30 Nisan 2009 Perşembe

Coşkun Büktel
30 Nisan 2009


"Köhnemiş yapılar gibi dayanırız birbirimize"


LİNÇ ÇAĞRISI


"Yalan makinası" ve "küfürbaz" Mustafa Demirkanlı'nın (aslında kendisi iğrenç bir küfür olan) sözde "küfür karşıtı" kampanyasına (bir başka deyişle, "linç çağrısına") imza vererek...

(aslında "küfürlerinden" değil, tiyatral rezaletleri korkusuzca teşhir etmesinden; putları devirmesinden hoşlanmadıkları; ve tiyatromuza egemen olan "söylenti geleneğinin" yerine, kaynak göstermeye, belgelere link vermeye, eleştirdiğiniz insanları ancak kaynağına link verdiğiniz "kendi" sözleriyle mahkum etmeye dayanan −yalan, iftira ve sansür karşıtı− bilimsel ve onurlu bir geleneği dayattığı için; evet, asıl bunun için, "bu günahı nedeniyle", rahatsız oldukları)

...Theope yazarına nasıl yazacağını öğretmeye kalkan (çoğu suçlu, birazı da gafil) utanmazları teşhir ediyor; "gafilleri" bir an önce gaflet uykusundan ayılıp, yayınladığımız "belgeli" yazıları incelemeye; söylenti, yalan, tahrif ve iftiradan ibaret o metni onaylamakla ne kadar vahim bir orostopolluğa imza attıklarını ve ne kadar iğrenç kişilere alet olduklarını fark etmeye davet ediyoruz!

Sizler kelle sayısıyla hakikati değiştiremeyeceğinizi, 70 milyon kişi bile olsanız, iki kere ikiyi beş ettiremeyeceğinizi, örneğin, video kaydıyla ve iftiracının itirafıyla belgelenmiş bir iftirayı olmamış kılamayacağınızı anlamayı reddediyor ya da gaflet nedeniyle veya çıkar beklentisiyle, anlamayı reddeden iktidar sahiplerinin piyonluğuna soyunuyorsunuz.

Bana göre hepiniz insanlık onurunuzu, sağduyunuzu, sanatçı olmak iddianızı ve sanatçı kişiliğinizi çöpe atıp yok ediyorsunuz.

Tarih, taksiratınızı affetsin!

Vandalların imzaladığı "linç çağrısının" metnini ve öyle bir metni utanmadan imzalayan alçaklarla gafillerin listesini okumak için, lütfen...

TIKLAYINIZ!

NOT: Biz yalnızca iki kişiyiz ve nasıl yazacağımızı hele de "sizlerden" öğrenmeyi şiddetle ve nefretle reddediyoruz. Sizin gibi hissetsek ve yazsaydık, kendimize asla sanatçı diyemez ve asla bir "Theope" yaratamazdık.

Bu yüzden, defalarca tehdit ettiğiniz üzere, ya bizim "kafamızı kırmak" ya da bizi mahkemeye vermek zorundasınız.

Kafamızı kırmazsanız, göreceğiz bakalım, hakimler kelle sayısına mı bakacak, yoksa (çoğunuzun incelemeye gerek duymadığı) belgelere mi?

Ha, eğer o belgeleri internetten silip yok ettiğinize güvenerek maceraya atılırsanız, "benden günah gitsin diye", uyarmış olayım: Çok acı bir sürprizle karşılaşacaksınız. Coşkun Büktel sözü... (Benden nefret edenlerinizin bile bu söze, kendi sözlerinden fazla güveneceğinden eminim.)