'Fransa'da 16. Yüzyıl'da yazılmış Theope diye bir oyun var' dediği CD kaydıyla kesin olarak belgelenmiş olduğu halde, Fransa'da ve 16. Yüzyıl'daki diğer Theope'nin "var" olduğunu söylerken, Nutku'nun kesinlik içermeyen ifadeler kullandığını, yani "kesin konuşmadığını" söyleyen vandallar; Özdemir Nutku'nun suçunu örtbas ederek ona yalakalık hizmeti verirken; hakikati tersine çevirip okurları alçakça aldatarak, hakikate (ve dolayısıyla halka) ihanet etmiş olduklarının farkındalar mı? Onlar herhalde farkındalar da, onların kuyruğuna takılan "linç imzacıları" da farkındalar mı?
İhanetin ayrıntıları için bakınız:
"Hakikat Hiçbir Ülkede Bu Kadar Yalnız Kalmamıştır"