konak.
İlk deneme yerelde. Hemşerilerine hitaben ‘Müslüman bir ülkede kadın olmak istemem’ sözleriyle ‘Bakın ben buradayım’ işaretini verdi. İşaret alındı ve sonra en Kemalist doz olarak zerkedildi ulusalcı damarlara Konak. Durduk yerde “Çorap kokulu adamlar Anıtkabir’e gelmesin. Gelirlerse orayı dezenfekte etmek gerekir” diye Atatürk karşıtlarına çaktı ve o büyülü sözleri saldı: “Ben bu güzel ülkeyi sevmeyen insanları sevmem.”
Derken bir salvo da hükümetin açılım politikasına ve o politikayı destekleyenlere geldi. “Sığır geldiler, sığır gidecekler” diye verip veriştiriyordu çözüm arayanlara. Sonrasında ise ‘Kuzey’in Oğlu’ sıfatı ile iyice bir ittirildi gündeme. (Alt Metin: Bakın, kuzeyin oğulları nasıl da vatansever, güneyin oğulları öyle mi oysa!)
Ve derken bu son bomba patladı. Oldu mu? Oturdu mu taşlar yerine? Neden yapılan onca görüşmeden sadece Konak’ın anlaşamaması bu şekilde sızıp, ulusalcı bir sel oldu? Sert açılım eleştirileri, katı Kemalizm gösterileri, sıkı ulusalcılık pompası... Bir sonraki adım ne? Ogünleri-Yasinleri bitmeyen Karadeniz’in onlara övgü dizecek yiğit oğulları mı yetişiyor yoksa? Hazırlık bunun için mi?
(Kaynak: Radikal)
***
Ayrıca bakınız: Volkan Konak, açık kapı bıraksa da, önemli bir "anti-emperyalist" tavır takındı!