2 Mart 2009 Pazartesi

Coşkun Büktel
3 Mart 2009


ARŞİVDEN 10 Aralık 2007


(...) Bu ülkede, hakikati hakim kılmak için, değil yalnızca halkı, ilerici demokrat aydın ve sanatçıları bile, tiyatrocuları bile (hatta hukukçuları bile) hâlâ aydınlatmamız gerekiyor. Sansürlü ve sansürcü kafalar, ilerici demokratlar arasında bile hâlâ büyük bir çoğunluk oluşturuyor. Herkes kendi faşizmini (kendi yaptığı sansürü) kutsuyor, yalnızca karşı tarafın sansürünü lanetliyor. Beğenmediği görüşleri okurlara "teşhir ederek" eleştirmeye hiç kimse yanaşmıyor. Herkes, beğenmediği görüşleri okurlardan saklayarak (o görüşleri sansür ederek)yalnızca lanetlemekle yetiniyor. Hele bizzat kendisine (şahsına) karşı olan görüşleri okurların dikkatine sunabilecek kadar, onları tahrif etmeden aktarabilecek kadar, o görüşlere link verebilecek kadar (ama kurnazlık edip sitenin genel adresine değil, bizzat söz konusu görüşlerin yer aldığı sayfanın adresine link verebilecek kadar) kendine güvenli, demokrat insanlar, ne yazık ki, "ilerici demokratlar" arasından bile çıkmıyor. Hiç kimse tartıştığı insanı demokrasiye layık bulmuyor, herkes tartıştığı insanı "sansüre" layık buluyor. (Bakınız: "Günümüzün Abdülhamid'i") Bu, elbette, sansüre layık bulunanları değil, sansüre layık bulanları aşağılayan bir durum. Onların, (eğer karşı çıkıyorlarsa) karşı çıktıkları faşistlerden aslında farklı bir kafa yapısına sahip olmadıklarını (Halk deyimiyle, "aynı bokun soyu" olduklarını) faşistlerle aynı kültürden geldiklerini, kafalarının aynı biçimde çalıştığını kanıtlayan bir durum. Çünkü yalnızca "kendine Müslüman" olmakla Müslüman olunamadığı gibi, yalnızca "kendine demokrat" olmakla da, demokrat olunamıyor. Esas olan, can düşmanın dahi olsa, karşındakine demokrat olabilmektir. Karşındakine demokrat olmak, ona ikiyüzlü bir nezaketle "sayın" diye hitap etmek demek değildir; karşındakinin eylem ve görüşlerini nefretle aşağılayıp lanetlesen bile, onun beğenmediğin görüşlerini sansür etmemek, okurlardan saklamamak, okurların doğru yargıya varabilmesi için, karşı tarafın görüşlerini de, tahrif etmeden okurlara aktarmak ve kaynak göstermek, (tam adrese) link vermek demektir. Bunun aksine davrandığında, karşı tarafın demokrasiye layık olmadığını değil, yalnızca kendinin demokrat olmadığını, demokratik olgunluğa ulaşmadığını kanıtlamış olursun.

Türk tiyatrosunun sanatsal ruhunu kaybettiğini kanıtlayan en çarpıcı olguları ("Özdemir Nutku ve OYÇED skandalı", "Çığ skandalı", "Omurgasızlar skandalı", "Ölüleri Gömün skandalı", vb) görmezden gelmeyi tercih etmiş olan...

Yazının devamını / tamamını okumak için, lütfen...

TIKLAYINIZ!