Bu ülkede, gerçek anlamda insan hakları, demokrasi oluşmasından yana tiyatro patronları varsa ve bu patronlarda zerre kadar bir insanlık sevgisi kalmışsa, bu patronlar, sahnede döktükleri sahte gözyaşlarının hiç olmazsa birer damlasını sahtelikten kurtarmalı ve sahtelikten kurtardıkları bu gözyaşlarını Güler Zere için dökmeliler.
Tiyatro patronları, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi yararına işgal ettikleri sahneleri korumak için yaladıkları Kültür Bakanlığı çanağının oluşturduğu suç ortaklığından vazgeçerek, artık
Kültür Bakanlığı çanağı
yalamak için dilekçe vermemeliler. Bunu da gerekçelendirip, Güler Zere ve diğer "Güler Zere'ler"in zor koşullarda yaşam savaşımı vermelerinin kamuoyuna mal edilmesi için, çanak yalanmasını protesto ettiklerini, Güler Zere'nin hızla eriyip gitmesine neden olan hükümette önemli bir koltuğu işgal eden AKP'li Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a beyan etmeliler. Bu beyanatlarını;
www.tiyatrodergisi.com.tr
www.tiyatrodunyasi.com
www.tiyatronline.com
www.iatp-web.org
www.tiyatrom.com
www.e-tiyatrom.com
gibi sitelerle ve
Tiyatro... Tiyatro..
Sahne
TEB Oyun
Mimesis
Kavuklu
gibi dergilerle kamuoyuna duyurmalılar. Tiyatro patronları böyle bir eyleme girmezlerse, yukarıda adlarını saydığım ve kendilerine
"Tiyatro Yayıncıları Birliği"
adını takan site ve dergiler, mutlaka Güler Zere'nin en temel insanlık hakkı olan yaşama hakkını savunmak ve tiyatro patronlarını sorgulamak için ivedilikle yayın bombardımanına başlamalılar!
Milliyet gazetesinden aktardığımız haberi okuyunuz. (HB)
***
Kanser hastası Zere’ye iki dakikalık muayene
Gökçer Tahincioğlu
Adli Tıp Kurumu'nun tedavisinin cezaevinde sürmesine karar verdiği kanserli mahkûm Güler Zere’yi sadece iki dakika muayene ettiği ortaya çıktı
Adli Tıp Kurumu'nun, Çukurova Üniversitesi Hastanesi’nin “Hastanenin mahkûm koğuşunda kalması bile yaşamsal risk taşıyor” şeklindeki raporuna rağmen, tedavisinin hastanenin mahkûm koğuşunda yapılmasına karar verdiği kanser hastası mahkûm Güler Zere’yi sadece 2 dakika muayene ettiği ortaya çıktı.
Adana Balcalı Devlet Hastanesi’nin mahkûm koğuşunda avukatı Oya Aslan’la görüşen Zere, raporun verilmesi sürecinde yaşadıklarını anlattı. Aslan, Zere’nin anlatımlarını şöyle özetledi:
Çırılçıplak üst araması
“İstanbul’da götürüldüktün sonra geceyi Bakırköy Hapishanesi’nde geçiriyor. Oradaki gardiyanlar cezaevine girişte çırılçıplak üst araması yapmak istemişler. Ancak buna itiraz edince 3 kişilik geçici koğuşa koymuşlar. Yan koğuşta bulunan arkadaşlarından hırka almasına bile izin verilmemiş. Sabah Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmiş.
Sadece nabza baktı
Zere, Adli Tıp Kurumu’nda yaşadıklarını şöyle anlattı: ‘Bir odaya alındım. Genç doktorlardan birisi nabzımı kontrol etti, kalp atış ritmimi dinledi, halsiz olup olmadığı sordu, ‘halsizim’ dedim. ‘Zaten yeni ameliyat olmuşsun’ dedi. Şöyle usulden yaralarıma, ağız içime bakmadı bile. Tavrından olumlu rapor vermeyeceklerini anladım. Odanın içinde birçok doktor bulunuyordu. Onlar ilgilenmedi, ben daha dışarı çıkmadan bir başka hastayı içeriye aldılar. Raporun olumsuz çıkmasına şaşırmadım.’
Zere sonucu biliyordu belki, bizse mevcut durum karşısında aksi bir rapor verilemeyeceğini ona anlatmaya çalışıyorduk. Sadece 2 dakikalık bir muayene yapılmış. Müvekkilim böyle hazırlanan bir rapor nedeniyle şu anda cezaevinde kanserle mücadele ediyor.”
Mahkûm koğuşu
Aslan, Zere’nin kanserle mücadele etmek zorunda bırakıldığı Balcalı Devlet Hastanesi’nin mahkûm koğuşu ile ilgili olarak da şunları anlattı:“İnfazının tamamlanması istenen yer hapishane koşullarından daha kötü koşullara sahip bir kapatılma mekânı. Sterilizasyon açısından hapishaneden daha steril olmayan, havalandırmasız ve insansız, hastane içerisindeki hapishane. Zere, kapısının arkasında duran askerlerce sürekli izlenmekte. İki metre yükseklikteki demirlikle örülü penceresi morg servisinin penceresiyle karşı karşıya. Morg servisinin hemen yanında olduğunun farkında, ölüm acısı yaşayanların feryatları da kulaklarında.
15 dakikalık görüşme
Şimdilik ağızdan sıvı gıdayla beslenmekte, tedavisi nedeniyle 3 hafta kadar sonra ağızdan beslenmeme ihtimali var. Sonra kılların dökülmesi, derinin kuruması, ses kısıklığı, duymada azalma, orta kulak iltihabı... Her gün 10 dakika radyoterapi alıyor. Götürülürken yakınları görmesin diye jandarma etten duvar örüyor. Sevdikleri ile göz göze gelmesi, onlara gülümsemesi yasak. Yakınları haftada bir defa 15 dakika süreyle görüşebiliyor. Ancak iki demir kapının açılmasıyla hemen yanına varamıyorsunuz.
(Kaynak: Milliyet)