19 Kasım 2009 Perşembe

Aykut Dokuzışıklar, ırkçılığa devam ediyor hâlâ!

Şimdi hedef Kadıköy Belediyesi...

Aynı kişi...


Türkiye Musevileri Hahambaşı Rafael Saban'ın torunu şimdi de sosyal demokrat sanatçı ve politikacıları birbirine düşürüyor. Resmen ortalığı karıştırıyor. Kişisel maddi çıkar hesabı için... İyi niyetli gazeteci, TV'ci ve sanatçı arkadaşlarını kullanıyor. Aslında tatlıcılık yaparak çok da iyi para kazanan bu kişiye 'dur' diyecek kuruluş yok mu? Peki, arkasında kimler var? Bir azınlık mı, yoksa başka güçler mi? Ciddi kurumları nasıl böyle tehdit edebilir, sanatçıları kullanabilir? Yasalarda bunu önleyecek bir kanun yok mu?

Filmi en başa saralım, ne dediğim çok daha net anlaşılır.

Geçen kış... İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Repertuar Kurulu verdiği üç projeyi yetersiz bulup, "Hayır" demişti. Kültür Bakanlığı'ndan da ödenek alamayınca... Devlete ve Büyükşehir Belediyesi'ne savaş açmıştı. Sloganı da çok çarpıcı idi. "AK Parti tiyatroları kapatıp, oraları cami yapacak..." Taksim AKM ve Harbiye Şehir Tiyatrosu'nun önünde bu iddiayı kameralara söyledi. Bu görüntüler, ne yazık ki NTV ve CNN Türk kültür-sanat programlarında defalarca ekrana geldi. Masum sanatçı arkadaşları hatta Genco Erkal gibi iyi niyetli, idealist-efsaneler bile işin içyüzünü bilmeden, dilekçelere imza attı.

Ben de "Geleneksel Türk tiyatrosunu kurtarmak, korumak bu tatlıcıya kaldı" dediğim için ırkçı ilan edildim. Allah'tan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi hakkımı teslim etti. Şunu da anlamıyorum, bana birisi 'Türk-Müslüman' derse benim ona "Sen ırkçısın" mı demem lazım? Hahambaşı gibi saygın bir din adamının torunu olmuşsan, bununla sadece gurur duy. Ama kişisel hesaplarını tiyatro, sanat, din, politika ile harmanlarsan iş değişir. Benim gibi birisi çıkar...

Tatlıcının şimdiki hedefi Kadıköy Belediyesi ve Başkanı Selami Öztürk... Muhafazakârlardan para çıkmadı bari sosyal demokratlar para versin hesabı olabilir mi?

İdealist tiyatrocu ya, Zülfü Livaneli'nin bir romanını tiyatroya uyarlayacakmış, bilmem kaç bin liraya ihtiyacı varmış. Yani Kadıköy Belediyesi çıkartıp o kadar bin lirayı şak diye tatlıcı beye verecek ve sponsor olacak... Olsa dükkân senin de... Bu zamanda kimde para var. Başkan Öztürk kibarca ve açıkça söylemiş. "Ben çalışanların maşlarını zor ödüyorum. Vermem imkânsız..."

Vay sen misin bunu diyen, para vermeyen? İstanbul'un dört bir yanındaki tatlıcı dükkânlarını dolaşacağına... Kadıköy CHP'nin kalesi ya. "Selami Başkan, Livaneli'nin eserine para vermedi" diye kampanya başlatmış. Çalışmayı sevmeyen, lüzumsuz işler yaparak vatanı kurtaran adam çok... Hele internet ortamında yazan, çizenler... Tabii onları örgütlemek, ortalığı karıştırmak da ayrı bir sanat...

Amerika'da tiyatro eğitimi gören tatlıcı, AK Parti iktidar olduğundan beri solcu oldu ya...

"Solcular yardım etmiyor" diye sokaklarda pardon TV'lerde dolaşıyor. Selami Başkanı beğenen yazarlara, sanatçılara da saldırıyor. Çok şükür ben şimdi rahatım. TV'lerde resmen suçlamalar yapıyor, sanatçıları yine kültür merkezi kapılarına çağırıyor. Bakarsın Dersim'de miting yapıp "Yaşasın Alevi tiyatrocular" filan der.

Haa adamın önüne çıkıp parasını istemişsin, haa internette saçma sapan iftiralar ile korkutmuşsun... Ucunda maddi çıkar var. Şu yapılanlar resmen şantaj değil mi?

Gazeteci ve TV'ci arkadaşlarım lütfen böyle insanlara inanmayın. İşin aslını araştırmadan dolmuşa binmeyin.

İlhan Şeşen ile Fatih Erkoç aynı sahnede buluşursa...

Ben kabare salonu sahibi veya işletmeci olsam...

Ben konser düzenleyen organizatör olsam...

Ben müzik yapımcısı, TV program yapımcısı olsam. hele hele TV'de karar verebilen yetkili...

Ne yapar, ne eder Fatih Erkoç ile İlhan Şeşen'i Türk halkının karşısına çıkarırdım.

Bakın neler olurdu... Bunu düşünmemiş olanlara, (Yıllarca sahne işleriyle uğraşmış Arif Sağ ve Mazhar-Fuat-Özkan'ın ilk solo konserlerini yapan, Rumelihisarı'nda Huysuz Virjin'i halkla buluşturan kişiyim.) bir profesyonel olarak sesleniyorum. Bu projeyi sakın kaçırmayın...

Önceki akşam Caddebostan Kültür Merkezi'ndeki çok özel dinletide bulunan şanslı kullardan biriyim. Dinletinin ismi "İlhan Şeşen Live..." Konuk ise Fatih Erkoç idi. Olayın metni yok. Başlaması, bitmesi, arada geçen tüm sahneler, konuşmalar doğaçlama. Ama nasıl güzel bir olay... İzlerken keyiften çatladım sanki... Anlatmak için kelime depom yetmez. Bazen, Fatih'in Eller Eller şarkısında nostalji yapılıyor, eski sevgili anılıyor, bazen İlhan'ın o ölümsüz bestesi Rüzgar'ında... Sahnede pek çok saz var. Fatih hepsinin ustası. Ama elektrikten teknolojiden yardım almak asla yok. Fatih, piyano başına geçip Frank Sinatra'nın o ünlü şarkısı New York, New York'unu söylüyor, hemen ardından İlhan, "New York'ta her şey var, sadece benim İstanbul'um yok" diyen bestesini... Hele ud ile Münir Nurettin besteleri... Kalamış Sahilleri gibi pek çok şarkıda salondaki herkes doğal vokalist oldu.

Dediğim gibi o gece orada olan herkes çok şanslı. Böyle keyif aldığım sanat olayı son yıllarda olmamıştı. İnşallah akıllı bir adam onları başka yerde size sunacak. Bu kadar iki değerli ve çok özel müzisyeni aynı sahnede aynı şarkılarda bulursanız lütfen beni hatırlayın...

Masam davetiye ile doldu demek ki...

Babasının ismini böylesine saygın şekilde yaşatan Kerem Alışık'ın tiyatrosu 72. Koğuş'u oynamaya başladı. Basın galası var. Böyle bir gecede Kerem'in elini iki saniye tutup,elektrik vermek gerekir. "Yanındayım" demek için...

Cine 5 satılmadan önce göz boyamak için hamle yaptı. Beş yeni yüz seçmiş. Yöneticileri kusura bakmasın ama o antipatik ikizlere bakıp da kimse Cine 5'i ne izler, ne de satın alır. Demek ki iş, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'e düşüyor. Ertürk en beğendiğim üç beş bürokrattan biri. Kimlerin taktığı paraları topladı da Cine 5'i mi satamayacak?

21. ENKA Kültür Sanat Kış Etkinlikleri başlıyor. Zuhal Olcay'ın da aralarında bulunduğu güçlü oyuncu kadrosuyla 24 Kasım 2009 Salı günü saat 20.30'da, ENKA İbrahim Betil Oditoryumu'nda! İlk oyun Şölen... İngiliz kadın yazar Moira Buffini tarafından kaleme alınan "Şölen"in yönetmenliğini, metni Türkçe'ye de çeviren Ahmet Levendoğlu yapıyor. Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyunda; Zuhal Olcay'a; Payidar Tüfekçioğlu, Funda İlhan, Ayça Bingöl, Gökçer Genç ve Murat Kılıç eşlik ediyor.

Bostancı Gösteri Merkezi'nde Kıraç'ın konseri var. Çok sıkı hazırlanmış. Sakın kaçırmayın. Funda Arar da yine Günay'da sahne alacak.

(Kaynak: bugün.com.tr)

***

Ayrıca bakınız:
Tiyatrocu Nedim Saban’ı hedef alan ırkçı saldırıyı kınıyorum