18 Şubat 2009 Çarşamba

Bir entelektüel portre: Sabri Kuşkonmaz

Üzerine bir türlü sindiremediği avukatlığı sayesinde evine ekmek götürür. Zaman zaman da kıyma götürür.

Şair, denemeci, sinemacı, öykücü, romancı (Ekim 2004) eleştirici… dir. Yüreğinin derininde sipsiye sığınmış efeler vardır. Bir gözü denize, bir gözü dağlara bakar. Yüzünün kımıltısızlığında her an bir yanardağ patlar. Hem de Türkçe.

BESAM, PEN ve T.Y.S. gibi önemli kuruluşlarda sorumluluklar alan Sabri, “geyik muhabbeti”nden hiçbir zaman hoşlanmaz. O’nun bulunduğu yerde, mutlaka üretim vardır. Hiçbir şey olmazsa, “insan derisiyle kaplı anayasa” gündeme gelir.

Bulunmaz Kültür Merkezi açıldığı günden başlayarak, her anlamda Sabri Kuşkonmaz’ı yanı başımızda gördük. Tüm saldırılara, hukuksal anlamda yanıt verme yürekliliğini göstermiş, adeta bizlere rehber öğretmenlik yapmıştır. O’nun yanıbaşımızda bulunduğu zamanlar, daha yürekli hissediyorduk kendimizi.

Bir çocuğun, yeni bir oyun öğrendiğinde, en yakınına gösterebilme coşkusunu sürekli olarak yüreğinde taşıyan Sabri, daha taslak durumunda olan şiirlerini bile, bizlerle üleşmekten erinmez, zevk alırdı. Hala da öyle.

İki ayağımızın bir postala sığdırılmak istendiği günlerde, nasıl bir sonuç alabileceğini tam kestiremese de, yayınevimizin “iş” yapması adına, önemli yapıtlarından biri olan “Postallar” adlı kısa film öykülerini bize bastırtmıştı. Çeşitli dizgi yanlışlarına sahip olan kitabını yine de bağrına basma babacanlığını göstermişti.

Yüreğimize işlemeyen devlet mührünün gerisinde bulunan tiyatro salonunda, küçük olanaklarla çektiği kısa filmlerinde oyuncu olarak görev aldığım için çok hoşnutum. İlk yönetmenlik denemesi olan bu kısa filmler, Sabri’ye önemli deneyim kazandırdı.

Gazi Mahallesi, Metin Göktepe… gibi önemli toplumsal olayların ardılı olan davalara, her türlü “tehlike”sine karşın katılan Sabri Kuşkonmaz, faşizmin her türlüsüne karşı mücadele azmiyle donanmış genlere sahiptir. Dedik ya, efe ruhlu delikanlıdır.

Hem İstanbul Barosu (zorunluluk) ve hem de Çağdaş Hukukçular Derneği’ne üyedir. Para canlısı değil, insan canlısıdır. O yüzden zaman zaman iflas aşamasına gelir. Hukuk bilgisinin dışında önemli bir parasal yatırım gerektirmeyen bir mesleğe sahip olduğundan, bir türlü iflas etme yetisini geliştiremez.

Fethiyeli Ramazan Güngör’ün hemşehrisidir. Ramazan Güngör, çok önemli bir müzisyendir. Kalan Müzik’in sayesinde ölümsüzler kervanına katılan Güngör de, Sabri Kuşkonmaz’ın hemşehrisidir. Ha, bu arada, (az da olsa) Sabri Kuşkonmaz sipsi çalar. İstanbul’da kurulu bulunan Muğlalılar Derneği’ne de üye olan Sabri, hâlâ çocukluğunda yaşayan bir düşbazdır.

Aynı zamanda iyi bir aşçı olduğu rivayet edilen Sabri, kötü bir “yiyici”dir. Her zaman tost yer, kuşburnu içer. Sürekli kuşburnu içmesinin etimolojik boyutunu anlamak kolaydır; bu içeceğin ilk hecesiyle, soyadının ilk hecesi aynıdır. Bu bağlamda Sabri, hececi şairlerden sayılır.

(Hilmi Bulunmaz'ın kurduğu Bulunmaz Kültür Merkezi, devletin bilinçli saldırısı sonucu kapatıldıktan sonra, Bulunmaz tarafından, 2000 yılında kaleme alınmıştır.)