3 Şubat 2010 Çarşamba

Özgür Başkaya'nın gönderdiği e-postayı yayınlıyoruz. (HB)


***


Sanata ve Sanatçıya Saygısızlık...


Ankara Yenimahalle Belediye Tiyatrosu gerekçe göstermeden sezon ortasında kapatıldı.

Ekim 2009 tarihinden bu yana Ankara Yenimahalle Belediyesi’ne bağlı olarak çalışan “Yenimahalle Belediye Tiyatrosu” hiçbir gerekçe gösterilemeden kapatıldı ve çalışan 12 sanatçının işine son verildi.

Yenimahalle Belediye Başkanı ‘nın direktifi ile, önceden hiçbir uyarı yapılmaksızın Azizi Nesin’in yazdığı “Sen Gara Değilsin” oyununun provası sırasında tıpkı ironik bir Aziz Nesin hikayesi gibi aldıkları bir tebligatla tiyatronun kapatıldığını öğrenen sanatçılar, sanatın ve sanatçının bu kadar hafife alınmasının , ‘ben istedim oldu’ keyfiliğinin , karşısında olacaklarını, dile getirdiler.

Yenimahalle Belediye Tiyatrosu’nun oluşumu için, Belediye tarafından yapılan davet üzerine, yerel seçimlerden sonra sanat a önem veren bir yaklaşım sergileneceği umuduyla Ekim’de göreve başlayan ve sezon açılışını 20 Ekim 2009’da gerçekleştiren sanatçılar, beklenilmeyen bir süprizle karşılaştılar.

Yeni bir oluşuma başlandığı için geleceklerini ve geçimlerini bu tiyatro uğraşına bağlayan, heyecanla ve canla başla mesleklerini yapmak için haftanın her günü çalışan tiyatro sanatçıları, değerlerinin ve verdikleri emeğin bilinmemesi bir yana, sezon ortasında işsiz de bırakılmışlardır.

Üç ay gibi kısa bir zamanda bir çocuk oyunu ve iki yetişkin oyunu çıkartan, Belediyece yürütülen tiyatro kurslarına eğitici öğretmen olarak katılan ve bu kurslarda, sadece sahne üzerinde değil hayatın her evresinde sağlam durabilen, farkındalığı artmış bireyler yetiştirebilmek için planlı ve programlı bir çalışma içinde olan tiyatro sanatçılarının hakları nasıl ödenecektir bilinmez. Bu işe gönüllerini vermiş, toplumu olumlu yönde değiştirmek, geliştirmek için çaba gösteren ve bu anlamda sanatın öneminin farkında olan, sancı duyan ve çaba gösteren oyuncular ve aralarında önemli savları dile getirmiş, denemeleri, uygulamaları gerçekleştirmiş, ülkemiz tiyatro hareketine emeği geçen, Tiyatro Bölümü Mezunları Derneği eski Genel Başkanı sayın Şenol Tiryaki , Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Tiyatro Bölüm Başkanı Sayın Prof.Dr. Nurhan Karadağ ve Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. Nedim Yıldız gibi ömürlerini tiyatroya adamış insanların da danışman ve sanat yönetmeni olarak bulundukları topluluğun tiyatro uğraşı, Yenimahalle Belediyesi’ne ağır gelmiştir

Ankara Yenimahalle Belediyesi kendi başlattığı bu birimin çalışmalarını anlamsız bir biçimde kendi içindeki kişisel çatışmalarla baltalamış, denizi geçip çayda boğulmuştur.

Tiyatro sanatçıları verdikleri her sözde durarak düzenli olarak oyunlarını sergilemiş, provalarını gerçekleştirmiş, Belediyece yürütülen tiyatro kurslarına ders hocası olarak girmişlerdir. Bu süreç içinde tiyatro biriminde aylık çalışma raporları hazırlanmış, ileriye dönük projeler beirlenmiş, repertuar oluşturulmaya başlanmıştır. Tiyatronun işleyişiyle ilgili yönetmelik taslakları hazırlanmıştır. Ayrıca bir iç yönetmelik hazırlanarak iş bölümü sağlanmıştır. Başarıları seyirci, öğrenci ve öğretmen memnuniyetiyle kanıtlanmıştır. Fakat aynı hassasiyet Yenimahalle Belediye yönetimi tarafından gösterilmemiş, verilen hiçbir söz tutulmamıştır. Örneğin tiyatro mekanları, sahne ve tuvaletler bir gün bile temizlenmemiştir. Oyuncular, tiyatro giriş kapısında görevli arkadaşla birlikte temizlik yapmıştır. Oysa “koskoca” Yenimahalle Belediyesi kadrosunda yüzlerce temizlik işçisi çalışmaktadır. Su sebili, çay ve tuvalet kağıdı gibi insani istekler musluktan su içilmesi ve çay içilmemesi önerileriyle ret edilmiştir. Soğukların başlamasıyla tiyatro salonunun klimalarının çalışmaması da ilginçtir. Çünkü klimaların kumandaları kaybolmuş, bu konuda arızalı diye yalanlar söylenmiştir. Oyuncular, hatta seyirciler hasta olurken Yenimahalle Belediyesi bu tavrını sürdürmüştür. İşin en ironik tarafıysa işten çıkarılmanın hemen ertesi günü çay makinesi, temizlik elemanı dahil tüm eksiklikler giderilebilmiş, klimalar son hızda çalıştırılabilmiştir.

Ayrıca Kasım 2009 tarihinden beri oynayan çocuk oyununun afişi basılmamış, tanıtımı yapılmamıştır. Prof.Dr. Nurhan Karadağ’ın hiçbir ücret talep etmeden yönettiği “Sen Gara Değisin-Bir İnsan Başı Üstüne Üç Sesli Üzünç” adlı oyunun dekor, kostüm ve spot ihtiyaçları karşılanmamıştır. Bir başka çelişki ise Özgür Başkaya’nın yine hiçbir ücret talep etmeden sahnelediği ve oynadığı Nazım Hikmet’in “Aşkın Vatanı Yoktur” adlı oyunu, duyurusu yapılmadığı için az sayıda seyirciye ulaşabilmiş, kendi etkinliğini görevi olduğu halde duyuramayan hatta duyurmayan belediye cezayı oyuncularına kesmiştir.

12 Sanatçının ayrılması ile birlikte kesintiye uğrayan tiyatro kurslarının akibeti ise acıdır. Kursiyerlerini hafife alan, eğitim kalitesini hiç düşünmeyen Belediye yönetimi, zamanında ‘Belediye Tiyatrosu’ tarafından yapılan detaylı planı ve programı (okumadığı için) yok sayarak ve işi hafife alarak, hiç oyunculuk eğitimi almamış, yetkin ve tecrübesi olmayan kişilere bu görevi teklif etmiş, tiyatro kursunun içeriğini boşaltmıştır.

Yetkin ve yerleşik bir kadronun ağır geldiği Yenimahalle Belediyesi şimdi hangi prensip, ilke ve hedefle hareket ettiği belli olmayan bir anlayışla oyun mu satın alacaktır. Bunun Belediye bütçesine getireceği maliyetin farkında mıdır ? Bilinmiyor elbet. Ancak biliyoruz ki, Türkiye’nin sanat hayatına yenilikleriyle yön vermektense popüler yüzlerle seyirci çekme kaygısı güden dar görüşlü yöneticileriyle seyirciye de haksızlık edilmektedir. Seyircinin, özenti olana ilgi göstereceğini sanarak aşağılayan bu zihniyet, tiyatronun metalaşmasına. hizmet ettiğinin elbette farkındadır. Seyirci de farkına varacaktır ve seyirci her zaman en iyisine layıktır.

Tüm bu olanlar, bu alanda yetersiz ve işi bilmeyen, bilgisi olmayan ama fikri olan, dedikodu kültürünün cazibesine kapılıp, halkın sesini artık duymayan bir kadronun, işi eline yüzüne bulaştırma hikayesidir. Belediye Tiyatrosu’nca tüm bu sorunlar ve sorular defalarca Belediye Başkanı’na (Fethi beye) ve yardımcısı (Şenol beye) başta olmak üzere yetkililere (Kıvanç beye) ulaştırılmaya çalışılmıştır.. Ama hiçbiri nin sorulara verecek cevapları olmadığı, beklide işten çıkarmaları gerekçelendire meyecekleri için sanatçılarla konuşmaktan özenle kaçınmışlar, randevu isteklerini geri çevirmişler, çalışma raporlarını okumamışlardır.. Zaten tiyatro kadrosuyla tanışmayan, oyunlara gelmeyen, etkinlikleri halka duyurmayan, afiş basmayan bir yönetimden doğru ve düzgün bir yaklaşım beklenmemektedir. Fakat bu kadroyu, bu oluşumu kendilerinin kurduğunu düşünürsek işin vahameti daha da artar kanaatindeyiz.

Ülkemizin her yerindeki bu ve buna benzer zihniyetlerin sanatı baltalamasına, sanatçıyı mağdur etmesine karşıyız. “Sanatkar, toplumda uzun uğraş ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır." Demiştir Atatürk, Onun "Bir millet sanata ehemmiyet vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur" sözü, sanata ve sanatçıya sadece göstermelik broşürlerinde önem verdiğini yazan Ankara Yenimahalle Belediye yönetimine ders verir niteliktedir.

Saygılarımızla.
31.01.2010