Coşkun Büktel
GÜNCELLEME 3 MAYIS 2009:
Demirkanlı aşağıdaki link yazıma cevap yazmış. "Siz mahkumiyet almadığım bir davayı, temyiz aşamasını bilmediğiniz için mahkumiyet almışım gibi göstermişsiniz" diyor.
Oysa biz, hiçbir şeyi "gibi göstermiş" olamayız. Çünkü "Gibi göstermek" gibi bir çabamız olsaydı, Mustafa Demirkanlı'nın kirli yöntemlerini uygular, iddialarımızla ilgili haberin orijinal kaynağını okurlar görüp de haberi nasıl "gibi gösterdiğimizi" yani çarpıttığımızı anlamasınlar diye, orijinal kaynağı (Demirkanlıgillerin her zaman yaptığı üzere) okurlardan saklardık. Oysa biz, her zaman yaptığımız gibi, bu kez de, iddialarımızın kaynağı olan haberin orijinal sayfasına link vermiş, gerçekleri okurlar için bir tıkla ulaşılabilir kılmıştık.
Kısacası, Demirkanlı'nın "mahkumiyet almadığı bir davayı, temyiz aşamasını bilmediği için mahkumiyet almış gibi göstermiş" olma iddiası gerçek bile olsaydı, "mahkumiyet almış gibi gösterme" suçu, bize değil, haberin kaynağına (yani "4. Kuvvet" başlıklı siteye) ait olacaktı. "4. Kuvvet"teki 2005 tarihli haber, 2009'da hâlâ tekzip edilmediğine ve temyizden bahseden Demirkanlı açık, seçik ve net olarak "temyiz mahkemesi, mahkumiyet kararını bozdu" diyemediğine göre, "yalan makinası" Demirkanlı'nın söylediği her şeyin, belirsizlik yaratma amacına yönelik yalan, iftira ve çarpıtma olduğunu, okurlar, artık benim yardımım olmaksızın da anlayabilmeliler.
Sansürcü Demirkanlı'nın yalan, iftira ve çarpıtma yöntemleri hakkında aydınlanmak için, bugün hâlâ, profesyonel yardıma ihtiyacı olanlar kalmışsa, Demirkanlı yalanlarını ince ince deşifre ettiğimiz yıllar önceki yazılarımıza bakabilir ve incelemelerini "Demirkanlı'ya bir kez daha son olmasını umduğum cevap" başlıklı yazıyla başlatıp, o yazıdaki linkleri geriye doğru izleyebilirler.
Utanma yeteneği ve ilkeleri bulunmayan arsız insanlarla tartışmanın ne anlamı ne de sonu olabilir. Adamın beni suçladığı suçtan kendisinin ceza aldığını belgeliyorum, utanmak yerine, ona çamur attığımı söylüyor. O da yetmiyor hakaretten (bir başka deyişle küfürden) aldığı cezayı önemsiz göstermek için, o cezayla gurur duyduğunu açıklıyor. Yavuz hırsız misali sanık sandalyesinden kalkıp savcı koltuğuna çörekleniveriyor ve beni küfürbaz olmakla ve onu da kendimle eşitlemeye çalışmakla suçluyor. Yahu küfürden sabıkalı olan biriyle, hayatta hiçbir sabıkası olmayan tertemiz biri nasıl eşit olabilir? Ya okurların bu kadar basit mantık çarpıtmalarına kanacak ve bu arsız iftiracının arkasına takılacak kadar moron olması nasıl mümkün olabilir?! Ne yazık ki, oluyor. Burası Türkiye!... Burda her melanet mümkün.
Sanki konu benmişim, küfürden makkumiyeti ben almışım gibi, kalkmış bana "ben küfür etmedim" diyemiyorsun, diyor. Niye diyeyim ki, salak? Küfürden ceza alan ben değilim ki, neden savunma yapmak zorunda olayım? Yapmadığım her şeyi sayıp dökmek, "hacca gitmedim, küfür etmedim, rüşvet yemedim, terli terli su içmedim" gibi açıklamalar yapmak gibi bir zorunluğum yok ki benim!..
Utanması ve ilkesi olmayan adamlarla girişilecek bir tartışma sonsuza dek sürebilir. Arsız bir insanı hiçbir kanıtla, hiçbir belgeyle susturamazsınız. Arsız ve ilkesiz bir insanın her durumda söyleyecek bir şeyi vardır. "Ben küfür etmedim" derseniz, cevap hazırdır: "Coşkun Büktel hemen savunmaya geçti"... Söylemez ve savunmaya geçmezseniz cevap yine hazırdır: "Ben küfür etmedim diyemiyorsun"... Arsız insan için, her yol, her yöntem mübahtır, çünkü arsızların ilkeleri olmaz.
Demirkanlı'nın cevabını okumanız için, (sitesinde bizimle ilgili pek çok yazıyı silip yok ettiğinden) söz konusu cevap yazısının önce Hilmi Bulunmaz'daki sayfasına link veriyoruz. Orada, yazının orijinal sayfasına sizi bir tıkla ulaştıracak linki de bulacaksınız.
Lütfen...
TIKLAYINIZ!
MUSTAFA DEMİRKANLI, KÜFÜR (HAKARET) YÜZÜNDEN MAHKEMECE TAZMİNATA MAHKUM EDİLMİŞ, "TESCİLLİ VE SİCİLLİ" BİR KÜFÜRBAZDIR!
Güya küfre karşı düzenlenmiş linç kampanyasının bir numaralı faili "Yalan makinası" ve "küfürbaz" Mustafa Demirkanlı; küfür (bir başka deyişle "hakaret") yüzünden mahkemeye verilmiş, bu yüzden mahkemece tazminata mahkum edilmiş, "tescilli ve sicilli" bir küfürbazdır.
Demirkanlı'nın güya küfür karşıtı linç kampanyasına imza atan alçaklar, eminiz ki, Demirkanlı'nın kirli sicilini gayet iyi biliyor. Peki Demirkanlı kime küfür (ya da hakaret) etmiş? Kendisinin dansöz kıyafetli fotomontaj görüntüsünü yayınlayan ya da kendisinin fotoğrafını bir penisin üstüne yapıştıran takma isimli bir sapıka mı küfür (hakaret) etmiş? Yoksa kendisine iki kere iki dört gibi belgeli bir iftira yönelten adi bir suçluya mı? Hayır, Demirkanlı, yeryüzünde Mustafa Demirkanlı diye birinin yaşadığından bile haberi olmayan, Demirkanlı'yı hiç tanımayan, bir belediye başkanına küfür (bir başka deyişle "hakaret") etmiş.
İmzacı alçaklar Demirkanlı'nın kirli sicilini bal gibi biliyor, dedik. Ama imzacı mağdurlar ve imzacı gafiller, elbette ki, kimin peşine takıldıklarını bilmiyor. Aralarında Demirkanlı'nın düzenlediği linç kampanyasına imzasının atıldığından haberi bile olmayan mağdurların ve Coşkun Büktel ile Hilmi Bulunmaz adlarını bile duymamış insanların da bulunduğu imzacılardan acaba kaç tanesi, güya küfür karşıtı bu kampanyanın "tescilli ve sicilli" bir küfürbaz tarafından düzenlendiğini biliyor, dersiniz?
İşte Demirkanlı'nın kirli sicilinin mahkumiyet belgesi:
Önce haberi aktaran Hilmi Bulunmaz'ın sitesine, oradan da haberin "orijinal" kaynağına ulaşmak için, lütfen...
TIKLAYINIZ!