AFYON'DA DEMOKRATİK VE ÖZERK BİR TİYATRONUN ÖNÜNÜ AÇACAK BİR STRATEJİYİ BENİMSEMİŞ (!) LİNÇÇİ TTB'LİLER VE BU ORTAMI DEĞERLENDİRMEYİ BİLENLER TOPLU HALDE
Şimdi de biraz olsun LİNÇÇİ TTB'yi haklı çıkarabilmek için "resimli Magazinsel" bir yaklaşım. Tanıdıklarımızı sıralayalım. Sosyalist tavırlı olarak bildiğimiz tanıdığımız Mehmet Esatoğlu, üç sıra sonra yaşamı sanatla dönüştürmenin en iyi örneklerinden ve gerçekten takdir ettiğimiz LİNÇÇİ Yenikapı Tiyatro'dan yine sosyalist LİNÇÇİ Orçun Masatçı, ondan iki kişi sonra Atatürkçü, demokrat duyarlı sanatçı Nedim Saban.....
Alt sırada internetteki kişisel sayfasında kendisini "Türkçü, Turancı" olarak tanımlayan ve Muhsin Yazıcıoğlu hayranı Faruk Kılınç... ve biraz ilerleyince Ali Çakalgöz'ün öğrencilerden biriyken şimdi yönetmen ve belediyede kadrolu memur olan Ali Çakalgöz'ün nasıl haklı etik(?!) gerekçelerle atıldığını kamuoyuna anlatmaya kendini vazife edinmiş bir genç kızımız... Evet bazen bir resim ve az yazı da "çok şey" anlatabilir anlamak isteyene. Ne dersiniz?
MAGAZİN ÖĞELERİ TAŞIYAN BİR BİLDİRİ VE DEDİKODULARA GÖRE TAVIR BELİRLEYEN TİYATRO ÖRGÜTÜ LİNÇÇİ TTB
LİNÇÇİ Ertuğrul Timur
8 Mart 2010
aetimur@gmail.com
Kuruluşuna şahitlik ettiğim ve Türkiye tiyatrolarında eksikliğini hep hissettiğim örgütlülüğü sağlayacağını umduğum ve heyecanla takip ettiğim LİNÇÇİ Türkiye Tiyatrolar Birliği beni ve kamuoyunu şaşırtmaya devam ediyor.
Afyon konusunda konuya duyarsız kalmayıp gidip yerinde dahil olmalarını bugüne dek diğer tiyatro derneklerinde görmediğimiz ileri ve oldukça olumlu bir adım olarak değerlendirmiştim. Fakat orada yaşanan bazı olumsuzlukları da tiyatro dünyasıyla uzunca süredir yakından ilgili bir kişi olarak dile getirmiştim.
Örneğin Kadrolu Şehir Tiyatrosunu kapatan AKP'li belediyenin TTB ziyaretini kendileri lehine bir şova dönüştürdüğünden bahsetmiş, bahsetmekle kalmayıp Belediyenin resmi sitesinden ve yerel basından örneklerle de belgelemiştim. Bu yansıtılma şeklinden sorumlu olmasa da TTB'nin orada daha kararlı ve ziyaret amacını daha net ortaya koyan bir tutum sergileyerek bu suiistimale fırsat vermemesinin doğru olacağından söz etmiştim. (AFYON KONUSUNDA NETLEŞEBİLDİK Mİ?)
TTB'den beklediğim tavır, en azından ziyaretini çarpıtarak kullananlara karşı belki ek bir bildiriyle Afyon yerel medyasını ve tiyatro medyasını bilgilendirmek olmalıydı. Ve Afyonda yaşananlar konusunda daha net bir tavır sergilemesiydi. Fakat TTB hatasını düzeltmek yerine adeta refleks bir savunmaya geçmiş ve bir tüzel kişilikten çok, karşılıklı polemiğe girmiş bireymişçesine bir bildiri kaleme almıştır. Daha da şaşırtıcı olan kendi birinci bildirileriyle de çelişmeleridir. İlk bildiride yeterli bulunur ya da bulunmaz ama her şeye karşın mağdur olanlardan yana bir tavır sezinlemek mümkünken ve deneyimli bir isim olan Genel Sanat Yönetmeni tartışmalara dahil edilmelidir denilirken, bu kez adeta Ali Çakalgöz mahkum edilmekte ve "magazin kulvarına yatırım yaptığı" , "tasviye edildiği" "hakkında ağır etik suçlamalar olduğu" görüşleri öne sürülmektedir.
Önce TTB'nin son bildirisinin başlığına bakalım. LİNÇÇİ "TTB'NİN AFYON ZİYARETİNİ MAGAZİNLEŞTİRME GİRİŞİMLERİNE KARŞI AÇIKLAMA"
Bu başlık elbette kendilerine yönelik eleştirileri hafifleştirme, önemsizleştirme amacı taşıyan bir tercih. Tiyatro dünyasından tanıdığım birisinin de zaman zaman tiyatro yayınlarıyla ters düştüğünde kullandığı bir tanımlamadır bu. Tabi çok ucuz bir taktik. Siz magazinsel dediniz diye hiç bir yazının içeriğini ve dikkat çekilen gerçekleri silip atamazsınız. Siz magazinsel dediniz diye Afyon Belediyesi’nin ziyaret amacınızı gizleyip sizi belediye lehinde ziyaretçiler gibi sunması , ziyaretinizi çarpıtarak kullanması gerçeğini değiştiremezsiniz. Magazinsel dediniz diye orada kapatılan Şehir Tiyatroları gerçeğini öteleyemezsiniz.
ASIL LİNÇÇİ TTB'NİN BİLDİRİSİ MAGAZİNSEL BİR YAKLAŞIM TAŞIMAKTADIR.
Aslına bakarsanız ironiye bakın ki başlığın aksine TTB'nin bu bildirisi ve konuya yeni yaklaşım tarzı asla bir tüzel kişiliğe yakışmayacak denli magazinsel bir yaklaşımda. Ben yazımda taraflara objektif yer verme adına karşı taraftan da görüş istediğimi ve oradan ancak kişilere yönelik yakışıksız, ispatsız suç isnatları geldiğinden ve buna yer veremeyeceğimden söz edip geçmiştim. Oysa TTB Bildirisi ve bu konudaki tutumu adeta bu dedikodular ve kişiler üzerinden şekillenmeye başlamış gibi görülüyor.
Gelin burada magazin nedir, anlamaya çalışalım. TDK Sözlük bakın nasıl açıklıyor: "Halkın çoğunluğunu ilgilendirecek, çeşitli konulardan söz eden, bol resimli yayın / Genellikle sanat, eğlence ve spor dünyasında tanınmış kişilerle ilgili haber ve yorum."
Bunu Afyon için şöyle okuyabileceğimizi düşünüyorum: Eğer Afyon'da yaşananlar konusunda konunun özünü (Bir ödenekli tiyatronun kapanması, kadrolu sanatçıların işine son verilmesi, tiyatro salonunun yıkılması) bir kenara bırakıp konuyla, olguyla değil orada bu "konunun içinde yer alan kişilerle" uğraşsaydık (örneğin Ali Çakalgöz'e çok ağır etik suçlamalar -sanırım bize de gelen gönül ilişkilerinden söz ediliyor- varmış, kendi öğrencileri bile söylüyormuş...) işte bunları öne çıkarsaydık sanırım bu magazinsel yaklaşım olurdu. İşte şimdi bu ikinci bildiriyle TTB tam da bunu yapmakta ve kişilerin söylemleri üzerinden kişileri mahkum ederek tavır geliştirmekte, bildiri kaleme alabilmektedir. Konuyu magazinleştirme tam da budur. Orada şehir tiyatrolarının kapatılmış olması gerçeğini bir yana bırakıp Ali Çakalgöz'ü ve hakkında dedikodu yapanları öne çıkarmakta, buna göre tavır geliştirmektedir!
A canım efendim, ilk yazımda da yazdığım gibi sonuçta orada bir tiyatronun kapanması söz konusu. Ve yine ilk yazımda da yazdığım gibi eğer Genel Sanat Yönetmeni hatta tüm kadrodan şikayetçiyseniz bile yapılacak şey iş akdini feshetmek ve gerekiyorsa yeni kadrolar kurmaktır. Orada yapılacak amatör tiyatro çalışmalarını orada hiç bir şey olmamış gibi sunulmasından, bir kan değişimi gibi sunma aldatmacasından vazgeçmektir. TTB oradaki kapanmış ödenekli tiyatroyu, Şehir Tiyatrosunu savunmak yerine ne yapıyor? Ali Çakalgöz hakkındaki dedikodular üzerinden tutum geliştiriyor.
Hiç kimsenin aşk hayatı, özel hayatı ne TTB'nin ne de bizim alanımıza girmez. Fakat ortada tiyatroda bulunduğu konumu da kullanarak bir suiistimal var ise, bir taciz var ise, kamuoyunda oradaki tiyatroyu küçük düşürecek davranışlar söz konusu ise ve bu ispatlanmışsa, yetkili birimler gerekeni yapmak zorundadır. Fakat bu olsa dahi yine de yapılacak nedir? Bu sebeplerin belgelendirilerek ilgili kişilerin iş akitlerinin fes edilip yeni kadrolarla yola devam edilmesi.
LİNÇÇİ TTB AFYON'A GİDİP İNTERNETTE SAHTE ADLARLA YORUM (dedikodu) YAZANLARLA MI GÖRÜŞTÜ?
Madem ki kendisine TTB gibi iddialı bir ad alıp büyük bir misyon üstlenmiş, bir tiyatro örgütü dedikoduyu tavır belirlemede esas almıştır o halde bu dedikodulara da değinelim. Israrla "dedikodu" dememizin nedeni nedir? Çünkü hiç kimse çıkıp somut adıyla bir suçlamada bulunmuyor, bir suç duyurusunda bulunmuyor, ne yapıyor? Sahte adlarla buldukları internet sitelerinde Ali Çakalgöz ve Sultan Örenkaya'ya dair suç isnatlarında bulunuyorlar. Bunların sahte adlar kullandığının şahidini Afyon’dan değil çok yakında buluyoruz. Bu sevgili Tiyatro yayıncısı dostumuz LİNÇÇİ İsmail Can Törtop. Can Törtop sitesinde konuyla ilgili haberin altına farklı adlar kullanarak yorum yazan kişilerin aslında aynı IP numarasına sahip olduğunu, yani aynı kişi olduğunu ortaya çıkarmış.
Bu dedikoduları yayanlar kendi kimliklerini gizlerken suçlamalara maruz kalan Ali Çakalgöz ve Sultan Örenkaya tam tersine, çıkıyor adlarıyla soyadlarıyla savcılığa suç duyurusunda bulunuyorlar. Konuyla ilgili suç duyurularını Ali Çakalagöz'ün suç duyurusu ve Sultan Örenkaya'nın suç duyurusu buradan inceleyebilirsiniz.
Her ikisi de şüphelendikleri kişi olarak savcılığa LİNÇÇİ xxxxxxxxx (yasal süreç nedeniyle açıklamamamız istenmiştir) adını vermiştir. Bu kişi benimle de internet üzerinden bağlantı kurup sizler de görüşlerinizi, iddialarınızı yazabilirsiniz dediğimde, bir dizi aşk skandalı iddiasını sıralayan kişidir. Sadece ahlaksal iddialar değil "bize tuvalet temizlettiriyorlardı" gibi iddialarda da bulunuyor. Bu durumda bugün yönetmenmiş gibi davranabilecek tiyatro eğitimini nerede aldınız? Tuvalet temizleyerek bu aşamaya erişmiş olamazsınız değil mi? diye sormak gerek elbette.
Bu kişi yakın zamana kadar Ali Çakalgöz'ün öğrencisiyken yakın bir süre önce Afyon Belediyesi’nde kadrolu bir işe yerleştirilen kişilerden biridir. Şimdi de Afyon Şehir Tiyatrosu kapanmadı, biz sürdürüyoruz diye ortaya çıkan ve henüz kendisi yakın zamana dek öğrenciyken, bugün artık yönetmen gibi görmeye başladığımız kişidir. Bugün Şehir Tiyatrosu kapanmadı taze kan değişimiyle devam ediyor iddiasıyla ön planda gördüğümüz bir diğer kişi de internetteki kişisel sayfasında kendisini "Türkçü, Turancı" olarak tanımlayan, "Muhsin Yazıcıoğlu hayranı" Faruk Kılınç'tır. İşte TTB bu kişilerin beyanıyla davranmayı tercih edip objektiflere poz vermektedir.
Şimdi dönelim TTB bildirisine. TTB ne diyor bu konuda?
AKBŞT eski genel sanat yönetmeni Ali Çakalgöz hakkında çok ağır etik suçlamalar vardır. Suçlamaları yapanlar arasında ne yazık ki kendi yetiştirdiği öğrenciler de vardır.
Yani TTB internette sahte adlarla karalama yapanlara göre tavır belirlemiştir.
Yani TTB bize de aşk ve skandal dizeleri, iddiaları yazan eski Ali Çakalgöz öğrencisi xxxxxxxxx 'nın (yasal süreç nedeniyle açıklamamamız istenmiştir) (ve belki başka benzerlerinin) beyanına göre tavır belirlemiştir.
Yani TTB Bu konuda Ali Çakalgöz ve Sultan Örenkaya'nın savcılığa yaptığı resmi suç duyurusunu görmezden gelip ispatlanmadığı için dedikodudan ibaret söylemlere göre tavır belirlemiştir.
TTB sadece bir öğrenci ve amatör oyuncuyken belediyede kadrolu işe yerleştirilen (yani bir menfaat elde eden) ve Şehir Tiyatrosu’nun kapanmasıyla uzaklaştırıldıkları tiyatroya birer yönetmen gibi geri dönen (yani bir ego tatminiyle) kişilerin beyanıyla tavır geliştirmiştir.
LİNÇÇİ TTB'DE LİNÇÇİ İATP-G'NİN BENZERİ BİR HUKUKU MU ESAS ALIYOR?
TTB'nin önemli bileşenlerinden eski İATP-G'liler Sayın Mehmet Esatoğlu ile ilgili taciz konusunu on yıla yakın bir süre gündemde tuttular. Hatta öyle ki bir kaç kez tiyatrom'u da bu konuda kendileriyle aynı doğrultuda davranmadığı için suçladılar ki bizzat ben onların hukukunun beni bağlamadığını açıklamak zorunda kaldım. Kendi bileşenleri dışında pek taraftar bulamasalar da bu konuda oldukça kararlı bir tavır sergilediler. Öyle ki İATP-G’nin ne İzmit olaylarında, ne Lemi Bilgin'in görevden alınmasında, Ne AKM'nin yıkımı söz konusu olduğunda, ne Harbiye'nin yıkımı konusunda, ne bazı oyunların bazı illerde yasaklanmasında ne de son on yılda yaşanan benzer irili ufaklı tiyatral olayda yapılan eylemlerde örgütsel bir katılım görmediğim gibi farklı bir tavır geliştirdiğine, bir görüş bildirdiğine de tanık olmadım, olduysa da ben kaçırdımsa bilgilendirirlerse paylaşırız.
Bunu dile getirme nedenim demek ki İATP-G için bir taciz olayı tiyatral-toplumsal konuların tümünden daha önemli ve üzerinde durulması gereken bir konuymuş. Olabilir, elbette tiyatro eğitimi kullanılarak bir taciz söz konusu oluyorsa bu da son derece önemlidir. İATP-G bu konuda kendi hukukunu belirlemiş ve "Kadının beyanı esastır" deyip bir anlamda suçlanan kişiyi (Mehmet Esatoğlu'nu) kamuoyu önünde mahkum etmişti. Bir örgütlülük dahilinde kendi hukukları geçerli olabilir. Belki TTB’de benzer bir hukuk anlayışını benimseyip xxxxxxxxxın (yasal süreç nedeniyle açıklamamamız istenmiştir) ve arkadaşlarının beyanını esas almış olabilir. "Üstelik de Ali Çakalgöz’ün eski öğrencisi.... " Sanki bir ya da bazı eski öğrenciler çıkarı doğrultusunda davranamaz ya da hocasıyla zaman içerisinde ters düşemez gibi bir vurguyla...
NEYSE Kİ BELEDİYE DEDİKODU HUKUKUNU ESAS ALMIYOR
LİNÇÇİ İATP-G ya da LİNÇÇİ TTB kendilerince bir hukuk geliştirebilirler bilemeyiz. Fakat; Bir Belediye yönetiminin uygulamasında elbette resmi hukuk geçerlidir.
Belediye bir işverendir. Ve bir işveren bir ya da birden çok kişinin işine bu nedenle son veriyorsa bunu belgelemek, kanıtlamak, ve hukuksal zeminde mahkum ettirmek zorundadır. Aksi takdirde her işverenin işçilerini dedikodulara göre işten atma gibi bir hakkı olması gibi noktaya varırız ki bu da vahşi kapitalizmin kırıntı demokrasisinde bile yok.
Bu durumda LİNÇÇİ TTB burjuva demokrasisinin ve 12 Eylül faşist iş yasalarının tanıdığı hakların bile gerisine düşüyor ve adeta dedikodulara dayanarak bir genel sanat yönetmeninin iş akdinin fes edilmesi olayını gölgelemeye ya da geçerli bir nedenmiş gibi anma noktasına götürebiliyor.
Bu söylemlere nerelerde rastlıyoruz? Bazı Afyon yerel medyasının haber altındaki isimsiz takma lakaplarla yazılmış yorumlarında ve eskiden Ali Çakalgözün öğrencilerinden olan şimdi birdenbire öğrencilikten yönetmenliğe sıçramış ve belediyede kadrolu iş sahibi olmuş bir kızın söylemlerinde... Belediyenin böyle bir açıklaması ifşaatı var mı? Yok!
Halbuki;
LİNÇÇİ TTB'nin uygun bulduğunu AKP'li Afyon Belediyesi dahi uygun görmüyor olacak ki asla ve asla hiç bir yerde LİNÇÇİ TTB'nin yaptığı gibi dedikodulara dayanarak bir açıklamada bulunmuyor. (Bakınız yukarıdaki belge) Alenen ve resmen yaptıkları tek açıklama 8:00-5:00 mesaisine tabii çalışmamaları, dışarıda da iş yapmaları ve maddi nedenlerle tiyatronun kapanacağıdır. Ve bununla da kalmayarak diyorlar ki evet bu maaşlı kadrolu kişilerin iş akdini fes ettik ama diliyorlarsa bizim desteğimizle, bizim alanlarımızda onlar da gönüllü tiyatro yapabilir.
Şimdi; Eğer bu kişilere isnat edilen ahlak dışı davranışlar gerçek ise ve belediye de bundan haberdar ise bu ne demek oluyor? Ali Çakalgöz ve arkadaşları burada istiyorlarsa ahlaksızlıklarına yada LİNÇÇİ TTB deyimiyle etik dışı ağır davranışlara devam edebilirler!!! Var mı böyle bir şey? Yani AKP'li Afyon belediyesi ahlaksızlara, ağır etik suçlar işleyenlere çatısını mı açıyor?
Bu durumda ahlak polisliğine soyunan ve adeta Afyon Şehir Tiyatrosu’nun kapanması ya da oradaki sanatçıların işten atılmasını ahlaksal söylentilerle açıklamaya çalışan LİNÇÇİ TTB maalesef ki dedikodulara göre tavır geliştiren bir örgüt durumuna düşmüştür! Bu konuda somut bir belge var mı? Somut adıyla soyadıyla çıkıp suçlayan ve suç duyurusunda bulunan var mı? Verilmiş bir mahkumiyet var mı? Ve bize de gelen ama bu dedikodular gerçek dahi olsa belgelenip mahkumiyet olmadan iş akdi feshine ya da bir şehir tiyatrosunun kapatılmasına gerekçe olamaz deyip dikkate almadığımız dedikoduları ne yazık ki LİNÇÇİ TTB tavır geliştirmede ölçüt alabilmektedir. Üzgünüm ki dedikodulara prim veren ve dedikodularla göre bildiri kaleme alan LİNÇÇİ TTB bu utancı künyesine kazımıştır.
LİNÇÇİ TTB'nin bu yeni bildirisinde ilkinde hiç konu edilmeyen Afyon Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliğinin ne kadar kötü olduğuna değinilmiş. Bu konuda, gerek Afyon'a gitmeden önce gerek gittikten sonra iki aydır ilgiyle konunun üstünde olan LİNÇÇİ TTB'nin ilk kez şimdi bu konuya dikkat çekmesinin kendisi de dikkat çekicidir. Herhangi bir başka yayından esinlenme mi söz konusudur yoksa tesadüfen internette mi rastlanmıştır yoksa Afyon'a gidildiğinde bu yönetmelik çıkarılıp önlerine mi konulmuştur bilemem elbette.
Evet katılıyorum bu berbat bir yönetmeliktir. Fakat yönetmeliğin berbat olması da yine Afyon'da tiyatronun kapatılmasından yana gerekçe olamaz elbette. Sonuçta İstanbul Şehir Tiyatroları’nın da Devlet Tiyatroları’nın da bağlı olduğu yasalar, yönetmelikler hiç de ideal değildir. Ama biz ne yapıyoruz? Bıkmadan usanmadan "Maddi, idari ve sanatsal özerklik" talebini yükseltiyoruz. O halde LİNÇÇİ TTB’de bir şey yapacaksa bu önce var olanın kapanmasını önlemek için taraf olmak, ardından var olanı daha da olması gereken şekle getirebilmek için mücadele vermek ya da verilmesine destek olmaktır.
YALAN ve DEDİKODU DİNLEMEK İÇİN 1100 KİLOMETRE GİTMEK GEREKMİYORDU!
Burada sırası gelmişken yukarıdaki kupürdeki Belediye başkanına ait açıklamaların gerçeği yansıtmadığını da Ali Çakalgöz açıklamıştır. Aslında kendisi magazinsel yaklaşımda olan LİNÇÇİ TTB, Ali Çakalgöz'ün magazin kulvarına yatırım yaptığı gibi düzeysiz bir suçlamada bulunuyor. Oysa TTBG 1100 kilometre yaklaşıp hipermetrop bir tavırla bazı açıklamaları görememiş olsa gerek. Zira Ali Çakalgöz asla magazinsel sayılamayacak bazı açıklamalar yapmıştır.
1- Şehir Tiyatrolarında 9 ayda 82.000 TL harcandığı gerçek değildir çünkü ben (Genel Sanat Yönetmeni) sadece 1.000 TL aylıkla çalışıyorum, diğer üç arkadaşım ise asgari ücretle çalışmaktadır
2- Gidilen turnelerin masrafları dahil değil sözü de gerçeği yansıtmamaktadır. Bu süreçte Isparta, Denizli ve İstanbul'a gidilmiş ve belediyenin kasasından bir tek kuruş çıkmamış Bu üç şehrin turne masrafı, kuruşuna kadar tiyatroyu davet eden taraflarca karşılanmıştır. Otobüs kirasından konaklamasına kadar. Bu turnelerle ilgili bir kuruşta harcırah almadık belediyeden.
3- Sizden önce tashihi yapılan tiyatro yönetmeliğine bir zahmet bakın. Suçladığınız Ali ÇAKALGÖZ dizi ve film setlerine, Belediye Meclisinin onayından geçen yönetmeliğin nasıl ve hangi maddesine göre gidiyormuş.
LİNÇÇİ TTB Ali Çakalgöz'ün bu açıklamalarını dikkate almak yerine belediyenin aldatmacalarını, verilen sözlerini ve bu değişimden açık yarar görenlerin dedikodularını esas almıştır ne yazık!..
LİNÇÇİ TTB KENDİSİYLE DE ÇELİŞİYOR VE ORADAKİ ŞEHİR TİYATROSUNUN KAPANMADIĞINI SEÇTİĞİ BAZI KELİME VE CÜMLELERLE DE ONAYLAMIŞ OLUYOR
LİNÇÇİ TTB Ali Çakalgöz'den söz ederken tasfiye kelimesini kullanmaktadır. Yani bir anlamda Afyon Şehir Tiyatrosunun hiç kapanmadığı sadece bazı kişilerin değiştiği gibi bir yalanı kabullenmiş olmaktadır. Oysa ki oradaki başlayan amatör çalışmalar maskeleme için kullanılsa da Afyon'da profesyonel kadrolu Şehir Tiyatroları kapanmıştır.
LİNÇÇİ TTB'nin yeni bildirisinde bir diğer cümle "AKBŞT’nin sadece resmi yapılandırılma biçimiyle değil, aynı zamanda topluluk içindeki kamplaşma nedeniyle de bir açmaz ve kargaşaya sürüklendiği aşikârdır." Şeklinde, ki bu durumda da belediyenin tarafların tümünü tasfiye etmediğini, tümünü uzaklaştırmadığını taraflardan birilerini uzaklaştırırken diğerlerine parasız çalışma karşılığı tiyatrodaki iktidarı devrettiğini görmekteyiz. O halde bu kamplaşmayı yaratanlardan bir kısmı cezalandırılmış diğer kısmı ödüllendirilmiştir, bu arada da olan resmi tiyatroya olmuş ve kapatılmıştır.
Yine LİNÇÇİ TTB Bildirisine dönersek;
Oraya gittiğimizde, tiyatro çalışmalarına geçici olarak ara verildiği ve çalışmaların başlatılmış olduğu, kültür merkezinin yeni şehir planlaması nedeniyle yıkılacağı, fakat Halk Eğitim Merkezi’nden devralınacak binanın tadil edilerek daha donanımlı bir sahnenin inşa edileceği, belediyenin tiyatro çalışmalarından tasfiye edilen tiyatrocuların belediyenin sahne olanaklarını kullanmaları konusunda engel çıkartılmayacağı bizzat Kültür ve Sosyal İşleri Müdürü tarafından söylenmiştir.
LİNÇÇİ TTB bu bildiri ile kurumsal bir kimliği olan, ödenekli ve profesyonel bir yapılanmadaki Afyon Şehir Tiyatrosu’nun kapatılıp bunun yerine amatör tiyatro çalışmalarının sürüyor olmasını onaylamış oluyor. Bir ödenekli tiyatronun kapandığı gerçeğini göz ardı edip sanki hiç bir değişiklik, hiç bir fark yokmuş geçici ara verilip aynen kaldığı yerden sürüyor aldatmacasını onaylamış oluyor.
İş akitleri feshedilenler de istiyorlarsa gelip burada çalışsınlar, cümlesiyle de sanki bir ikram da bulunuluyor ve mağduriyet yaşatılmıyormuş gibi bir başka aldatıcı söylem dillendiriliyor.
Acaba LİNÇÇİ TTB üyeleri herhangi bir belediyenin veya kurumun veya bir dizi çeken film şirketinin çatısı altında bedava çalışmayı kabul edip bunun da bir lütuf gibi dile getirilmesini kabul ederler miydi?
Acaba Belediye cenaze işlerinde de gönüllülüğe geçebilir mi?
Otobüslerde şoförleri çıkarıp gönüllülüğe geçebilir mi?
Sonra da diliyorsa işten çıkardığımız şoförler de gelip araçları gönüllü sürebilir, ölüleri gönüllü gömebilir diyebilir mi?
Var mı böyle maskaralık, böyle akıl dışı bir açıklama? Hadi Afyon Belediyesi tiyatroyu meslekten, işten ve ihtiyaçtan saymıyor olabilir, bunu vazgeçilebilir ihtiyaç sayabilir, Ali Çakalgöz'ü yollarız, hevesli öğrencileri kendi kendine bir şeyler yapar diyebilir, ama LİNÇÇİ TTB oradaki ülkemizin ender yerel ödenekli tiyatrolarından birini kapatan belediyenin yaptığı bu kandırmaca operasyonuna ve verilen sözlere(!) orada hemen bir protesto ile yanıt vermiyorsa LİNÇÇİ TTB'nin konuya yaklaşımını (içlerinde bazı dostlarımız, arkadaşlarımız ve çok değer verdiğimiz kişiler olsa da) sorgulamak da bizim üzerimize vazifedir hiç kusura bakmasınlar.
Yukarıdaki belgede Belediye başkanının nasıl bir anlayışta olduğunu görmek mümkün. Tiyatroya 82 Bin TL harcanmış demektedir. Muhtemelen bir önceki belediye de harcamıştır. Ama önceki belediyenin ihtiyaç olarak gördüğünü bu belediye ihtiyaç olarak görmüyor olsa gerek ki bu (gereksiz) harcamaya dikkat çekme gereği duyuyor. Yine bu belediye başkanı acaba dünyanın neresinde hangi tiyatrocunun 08:00-17:00 çalıştığını zannediyor acaba? Tiyatrocular gerekirse oyun öncesi gece yarılarına dek de çalışır diğer belediye memurları uyurken. Yani konuya neresinden bakarsanız bakınız ortada Afyon'da tiyatro konusunda bir geri adım vardır, bir budama girişimi vardır. Tiyatroyu yatırım yapılmayacak bir alan olarak gören belediyenin profesyonel kadroları tasfiye edip, bedava çalışma karşılığı Ali Çakalgöz'ün öğrencilerinden devşirip bir anda yönetmen konumuna yükselttiği kişileri kullanma girişimi vardır. fakat ne yazıktır ki LİNÇÇİ TTB bazı cümleleriyle tiyatronun kapatılmadığını sadece bir kaç tasfiyeyle aynen sürdüğü kandırmacasını benimsemiş görünmektedir.
LİNÇÇİ TTB BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ GİBİ DAVRANIŞ GELİŞTİREMEMEKTEDİR! ADETA DEVLETİN ATADIĞI BİR HAKEMLİK ROLÜNE SOYUNMUŞTUR!
LİNÇÇİ TTB bildirisinde "Bu durumda, resmi tüzüğe göre gayet yasal bir şekilde elinden alınmış genel sanat yönetmenliğini iade edecek yeni bir belediye başkanının (haminin) yolunu gözlemekten başka çaresi yok demektir." şeklindeki cümleye dikkat ediniz. Elbette ki bu yönetmeliklere göre de yürürlükteki iş yasalarına göre de işveren (belediye) bazı çalışanlarını işten çıkarabilir. Ama bizim anlamadığımız bir sivil toplum kuruluşu olan LİNÇÇİ TTB tutumunu yürürlükteki 12 Eylül faşist iş yasalarına ve belediyenin tüzüğüne göre mi belirleyecektir?
Eğer zaten bunu onaylamaya gittiyse gereği yoktur boşa zahmet etmiştir. Ali Çakalgöz ve arkadaşları eğer yasal haklarını alamadılarsa ya da göreve iadeleri gereğini düşünüyorlarsa avukat tutup yasal haklarını takip edecek zekaya sahip olsalar gerek.
LİNÇÇİ TTB Afyon ziyaretinin ardından "resmi tüzüğe göre görevden alınmıştır" diyecekse gerçekten boşa zahmet etmiştir. Oysa bir sivil toplum örgütüne düşen gerektiğinde iş yasalarına da, hele ki bir belediyenin bu dayatma tüzüklerine rağmen karşı tavır sergilemek ve kamuoyu baskısı oluşturmaya çabalamak değil midir? Kaldı ki Belediye başkanı yaptığı açıklamada sadece tasarruf nedenlerini gündeme getirmektedir ki tasarruf nedeniyle işten çıkarmalar zaten tartışmalı konulardandır.
YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ SÖYLE, YA SÖYLEDİĞİN GİBİ GÖRÜN...
LİNÇÇİ Türkiye Tiyatrolar Birliği olarak, her yerde olduğu gibi Afyon’da da demokratik ve özerk bir tiyatronun önünü açacak bir stratejiye ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Oradaki belediye yetkilileriyle görüşmeler de ona göre yürütülmüş ve değerlendirmek isteyen için önemli sözler alınmıştır.
Önceki yapılanmanın Özerk olmadığı, (tıpkı ülkemizdeki hiç bir ödenekli tiyatronun olmadığı gibi) aşikardır. Ama bu nasıl bir stratejidir ki elde bulunan hakların da alınmasına, ayrıldığı söylenmiş 82 bin TL de kısılmasına, profesyonel yapılanmaya son verilmesine göz yumacak ve alınan kırıntı haklara sahip çıkmadan orada demokratik ve özerk bir tiyatronun önünün açılmasını bekleyeceksiniz?! Eğer bu bildiriyi hazırlayan bir tüzel kişilik değil de bir kişiye ait yazı olsaydı bu kişi kesin akli melekelerini yitirmiş derdim ama bütün LİNÇÇİ TTB'liler mi akli melekelerini yitirdi Allah aşkına?!
(Kaynak: tiyatrom.com)
***
Oyun'un notu: Yukarıdaki metni, LİNÇÇİ Ahmet Ertuğrul Timur'un sahibi olduğu LİNÇÇİ tiyatrom.com sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık. Ancak, metinde bulunan LİNÇÇİ adlara biz link verip, bu adları biz kırmızılaştırdık!
Ayrıca bakınız:
LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!
Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!
Linç imzacıları listesi