8 Şubat 2010 Pazartesi

Coşkun Büktel


Kongre Vadisi'nde kongre olması yüzünden kapatılabiliyorsa, "Yeni" Muhsin Ertuğrul Sahnesi, ancak kasapta et, fırında ekmek, manavda meyva olmadığı zamanlar tiyatroya açılacak demektir.

"YENİ" MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESİ'Nİ "GÜVENLİK GEREKÇESİYLE" KAPADILAR...

TIPKI 18 YIL ÖNCE DT'NİN YILDIZ SAHNESİ'Nİ DE "GÜVENLİK GEREKÇESİYLE" KAPADIKLARI GİBİ...

7 Şubat 2010

1992'de, DT'nin Yıldız Sahnesi'ni kapatan üçlü:

1) Kültür bakanı Fikri Sağlar

2) Bakan baş danışmanı Emre Kongar

3) DT genel müdürü Yücel Erten

AKP, tiyatroların "güvenlik gerekçesiyle" (ya da "bahanesiyle") kapatılabileceğini 18 yıldır biliyordu. AKP, bu yöntemi, Fikri Sağlar, Emre Kongar ve Yücel Erten'den öğrenmişti. Hatta Yücel Erten'den yalnızca güvenlik bahanesiyle sahne kapatmayı değil, fazlasını da öğrenmişti:

O zamanın DT genel müdürü Yücel Erten, Yıldız Sahnesi'nin kapatılmasına onay vermekle kalmamış; sahnenin kapatılmasına karşı çıkan, Yıldız Sahnesi'nin kapatılmaması için seyircilerden imza toplayan DT sahne amiri Ediz Baysal'ı disipline vermiş, Baysal'ın maaş kesintisiyle cezalandırılmasını da sağlamıştı. Yıldız Sahnesi kapatılmasın amacına yönelik mücadelesi nedeniyle maruz kaldığı bu haksız cezayı içine sindiremeyen DT sahne amiri Ediz Baysal, DT yönetimini mahkemeye vermiş, mahkemeyi kazanmış ve haksız yere ödediği cezayı Yücel Erten yönetiminden faiziyle birlikte çatır çatır geri almıştı.

Biz, sahne amiri Ediz Baysal'ın tiyatro kapatan yüksek yetkili vandallara karşı 1992'de verdiği mücadeleyi destekleyen ve duyuran tek yazar olmuştuk. (Bakınız: Coşkun Büktel, "Bir Politikacının Portresi: Yücel Erten", Gölge Tiyatro, sayı 11, Kasım 1997. Bu yazımız, "Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları" adlı kitabımızda da yer almaktadır: Sayfa 380-457.)

Şimdi, "Bir Politikacının Portresi: Yücel Erten" başlıklı yazımızdan tadımlık bir parça aktaralım da, "güvenlik bahanesiyle" tiyatro kapatmayı kimler nasıl başlattı bir kez daha anımsayalım:

(...) Bakanlık, Yıldız Sahnesi'ni "güvenlik" gerekçesiyle kapatıyordu. Güvenlik önlemleri almak yerine. sahneyi halka yasaklayıvermek, elbette çok daha kolay, ucuz, pratik ve bir o kadar da antidemokratik bir yöntemdi. Ama Fikri Sağlar gibi, danışmanı Emre Kongar gibi, genel müdürü Yücel Erten gibi, demokrasi şampiyonu olarak tanınmayı becermiş kişiler için, kokusu pek fazla yayılmadıkça, antidemokratik yöntemlerin hiçbir sakıncası yoktu. Kokusunun pek fazla yayılmasına da izin vermeyeceklerdi. Ayrıca kamunun duyarsızlığına ve hafızasızlığına da zaten güvenleri tamdı.

Bu yazıyı baştan beri okuduysanız, Yıldız Sahnesi'ni Kültür bakanı Fikri Sağlar'a karşı savunan sahne amiri Ediz Baysal'ın girişimine, Sağlar'ın genel müdür yaptığı Yücel Erten'in "aferin" demeyeceğini tahmin etmiş olmalısınız. Yücel Erten için Yıldız Sahnesi'ni savunmak mı daha önemliydi, Fikri Sağlar'a yaranmak mı? Bu sorunun cevabını biz vermeyelim. Biz somut olayları aktarmakla yetinelim. Cevap kendiliğinden ortaya çıkacak.

Raik Alnıaçık'ı biliyorsunuz: Aile dostu Nezihe Araz'ın "Savaş Yorgunu Kadınlar" adlı rezilliğini DT'ye öneren ve Yücel Erten'in himmetiyle kabul ettiren şahıs.

Sahne amiri Ediz Baysal; yukarıdaki dilekçeyi ("Yıldız Sahnesi Kapatılmasın!" konulu dilekçe. CB) 6 Kasım'da imzaya açmasından tam bir hafta sonra, Yücel Erten'in İstanbul Devlet Tiyatrosu müdürlüğüne "özenle" seçtiği işte o Raik Alnıaçık'tan, 13. 11. 1992 tarih ve 370/577/2833 sayılı şu yazıyı aldı:

EDİZ BAYSAL

İst. Dev. Tiy. Sahne Amiri

Müdürlüğümüzün sözlü uyarılarına rağmen görevli olduğunuz Yıldız Sarayı Tiyatrosunda oyundan sonra izinsiz ve yetkisiz olarak, Yıldız Tiyatrosu ile ilgili seyircilerle konuşma yaptığınız tespit edilmiştir.

Bu nedenle 13. 11. 1992 cuma gününden itibaren Yıldız Sarayı Tiyatrosundaki görevinizden alınarak yeni bir göreve kadar Merkez Sahne Amirliği emrinde görevlendirilmiş bulunmaktasınız.

Bilgi ve gereğini öenemle rica ederim.

Prof. Raik Alnıaçık

İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü

İmza

İşte sevgili Yücel, senin döneminde sırf Yıldız Sahnesi'ni kurtarmaya çalıştığı ve seyirciye görüş açıkladığı için, bir sahne amirinin, senin "özenle" seçtiğin İstanbul müdürü tarafından önce sözlü olarak "uyarılması" ve daha sonra da, Yıldız Sarayı Sahnesi'ndeki görevine son verilerek "cezalandırılması" ile ilgili kapı gibi belgeyi burnuna dayıyorum. Ve şu laflarını yemen için tekrar önüne atıyorum: "Peki ama, benim Genel Müdürlüğüm döneminde, bu türden pek çok girişim olduğu halde, bu yüzden ceza almış bir tek kişi var mı? Yok! E ne oluyor peki? Niye bana tebelleş oluyorsun?" (Afiyet olsun, Yücel!)

(...)

(Kaynak: Büktel, "Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları", sayfa 436-438. NOT: Bu kitabı okuyanlar, Yücel Erten gibi linççilerin, iftiralarla dolu o linç bildirisini neden imzaladıklarını gayet iyi anlıyorlar.)

("Açsalar bile güvenlik gerekçesiyle yine kapatırlar, olur biter" diyerek Feridun Çetinkaya ile Hilmi Bulunmaz'a defalarca belirttiğimiz tahminimizi tıpa tıp doğrular biçimde) "Güvenlik gerekçesiyle" kapatılan ve şimdilik, ebediyen kapatılmayacağını umduğumuz "Yeni" Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu hakkında, A. Ertuğrul Timur'un Medya Faresi sitesinden aktardığı kapatılma haberine link veriyoruz (İnşallah biz link verdik diye Timur, eskiden hep yaptığı gibi, yine sayfayı silip bizi yalancı çıkarmaya kalkmaz):

HİÇ DE SÜRPRİZ OLMAYAN BİR HABER!

Harbiye Çok Amaçlı Salonu Açıldığı Gibi Kapandı!

Lütfen, TIKLAYINIZ!