.........................Çetinkaya,
Sabahattin Eyüboğlu'nun Macbeth çevirisini kendine mal edip adını da değiştirmiş ve Devlet Tiyatrosu'na yutturduğu bu sahte çeviriden kâr etmiş olan asparagas yönetmen Müge Gürman'ın;
(Eyüboğlu çevirisindeki bir tekerlemeyi yayınladıkları Macbeth çizgi roman kitabında kullanmak isteyen NTV Yayınları'na)
söz konusu çevirinin "kullanım iznini" bağışlayarak NTV kitabının künyesine Sabahattin Eyüboğlu adı yerine Müge Gürman adını yazdırmış ve böylelikle Eyüboğlu çevirisini bir kez daha "zimmetine geçirmiş" olmasına
......................."itiraz ediyor"
Sabahattin Eyüboğlu'nun hakkı, Sabahattin Eyüboğlu'na
Feridun Çetinkaya / 19 Temmuz 2009
Yaklaşık bir hafta önce, Çetinkaya, telefonla beni arayıp, Macbeth çizgi romanıyla ilgili Pakize Barışta'nın Taraf'ta çıkan yazılarını gördün mü? diye sordu.
Görmediğimi söyleyince de, anlatmaya başladı: Sanırım tam bir kadın dayanışması içinde kitaba piar yapıyorlar. Kitabın çevirmeni Sevin Okyay da, kitap hakkında hem röportaj vermiş, hem de Radikal'deki köşesinde kitabı yazmış. Pakize Barışta Okyay'ın çevirisini övüyor. Okyay ise Barışta'nın yazısına gönderme yapıyor.
Bunun nesi kötü?
Bekle!... Sevin Okyay, Müge Gürman'ın "Cadılar Macbeth'i" ve Kenan Işık'ın "Macbeth"i için "Türkiye'de seyrettiğim en iyi Macbeth prodüksiyonları" diyor.
Yazık!... Demek ki, benim "Shakespeare'e Moruk Muamelesi Yapmak" başlıklı yazımı okumamış. (İlk kez, Express'in 2-9 Nisan 1994 tarihli 10. sayısında yayınlanmış olan "Shakespeare'e Moruk Muamelesi Yapmak"ı, "Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları" adlı kitabımda da bulabilirsiniz.) Okumuş olsaydı, bu iki prodüksiyonun, dünyada ve Türkiye'de yapılmış en "zekâdan uzak" saçmalıklar olduğunu bilirdi. Sevin bu konularda niye demeç veriyor ki sanki? Durup dururken, Müge ve Kenan'ın sırtını sıvazlayarak, (zaten artık tek dişi kalmış uslu bir canavara dönüşen, tüm etkisini ve prestijini yitirmiş olup döşeğinde sakin sakin ölümünü bekleyen) asparagas yönetmen tiyatrosunun, huzur içinde ölmesine neden izin vermiyor sanki?!
Neden olacak, Müge'nin "Cadılar Macbeth'i" metnine ihtiyacı olduğunu sandığı için... Macbeth'deki "Acı üstüne acı / Kan üstüne kan / Kayna kazanım kayna / Yan ateşim yan" tekerlemesini çizgi romanda kullanabilmek için, Sevin Okyay, Müge Gürman'dan izin istemiş. O tekerleme Sabahattin Eyüboğlu'nun çevirisinde de yok mu?
Olmaz olur mu! Müge Gürman Macbeth'i çevirmedi ki... Sabahattin Eyüboğlu'nun çevirisini alıp çevirideki bazı repliklerin yerlerini değiştirdi, bazı replikleri attı, bazı replikleri kısalttı, bazılarını da çoğalttı. Örneğin, "Macbeth uykuyu öldürdü" repliği Macbeth'de bir ya da iki kez geçer. Müge'nin metninde otuz kez geçiyor. Kısacası, Müge Macbeth'i asla çevirmedi. Sabahattin Eyüboğlu metnini bozmakla ve adını değiştirip "Cadılar Macbeth'i" veya "Cadıların Macbeth'i" yapmakla yetindi. Müge'nin o çeviri üstünde yaptığı zekâdan uzak saçmalıkları yapmak için, yönetmen ya da yazar olmaya gerek yok; kulaklarından orman gibi gür kıllar fışkıran sıradan bir kasap da aynı katliamı pekâlâ becerebilirdi. Müge sırf bu katliamı yaptığı için, 500 yıllık Macbeth'in adını değiştirmek ve DT'ye "Cadılar Macbeth'i" adıyla önerdiği dosyanın üstündeki "yazar" ibaresinin karşısına Shakespeare yerine kendi adını yazmak hakkını kendinde bulabildi. Ve Coşkun Büktel'in "Theope"sini aforoz eden, çatısı altında Coşkun Büktel'e iftira edilen Devlet Tiyatrosu'nun (her türlü küfrü anasının ak sütü gibi hak etmiş) yöneticileri, Müge'nin bu küstah sahtekârlığını, ona "yazar telifi" ödeyerek ödüllendirdiler.
Müge'nin kasaplığının ödüllendirilmesine ben de elbette çok sinirleniyorum ama beni daha çok Sabahattin Eyüboğlu'na yapılan haksızlık ve emek düşmanlığı ilgilendiriyor. Eyüboğlu'nun emeğini kendilerine maledenlerden hesap sormazsam, Feridun Çetinka'ya da uykuyu öldürmüş olur. Bu konuda bir yazı yazmayı düşünüyorum.
Tamam! Çok güzel! Ben de bari sana "lojistik destek sağlayarak" uykularımı kurtarayım. Mesela, Müge'nin yayınlanmamış "Cadılar Macbeth'i" metnini sana bulabilirim.
Sabahattin Eyüboğlu ve Orhan Burian'ın Macbeth çevirilerini de bulabilir misin?
İkisi de kitaplığımda var.
Güzel.
Feridun, konuyu sosyal ve dramaturjik tüm boyutlarıyla araştırmaya, olaya karışmış tüm sorumluları ve suçlarını teşhir etmeye böylece karar verdikten sonra, asıl geniş araştırmasını gerçekleştirmeden önce, kısa ve "acil" bir haber metni yazıp Taraf gazetesine göndererek, olayı bir an önce kamuoyuna duyurmaya niyetlendi.
Ne yazık ki Taraf, Feridun'un "Sabahattin Eyüboğlu'nun Hakkı, Sabahattin Eyüboğlu'na" verilsin talebini içeren yazısını (üç gün oyaladıktan sonra) sansür etmekle kalmadı; Feridun'u mümkün olabilecek en vandal kabalıkla, iğrenç biçimde aşağılamaya da kalktı. (Ayrıntıları Feridun'un yazısında okuyacaksınız.)
Çetinkaya'nın, kendi sitesi tiyatrofanzini.blogspot.com'da yayınlamak zorunda kaldığı "Sabahattin Eyüboğlu'nun Hakkı, Sabahattin Eyüboğlu'na" başlıklı yazısını okumak için, lütfen...
TIKLAYINIZ!