ŞİİR SALATALARI ÖDÜL ALMASIN
..........Tiyatrocu Yaman Tüzcet, ‘4 Aktör Ressam Rolünde’ sergisi ve yeni çıkacak 60’lı yılların tiyatro envanteri denebilecek anıları kapsayan ‘Sahne tozu minare gölgesi’ kitabı için Avustralya’dan geldi. Bu bahaneyle özel hayatından sanata merak edilenleri konuştuk...
ADNAN TÖNEL
13 Şubat 2009
1942 doğumlu bir oğlak burcu üyesi olan Yaman Tüzcet, 1962 yılında, Belediye Konservatuvarı’nda tiyatroda rolünü oynarken, seyircilerin önünde rol arkadaşları ile şakalaşınca, Müjdat Gezen ve Savaş Dinçel ile birlikte okuldan ve tiyatrodan atılır. Hayat bu türde bir yabancılaşma ile başlar onun için. Ancak Yaman Tüzcet, usta bir komedi oyuncusu olarak, ‘Delikanlı’ dizisinde dikkatimizi çeker. "Dadı" adlı dizi de rolü, nedendir bilinmez çok kısa tutulmuştur. Bir de ‘Gurbetçiler’ dizisinde çok beğenmiştik; bir komedi oyuncusu olduğu halde herkesi ağlatmayı başarmıştı. Yanısıra ‘Hürrem Sultan’da ve ‘Tatlı Hayat’da başarılı rollerini hatırlıyorum. Ve tabii ki Yusuf Kurçenli’nin filmi Karatma Geceleri’ndeki rolünü. Kendinden 39 yaş küçük eşi Günnur Öz’le evli olan sanatçının tiyatro yıllarını, resim sanatını ve göç etme nedenlerini konuştuk.
Avustralya’ya ilk olarak 1979 yılında gittim. Orhan Boran örnek aldığım sunuculardan biridir. Ben de tiyatro yıllarımdan sonra sunuculuk yapmaya başlamıştım.. Daha Türkiye’de televizyonun olmadığı tarihte yılbaşı gecesi programı sunmuştum. Yazları da sirklerde sunuculuk yaparak idare ediyordum, çok zordu ama zevkliydi. Sirkte Avustralyalı dansçı Flora ile tanışmıştım. Ondan Türkiye’de kalmasını istedim ve 1976 senesinde onun da katkılarıyla televizyona “Dolmuş şov” programını hazırladık. Program çok başarılıydı, ancak programı yayından kaldırmak için müdüründen en alt kademesine kadar TRT’ de herkes çaba sarf ediyordu. Kerkük Atasözü olan ‘Sen kendini pehpehleme alem seni pehpehlesin’ sözü burada işlemiyordu. Ve o yıllarda sirke gösteri için gelen Flora ile birbirimizden etkilendik ve nikah masasına oturduk. Koreograf eşim daha sonra ‘Gel seni Avustralya’ya götüreyim’ dedi ve bir süre düşündükten sonra karar verdik ve ikinci vatanım Avustralya hareket etmiş olduk.
»Orada gider gitmez tiyatro yapabildiniz mi?
6 yılımı geçireceğim ikinci vatanıma geldiğimde çok heyecanlıydım. Melbourn’de önce tramvay biletçiliğinde iş var dediler. O işi tam 1.5 sene yaptım. Sabah ve akşam iş gidişi tramvaylar yoğun oluyordu. Gün içerisinde ise genelde boş olduğundan yolcularla sohbet ede ede ingilizce pratiği yapıyordum. Ve böylece kenti de tanıdım. Daha sonra 60 dilde yayın yapan bir radyoda çalıştım. O sıralarda Tiyatro Melbourne’de Günay Koyunoğlu’nun oyuncu aradığını duydum. ‘Zenafobia’ isimli (Yabancı Korkusu) bir rock müzikal’de oynaması için Çinli bir oyuncu aranıyordu. Rolü aldım oyun sahnelendi. Daha sonra Playbox tiyatrosunda 2 sezon geçirdim. Hiç unutmam oyunu prova ederken gözümden sakatlandım ama her şeye rağmen gala gecesi bantlı olarak çıkıp rolümü oynadım. Oyun bittikten sonra Basın kokteyli devam ederken bir eleştirmen yanıma gelip “kutlarım çok güzel oynadınız ama artık o gözünüzdeki bandı çıkarsanız iyi olur” demesin mi? Bandı açıp yüzümü gösterince mahçup oldu. “Ben de bu aşağılama karşısında kendisine “topal rolünü oynasam topallamaya devam mı edeceğim yani” dedim. Sonra o eleştirmen bir anda ortadan kayboldu. Sonra işte 87 de annem hastalanınca buraya döndüm. Onunla ilgilendim iyileştikten sonra hemen Avustralya dönmeden TRT ısrar etti ve Ayşen Gruda ile bana 26 bölümlük komedi programı olan Apti ile Fatoş’u yazdım ve oynadık. 16 yıla yayılan bir Türkiye süreci başladı. O dönemlerde Politika ve parti liderleri pek modaydı. Erbakan’ı Metin Akpınar, Demirel’i Atilla Arcan, Özal’ı Uğur Yücel çok iyi taklit ederdi. Ben de Erdal İnönü taklidi yapmıştım ve bu taklit 3 sene boyunca gece şovlarında benim malzemem olmuştu. Daha sonra Müjdat gezen 7 Kocalı Hürmüz’ü Yayla Sanat Merkezi’nde sahneye koydu. Devamlı tuluat yapıyorduk, salon yıkılıyordu. Ayşen Gruda, Necdet Mahfi Ayral, Levent Özdilek,Ümit Yesin, Ateşböceği Ercan, Settar Tanrıöver, Sümer Tilmaç hepimiz çok eğleniyorduk. Daha sonra 2.sezon Müjdat bıraktı ve Haldun Dormen geldi. İlk ekipten sadece 5 kişiyi alıcam dedi ve olmayacak kişileri yeni kadroya alarak ‘Buzlar Çözülmeden’i koydu. Ve oyun iş yapmadı kaldırıldı. Ve yıllar geçtikçe, sanat yaşamında olsun Televizyon çalışma hayatında olsun her şey abuk subuk kurallara bağlanır oldu. İkinci eşimle yeni evlenmiştim. Ve Avustralya’ya döndüm. Orada emekli oldum ama kendi kendi Tiyatro Grubumu kurdum. Ancak 4 yıl da vazgeçtim. İlk başlarda oyunlara 600 seyirci gelirdi, sonra 400 geldi ve 150 seyirciye düştü. Neden diye sorulduğunda “E Yaman beyi gordük canım başkaları olsun artık” dediklerini duyduğumda da hevesim kaçmıştı.
» Siz şiirle de ilgileniyorsunuz ve bir kitap hazırlığınız var.
Şiir kitabım var. Ama şu gerçekleri görmeliyiz. Artık şairler o kadar kötü şiir yazıyorlar ki. Nazım’dan sonra üretilen şiirlerin büyük bir kısmı kelime salatası. Ayrıca şiir yarışmalarını protesto ediyorum. Ve Jürilerini protesto ediyorum. Takip ediyorum ve gözlemliyorum; Şiirler jüri tarafından tartılıp ödül en iyi kitaba verilmiyor, ödül sıradaki şaire veriliyor. Yani sırada kim varsa ona veriyorlar. Birinci gelen şiir kitaplarını okuyorum da beş para etmez. Ama adam ünlü o yüzden kendisini taltif ediyorlar. Behçet Necatigil veya Yunus Nadi şiir yarışmalarında olsun diğerlerinde olsun hep bu kural geçerli. Yani birinci olan şiirler iyi şiir değiller. Bence artık bu değişmeli ve sıradaki yazar yerine en iyisine verilmeli. Artık şiir salataları ödül almasın. Son 10 yıllık çalışmalarımı kapsayan şiir kitabım. “Ay Mandalina” baskı için bekliyor. Bu kitapta yayınlanacak şiirlerimi okuyan Ataol Behramoğlu. “Yaman Tüzcet’in şiirlerinde yoğun ve yalın bir bilgelik buldum. Bu başarısında şiirlerindeki akıcı yoğun bilgeliğin etkisi büyüktür” diye not düşmüş. Ben de bu sözleri kitabın girişine ekledim.
»Mart ayında tekrar Avustralya’ döneceksiniz. Orada sizi neler bekliyor olacak?
Ben zaten emekli oldum. Galerileri, sergileri gezerim. Artık 40 sene sonra tarzımı buldum. Ve resim olarak da yağlı boya. Artık galerilerle, müzelerde günlerimi geçireceğim. Zaten iktidarın kültür politikaları da bizleri destekliyor. 12 yıllık Liberal Parti iktidarından sonra şimdiki İşçi Partisi iktidarı toplanan paraları akıllıca halka dağıtmaya başladı. Orada her şey sizi şaşırtmaya hazır. Örneğin Grev eylemleri bile çok farklı. Diyelim otobüs şoförleri greve gidiyorlar. Orda nasıl greve gidiliyor anlatayım. Grev kararı alındıktan sonra şoförler dakikası dakikasına her günkü gibi iş başı yaparlar. Fakat bilet kesmezler. Yolcular biletsiz seyahat ederler ve zararın büyük olacağını fark eden belediye hemen grev eylemi karşısında pes eder. Bizdeki şoförler ise grevde halkı arkasına almayı beceremez ve karşısına alır, yani sefere çıkmazlar ve halk perişan olur. Elbette İşçi partisi iktidarından sonra Liberaller iktidara geldiğinde her şey vahşileşiyor. Ama İşçi partisi geldiğinde tekrar farklı oluyor. Her kültüre her düşüncedeki vatandaşa fırsat eşitliği sağlıyorlar. Bir ayrıntıyı paylaşmadan geçemeyeceğim. Avustralya’da Sydney ve Melbourn’de yerleşik Türk Alevilerini her gün bayiden BirGün gazetesi alırken görüyorum ve çok mutlu oluyorum. Çünkü onlar okuyorlar, galerileri geziyorlar. Hepsi işçi emekçi ve sınıf bilincine varmış insanlar.
YAMAN TÜZCET KİMDİR?
Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nde ve İ.Ü. Yüksek Gazetecilik Enstitüsü’nde 2’şer yıl eğitim gördü. İ.B. Şehir Tiyatroları’ndan başlayarak birçok tiyatroda oynadı. Akşam ve Ekspres gazetelerinde karikatürleri yayınlandı. 1966 yılında Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde karikatürleri sergilendi. Cumhuriyet tarihinde Atatürk’ü ilk kez bir karikatürde çizdi. 1976’da TRT TV’ye "Dolmuş" adlı eğlence izlencesini yazdı ve sundu. 1978’de TRT TV’ye "Minik Dünya" çocuk izlencesini yazdı ve sundu. 1979’da da Avustralya’ya gitti. Melbourne’de 4 profesyonel tiyatroda oynadı. 3 Ea Radyosu’nda sürekli program sundu. Ron Brown’ın "The Jury", Michael O’Conner’ın "Misleading Cases" (US Silver Screen Ödülü) ve "Doctor’s Trigger Tapes" filmlerinde rol aldı. 1987’de yurda döndü. TRT TV-2’de "Apti ile Fatoş" komedi dizisini yazdı ve Ayşen Gruda ile başrolleri paylaştı. Daha sonra tekrar Avustralya’ya döndü. Ekrandaki Mürkçemiz adlı bir kitabı yayınlandı.Ay Mandalina adlı şiir kitabı ise baskıda.
(Kaynak: BirGün)