29 Ocak 2010 Cuma

Dil bilinci gelişmiş Büktel ile Bulunmaz'ı LİNÇ KAMPANYASIYLA imha etmek isteyen Ertuğrul Timur, her zaman yaptığı gibi dil bilincini de imha ediyor!

Oyun'un notu: LİNÇÇİ yayıncı Ahmet Ertuğrul Timur'un (nam-ı diğer 3. Abdülhamid) yazım yanlışlarıyla kaynayan yazısını okunur kılmak için bazı önemli yazım yanlışlarını kırmızıyla belirginleştirip, hemen yanlarına parantez içerisinde doğrularını yeşille biz yazdık! (HB)


***


TİYATRONUN EVRENSEL SİMGESİDİR BİR TARAFI GÜLEN DİĞER TARAFI AĞLAYAN MASK. AMA BİZİM KOLAJ (Kolaj: "Düz bir yüzey üzerine fotoğraf, gazete kâğıdı ve benzeri nesnelerin yapıştırılmasıyla ve bazen boya ile de karıştırılarak uygulanan bir resimleme tekniği, kesyap") İLLÜSTRASYONUMUZDAN (İllüstrasyon: "Resimlerle süsleme, resimleme, resmetme") BAŞKA BİR ANLAM ÇIKARMAK MÜMKÜN. SİYASAL ERK'LE (ERKLE) SANATIN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNDE TİYATRONUN GİDEREK AĞLAYAN, ERKİN İSE GÜLEN TARAF OLDUĞUNU SİMGELEDİĞİNİ DE DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ. YADA SİYASAL ERKİN SANATA DAHİL OLMA ÇABASINI DA GÖREBİLİRSİNİZ. YOK EĞER BİZ BURADAN TİYATROYA SAYGISIZLIK ÇIKARACAĞIZ DERSENİZ DE O DA SİZİN ÖZGÜR YORUMUNUZDUR BUYURUNUZ ÇIKARINIZ.

*1 Yazımızı girdiğimizde burada yer alan kolaj İllüstrasyonumuz (illüstrasyonunum) Elbette (elbette) Şehir Tiyatrolarına (Tiyatroları'na) karşı bir anlam taşımıyor tersine Şehir Tiyatroları üzerine gölgesi düşen siyasi erk'i (erki) anlatmayı hedefliyordu. Fakat bu konuda bizi uyarma gereği duyan gerek Orhan Alkaya, gerek Can Doğan ve olası diğer şehir (Şehir) Tiyatrosu sanatçılarının kurumsal hassasiyetlerini de dikkate alarak; ve konunun bir illüstrasyona kilitlenmeyip asıl mecrası içinde sürmesi adına değişikliğe gidilmiştir (Oyun'un notu: Bakınız; 3. Abdülhamid, tiyatroyu magazinleştiriyor!)

ORHAN ALKAYA GÖREVE GELDİĞİNDE İBŞT YAKIN GEÇMİŞİNİ ANLATTIĞIM UZUNCA BİR YAZI KALEME ALMIŞTIM VE DEMİŞTİM Kİ :

Bu macera yeni değildir ve Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanı olarak ilk kez iktidarla tanışmasıyla başlamıştır.

VE BU MACERA ORADA DA KALMADI SÜRÜYOR

2002 YILINDA YANİ 8 YIL ÖNCE YAZDIĞIM BİR YAZIDAN : http://www.tiyatrom.com/aetimur_ali_taygun_yanit.htm

2 NİSAN 1994 RECEP TAYYİP ERDOĞAN, BELEDİYE BAŞKANLIĞI GÖREVİNE BAŞLADI ve ilk atamalardan biri olarak Şenol DEMİRÖZ 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşlarından olan İstanbul Kültür ve Sanat Ürünleri Tic. Ve San. A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Aynı yıl içinde Kültür İşleri Daire Başkanlığı’na tayin edildi. Halen bu görevi yürütmekte ve ayrıca İstanbul Şehir Tiyatroları Repertuar Kurulu Başkanlığı’nı yapmaktadır. Peki Şenol Demiröz kimdir? ŞENOL DEMİRÖZ Ülkü Ocakları'nın ilk kurucularındandır. Milliyetci Cephe iktidarları döneminde Şenol Demiröz, 6 Şubat 1976 - TRT'ye danışman oldu. MHP bir ideoloji partisidir. Her ideoloji partisi gibi MHP'de (MHP de) kültür ve eğitim kurumlarının ideolojik yayılmada önemini bildiği için Milli Eğitim Bakanlıkları (Bakanlığı), TRT, Kültür Sanat Kurumları (kurumlarını) ilk politize olunacak alanlar olarak görür. 1976'da bir MHP'li olarak gördüğümüz Kemal (Şenol) Demiröz'ü 1994'lere (1994'e) geldiğimizde Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın arkadaşı olarak görmekteyiz ve bu kez de Recep Tayyip Erdoğan tarafından yine politizasyonun köprü başı olan alanlara yani halen yürüttüğü görevlere getirilir. Sadece belediyede değil ülke genelinde iktidara gelinen bu dönemde belki de Demiröz'ün yeni mekanı da TRT Genel Müdürlüğü olacaktır göreceğiz.

Not: Şenol Demiröz bu yazıyı yazmamdan bir süre sonra gerçekten TRT Genel Müdürlüğüne (Müdürlüğü'ne) getirilmiştir.

***

Yine 2002 yılında yazdığım bir yazıdan bir bölüm : http://www.tiyatrom.com/aetimur_ibst_ayna.htm
1994 yerel seçimlerinin ardından Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bir TV kanalına yaptığı açıklamada “Şehir Tiyatrosu’nda bundan sonra Necip Fazıl oyunları oynanacak” diyerek bugünkü tartışmaların ilk ipuçlarını vermişti. O dönemde Erdoğan’ın, tiyatroya 3 şey dayattığı söyleniyor. Bunlar, Necip Fazıl oyunları, Türki oyunlar ve Ramazan oyunlarının sahnelenmesi. Birinci dönemde göreve gelen Genel Sanat Yönetmeni Erol Keskin’in, üç dayatmaya da itiraz ettiği için yanlızca bir dönem kalarak görevinden alındığı, II. dönemde göreve gelen ve beş yıl süreyle görevde kalan Kenan Işık’ın döneminde Türki oyunlar ve Ortaoyunu repertuvara alındı ancak Necip Fazıl oyunları alınmadı... Ardından göreve gelen Şükrü Türen döneminde ise yanlızca (yalnızca) Türki oyunlar repertuvara alındı. Ali Müfit Gürtuna başkanlığındaki belediye yönetimi döneminde bugüne kadar Şehir Tiyatrolarına (Tiyatroları'na) beş ayrı Genel Sanat Yönetmeni atandı. Yeni gelen ekipse (Nurullah Tuncer ekibi) şu an Necip Fazıl’ın “Bir Adam Yaratmak” adlı oyununu sahneleyecek.

***

Yine aynı dönemde yazdığım yazı : http://www.tiyatrom.com/aetimur_ibst_turkiye.htm

MHP Kökenli (kökenli) de olsa Recep Tayyip Erdoğan'la yolsuzlukta ve iktidarda kader birliği etmiş Şenol Demiröz İstanbul'un Kültür İşlerini (İşleri'ni yada işlerini) teslim almış, şehir tiyatrolarının repertuar kurulu başkanı (Şehir Tiyatroları'nın Repertuar Kurulu Başkanı) olmuş, Al Baraka Türk'den bir kişi, Yeni Şafah (Şafak) ve Zaman Gazetelerinden (gazetelerinden) birer kişi Şehir Tiyatrolarına (Tiyatroları'na) danışman , basın sorumlusu gibi görevlerle getirilmiş, Tiyatro Müdürlüğünü (Müdürlüğü'nü) ise sonra AKP'lden (AKP'den) Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül üstlenmişti.

Zaman gazetesinde yer alan Tayyip Erdoğan'ın şu sözleri ise tarihe geçilecek bir dönüşüm harekatının ilanıdır

"Azınlıkta olsalar da, fevkalade etkin, nüfuzlu ve kudretli İstanbul entelijansiyasını, siyaseten karşısında olmalarına rağmen pasifize etme başarısını göstermesinde, Kültür İşleri Daire Başkanlığı'nın ve elbette Daire Başkanı Şenol Demiröz'ün payı vardır."

***

TİYATROM O DÖNEMKİ ADIYLA GENÇ TİYATRO genctiyatro.com SADECE BENİM YAZILARIMLA DEĞİL HABERLERİYLE DE, FARKLI KALEMLERDEN YAZILARLA DA KONUNUN ÜZERİNE GİTMİŞ, İSTANBUL VE İZMİT ŞEHİR TİYATROLARINDAKİ TÜRK-İSLAMCI YAPILANMAYI DEŞİFRE ETMİŞ BUNUN ULUSAL BASINDA, GAZETE VE TV LERDE YER ALMASINI DA SAĞLAMIŞTI. İŞTE BUNLARDAN SADECE ÜÇ ÖRNEK : http://www.tiyatrom.com/aet_ntv_msnbc.htm , http://www.evrensel.net/04/07/07/kultur.html#2 VE
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=436064

***

AKP ZİHNİYETİNİN TİYATRODA YANSIMASINI, KAVGASINI, ELE GEÇİRME ÇABALARINI www.genctiyatro VE http://www.tiyatrom.com/ DA ONLARCA YAZI VE HABERLE ELE ALIP ONLARCA YAZIDAN OLUŞAN DOSYALAR AÇMIŞ VE ULUSAL BASINA TAŞINMASININ DA EYLEMLİLİĞİN DE ÖNCÜLERİNDEN OLMUŞTUK. İŞTE BUNLARDAN SADECE BİR ÖRNEK DAHA : http://www.tiyatrom.com/idris_gulluce.htm

***

2008 tarihli yazımdan bir başka bölüm : http://www.tiyatrom.com/aetimur_yeni_50.htm

Evet bu hükümet ve AKP'li belediyeler salonlar da inşa ediyordu yıktığı gibi. Ama, çekindikleri entelijansiya'nın (entelijansiyanın) Taksim ve Harbiye'deki kümelenmişliklerine karşı (karşın), tiyatroyu kendi kalelerine çekmeye çalışıyorlardı. Bu dahi bir uzun vadeli planın parçaları gibiydi. Üstelik Tuzla'da yapılan ve hayatında tiyatroyla hiç ilgisi olmamış AKP'li İdris Güllüce'nin adı verilen muhteşem Kültür Merkezinin (Merkezi'nin) neredeyse haftada bir Mehter gösterisi dışında işlev görmemesi, Atatürk'ün annesinin adını taşıyan, Fatih Vatan caddesi (Caddesi) Zübeyde hanım salonunun (Zübeyde Hanım Sahnesi'nin) bir dönem şehir tiyatrosunca (İstanbul Şehir Tiyatroları'nca) kullanılıp, bir dönem Ali Poyrazoğlu'na verilen ama son yıllarda ise Fatih Belediyesi amatör gençlerinin az sayıdaki oyunu dışında tiyatro dünyasına adeta unutturulup özel seminerlerde her haftasonu sarıklı çarşaflılarca dolup boşalması tiyatro binalarının nasıl bir işleve de bürünebileceğinin işareti olsa gerek.

***

2008 tarihli yazımdan bir başka bölüm : http://www.tiyatrom.com/aetimur_yeni_50.htm

Peki AKP'yi tiyatrolar üzerinde bu denli kararlı kılan neydi?

Çok açık. Kitleler üzerinde etkili olan tüm güçleri kontrol altında tutma isteği. AKP yeterli çoğunlukla hükümetteydi, Cumhurbaşkanlığını almıştı. Medyada İslami basın artık güçlü bir şekilde vardı, Aydın Doğan medyası kredi borçlarıyla bertaraf edilmekteydi, diğer büyük medya grubu Fetullah Gülen'in damadına geçiyordu, Adalet Bakanlığı hakim ve savcı atamaları konusunda kanun çıkarıp adım adım yargıda istedikleri yapılanmanın yolunu açıyordu. Kısaca toplum üzerinde direk (direkt) yada dolaylı etkisi olan tüm güçleri yada unsurları adım adım kontrole alma söz konusuydu. Sanat'ta (Sanat da) toplum üzerinde etkili kollardan biri değil midir? Ve direk (direkt), doğrudan mesajlar içeren tiyatro bunun en etkili ve önemli kollarından biri değil midir? O halde kitleler üzerinde belli bir etkisi olan tiyatro başına buyruk bırakılamazdı. (Daha geçtiğimiz günlerde Trabzon Devlet Tiyatrosu başbakan'ın (Başbakan'ın) eleştirisini yapmıştı) Elbette ki iktidar olan kendi bütçesinden beslendiğini düşündüğü kurumları kendine muhalefet etsin diye barındırmak istemeyecekti.

***

OCAK 2008'E GELDİĞİMİZDE EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMAYINCA AKP ÇARŞIYA UYGUN YENİ BİR HESAP DÜZENLER...İŞTE BUGÜN YAŞANANLARIN BAŞLANGICI VE O DÖNEM KALEME ALDIĞIM YAZIDAN BİR BÖLÜM

2008 tarihli yazımdan bir bölüm : http://www.tiyatrom.com/aetimur_yeni_50.htm

Evet Tayyip Erdoğan'a yada muhafazakar kesime göre Türk Tiyatrosu değişmeliydi. Tüm sosyal yaşam şeklinde olduğu gibi tiyatro konusunda da bakışları, özlemleri elbette farklıydı. Ama bunun bu kadrolarla ve mevcut süregiden kurumlarla olamayacağı da gün gibi aşikardı. Kültür Bakanlığı kendilerinde olsa da, Belediye Başkanlığı kendilerinde olsa da, İzmit'de hayatında sahneye çıkmamış bir din Bilgisi (bilgisi) öğretmenini Sanat'tan (sanattan) ve tiyatrodan sorumlu yapsalar da, AKM'nin başına bir imam hatipli (İmam Hatip'li) ve yardımcılığına başörtülü sanatla hiç ilgisi olmayan bir hanım atasalar da, Şehir Tiyatrolarına (Tiyatroları'na) atamayı kendileri yapıyor olsalar da bu oluşmuş yapıyı komple değiştirmeye yetmiyordu. İşte bu noktada AKP genel ve yerel iktidarları artık bu kurumsallaşmış yapılardan kurtulmayı, bu kurumsal yapıları sırtlarından atmayı ve belki uzun vadede yeni bir yapılanmayı düşüneceklerdi doğal olarak.

5018 sayılı yasa çıkarılması, Şehir Tiyatroları Katma bütçeden (Bütçe'den) çıkarılması, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni yetkilerinin budanıp tam bir müdürlüğe dönüştürülmesi denenmesi ve ardından simgeleşmiş 2 binanın yıkılması kararı artık yönetsel tasarruflardan çok bu kurumları küçültmeye ve adıma (adım) adım silmeye doğru atılmış adımlardı. Yıkılması düşünülen Harbiye, Taksim gibi sahnelere alternatif yeni salonlar da kendi kalelerinin içerisine kuruluyordu. Tuzla, Fatih, Kağıthane, Beykoz gibi.

***

İLK KEZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN İSTANBUL'A BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLDİĞİ 1994 YILINDA KÜLTÜR İŞLERİ BAŞKANLIĞINA (BAŞKANLIĞI'NA) ŞENOL DEMİRÖZÜN (DEMİRÖZ'ÜN) VERECEĞİNİ UMDUĞU HİZMETİ AÇIKLARKEN SÖYLEDİĞİ ve

"Azınlıkta olsalar da, fevkalade etkin, nüfuzlu ve kudretli İstanbul entelijansiyasını, siyaseten karşısında olmalarına rağmen pasifize etme"

amacını açıkça dile getirerek başlattığı tiyatro ve sanat kurumlarına karşı gırtlak gırtlağa kavgada karşı duruşla kadrolaşma püskürtülmüştü. ŞİMDİ KAVGADA YENİ BİR RAUNT BAŞLIYORDU... KUDRETLİ İSTANBUL ENTELİJANSİYASASI SAYDIĞI GÜÇLERİN KALELERİNİ, BİNALARINI YIKMAK!

DEVAM EDECEK

(Kaynak: tiyatrom.com)

***

Ayrıca bakınız:

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi