Coşkun Büktel
1 Nisan 2009
Mustafa Demirkanlı'yla işbirliği edenler, halkın parasından keserek Demirkanlı'yı reklamla besleyenler, Demirkanlı'yla aynı karede görünmenin dayanılmaz kirliliğini mutlu gülücüklerle poz vererek örtenler, Demirkanlı'yla aynı havayı solumaktan rahatsız olmayanlar;
acaba, örneğin, aşağıdaki yazıda belgeleriyle teşhir ettiğimiz alçaklıkları bilmiyorlar mı? Yoksa bilmezden gelmeyi mi tercih ediyorlar? Yoksa bilmezden gelmeye bile gerek duymaksızın, "N'olmuş? Biz de aynı bokun soyuyuz!" mu diyorlar?
DEMİRKANLI'YA SON OLMASINI UMDUĞUM BİR CEVAP DAHA
Coşkun Büktel
25 Nisan 2007
(...) "Görüldüğü üzere, dünyanın en iğrenç insanları bile, dürüst insanları iğrenç olmakla suçlayabiliyor. Peki her iki taraf birbirini iğrenç olmakla suçladığına göre; kimin temiz, kimin iğrenç olduğuna nasıl karar vereceğiz? Gayet basit! Kanıtlara bakacağız. Kim kanıtlarla konuşuyor, kim sadece küfrediyor, ona bakacağız. Yukarıda görüldüğü üzere, bizim kanıtlarımız, Mustafa'nın "belgelerle çelişen" kendi sözleri. Mustafa'nın kanıtları ise, ("Theope tesadüfi bir başarıdır" gibi) "kanıta muhtaç" garip iddialardan ve ("Hilmi Bulunmaz Göker'i suçlayabilmek için onun ölmesini beklemiştir" gibi) yalan olduğunu iki kere iki dört misali belgelediğimiz yalanlardan ibaret." (...)
"Kim Değişti?" başlıklı yazımızla başlayan ve Demirkanlı'nın iki bölümlük cevap yazısından sonra havlu atmasıyla (Bakınız: Demirkanlı: "H. Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel (2)") devam eden tartışmanın, Büktel tarafından vadedilmiş ve yazılmış (umarız ki) son yazısı...
Bugün (28 Nisan 2007) yazının sondan üçüncü paragrafının hemen öncesine, üç paragraf daha eklemeyi uygun bulduk.
TIKLAYIN