19 Mayıs 2009 Salı

Coşkun Büktel
19 Mayıs 2009


Can Doğan; "linç kampanyası"nın düzenleyici ve çağrıcısı Can Törtop tarafından Şehir Tiyatrosu yönetimi aleyhine yapılan, kanıtsız, belgesiz ve kaynağı belirsiz, kirli yayına karşı çıkarak; Törtop'a temiz yayıncılık hakkında ders veriyor ve ona (coskunbuktel.com'un "banner"ında en özlü biçimde ifade edilmiş olan) "gerçek temiz yayıncılık" ilkelerini hatırlatıyor.

Ama ("temiz yayıncılık" adına Büktel ve Bulunmaz'a karşı linç kampanyası düzenlemiş kirli yayıncıların en az kirlisi olan) Can Törtop, kanıtlı belgeli Özdemir Nutku iftirasını "önemsiz" ya da "rivayet" sayarak sansür etmekten utanmadığı gibi; Şehir Tiyatrosu yönetimine dair (küfürden farksız) bir "rivayeti" önemli ve doğru sayarak ve "güvenilir kaynaklar" diye ne idiği bilinmez ve güvenilmez bir kaynağa dayandırarak yayınlayıp okurları dezenforme etmekten de, ne utanıyor ne pişmanlık duyuyor.

Can Doğan'a cevap olarak yazdığı kısa notta, belge gösterme-meyi ve kaynak belirtme-meyi açıkça savunmasından bir kez daha anlaşılıyor ki; sansürcü ve linççi vandalların en masumu olan (zorda kalmadıkça iftira, yalan, kalleşlik, sansür ve linç gibi yöntemlere başvurmayan) Can Törtop'un bile; yüzde yüz temiz yayıncılığı, sıfır sansür ilkesini ve "İnsanları suç belgesi göstermeden ya da suç belgesinin orijinal kaynağını belirtmeden (orijinal kaynağa link vermeden) suçlayacak kadar alçak değilim."(*) terbiyesini benimsemeye hiç niyeti yok.

Bugüne dek çok az fikrini tasvip ettiğimiz Can Doğan'ın, hiç tasvip etmediğimiz Şehir Tiyatrosu yönetimini, linççi Törtop'dan yönelen kirli yayıncılığa karşı savunmasını destekliyor; Can Doğan yazısının orijinal sayfasına direkt link veriyor; isteyen herkesin, yazdığımız her şeyi, (tahrif etmemek ve kaynak belirtmek kaydıyla) yayınlayabileceğini, bir kez daha duyuruyoruz. (Gerçi yıllardır, bu iznimizden yararlanmayı, Hilmi Bulunmaz dışında, pek kimse düşünmedi. Ama biz de zaten bu izni vandalların yararlanacaklarını umarak değil, aslında, kimin sansürcü, kimin "temiz yayıncı" olduğunun okurlarca anlaşılmasını umarak, tekrar tekrar duyuruyoruz):


SEVGİLİ İSMAİL CAN TÖRTOP


Can Doğan / 19 Mayıs 2009


(...) Üç gün önce Şehir tiyatroları'nda meçhul kişiler birbirlerine telefon açarak gösteriye katılacak sanatçıların disiplin kuruluna verileceği, haklarında soruşturma açılacağı söylentisini yayıyorlardı. Eylemden 24 saat önce mail trafiği hızlanmış, kurumun demokrat görüşlü genel sanat yönetmeni Orhan Alkaya, yönetim kurulu üyesi Can Başak, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Macit Koper, meslektaşlarını, dostça bu yürüyüşe katılmama konusunda uyarmıştı.

Buyurmuşsunuz… Kim bu meçhul kişiler Sayın Törtop? Beni neden aramadılar? İlgili paragrafta adlarını andığınız Orhan Alkaya, Can Başak ve Macit Koper neden beni uyarmadılar? Kaldı ki böyle bir uyarının belgelenmesi ve doğrulanması halinde adı geçen üç kadim dostumu ciddiyetle ayıplarım… Onlar bunu reddederse ispat yükümlülüğü de zat-ı alînizin omuzlarındadır, ispat etmezseniz o zaman sizi de ayıplarım…(...)

Can Doğan'ın, kirli yayıncı Törtop'a karşı, dedikodu ya da Mimesis yöntemiyle değil de, ancak haklı olanların tercih edeceği yöntemle (karşı görüşü satır satır alıntılayarak cevaplama yöntemiyle) yazdığı açık, dürüst ve bilimsel yazıyı okumak için, lütfen...

TIKLAYINIZ!