18 Ocak 2009 Pazar

Nazif Uslu'dan, Hilmi Bulunmaz'a yanıt

Aşağıdaki Nazif Uslu'nun yazısına yanıt verilmiştir. (Bakınız: "Hilmi Bulunmaz'dan, Nazif Uslu'ya yanıt")


Nazif Uslu
18 Ocak 2009


Sayın Hilmi Bulunmaz,

Uzun süredir, daha doğrusu Aksaray'daki sahneyi almamızdan bu yana, hakkımızda bir çok şey yaptınız; sahnenin adını değiştirmemiz için kampanyalar düzenlediniz, Kültür Bakanlığından ödenek aldık diye "çanak yalayıcı" dediniz... Ben bunların hiçbirine yanıt yazmadım... çünkü, siz farklı ve aykırı yerde duran bir zat-ı muhteremsiniz. Başkaları içinde bir çok şey yazıyorsunuz, zaman zaman sitenize girip okuyorum; bazı yazılarınız, açıkça söylemek gerekiyorsa, beni keyiflendiriyordu... Ne kadar farklı olsak da ben sizin adalet duygunuza inanan biriydim; sizi, olayları karşılıklı araştırıp değerlendiren birisi olarak düşünüyordum... Fakat, böyle olmadığını gördüm.

Öncelikle Fakir Baykurt sahne ismi meselesi: O salon 1946 dan beri var ve o salona sahip olanlar hiçbir zaman "Fakir Baykurt Sahnesi" ya "Kültür Salonu" diye bir ad takmamışlar. Kaldı ki bu sahnenin sahibi durumunda olanlar siyasal olarak sizinde geçmişte yer aldığınız bir siyasal yapı.Yanlış hatırlamıyorsam bir belediye seçiminde Bayrampaşa çevresinde yerel seçimlerde meclis üyesi adayıydınız, işte o partinin!

Biz orayı aldığımızda iğrenç bir yer durumundaydı ve kapısında Eğitimciler Kültür Salonu yazıyordu. Ben,Mask-Kara Tiyatrosu diye tabela asabilirdim veya başka bir isimle... İsmini belirleyip çalışmalara başladığımızda siz, oranın adının "Fakir Baykurt Sahnesi" olması gerektiğini yazmaya hatta bununla ilgili kampanya yürütmeye başladınız. Bu ismi kullanmayı çok isteyen biri olarak, orayı alıp, arzuladığınız isimle faaliyete açmadığınızı sormak isterim? Bizde, uygun zaman dilimlerinde gelip orda oynardık. O sahnenin adı, sanki, Fakir Baykurt Sahnesiymiş de biz adını değiştirmişiz gibi bir davranışa büründünüz. Böyle bir şey yok! Ayrıca, ben sizi açtığınız bir işletmeye "şu adı koy" deme hakkını kendimde nasıl görürüm? Bu anlamda dikkate bile almadım. Fakat, siz o süreçte bizimle yüz yüze görüşmüş olsaydınız ve böyle bir öneri yapsaydınız tabii ki değerlendirirdik. Fakir Baykurt bizim karşı olduğumuz biri değil ki, tam tersi saygı duyduğumuz değerli bir aydın.

Çanak yalama mevzusuna gelelim: Siz de çok iyi biliyorsunuz ki Kültür Bakanlığı'ndan alınan para onların babasının parası değil, bu toplumun parası; yani senin- benim param.O kurumdan destek aldık diye onların borazanını mı öttüreceğiz? Hayır, kendi doğru bildiğimizi yapacağız elbette. Bunun, ortada pek çok örneği de var zaten...

Ayrıca sizin de dost olduğunuz başvuru yapıp, ödenek alamamış bir çok grup var; büyük ihtimalle onlara da bir şeyler yazar, söylerdiniz.

Gerici televizyonlarda oynayan oyuncuları ifşa ediyoruz dediniz, sağınıza solunuza bir bakın bakalım, ifşa etmeniz gereken kişiler ne kadar yakınınızda? Bu çifte standart değildir de nedir? Her şeyi araştıran bilen biri olarak, bunlar, gözünüzden mi kaçtı yoksa?

Her neyse, bu yazıyı yazmamım asıl sebebine gelelim: Benimle ilgili adı sanı bilinmeyen biri yalan yanlış söylemlerle ortalığa mail atıyor ve siz, karşı tarafın bilgisini almadan adeta yargısız infaza girişiyorsunuz. Bu mu sizin adalet anlayışınız?

Doğrusu size yakıştıramadım. Bir çok şey, basında, tahsi veya yanlış yazılmalara neden olabiliyor. Bu gerçek varken, adı naylon, sanal bir şahsın yazısına itibar ediyorsunuz. İkinci bir "Burak Caney" durumuyla karşı karşıya olan beni, yargısız infaz etmeye kalkıyorsunuz.Ne kadar acı!

Siz düşünün, çağımızda her şey, herkesin elinin altındayken, insanlar bir tuşa dokunarak her şeyi öğrenirken hangi aptal böyle bir şeye kalkışabilir? Ben aptal değilim. Hırsız, hiç değilim. Oynandığı her yerde oyunun afişi asılır ve bizim afişimizde de kocaman, Yazar:Muharrem Buhara diye yazar. Youtube'da oyunun fragmanı vardır, orda da açıkça yazarın adı yer almaktadır; bunu youtube yükleyen de biziz. Sitenize yanlış yazılanları koymuşsunuz. Neden doğru yazılanları koymadınız, ben sizin hasmınız mıyım? Tüm yazdıklarınıza rağmen ben hiç böyle bir duyguya kapılmadım; çünkü benim dostum değilseniz bile, hasmım hiç değilsiniz.

Mask-kara Tiyatrosu şimdiye kadar geldiği yere onuruyla geldi. Sizde pek çok sahne açıp kapattınız, bende bir çok yer açıp kapamak zorunda kaldım. Sinemada, dizilerde ne kazandıysam hep tiyatroya yatırdım ve -acı ama- çok battım. Başkaları gibi kendime ne ev ne araba yaptım.Tabiri caizse çoluğumun çocuğumun ekmek parasını hep tiyatroda harcadım ve onurumla yaşadım.Yaşamanı benim gibi bu alana adamış insanlar söylediklerimin ne anlama geldiğini iyi bilirler. Elbette, sizde çok iyi bilirsiniz.

Anlaşılan o ki, K. Çekmece Belediyesi'nden iş alamamış ve beni de sevmeyen biri, belediyeyi överek ,ki dikkatinizi çekerim övdüğü AKP belediyesidir, onlara yaranmak adına bir yazı kaleme almış. Sizse, durum açıkça ortadayken, bunları hiç hesaba katmadan beni linç etme kampanyasına ortak olmuş durumundasınız.

''Sen Ben Yok Biz Varız '' adlı oyun çocuklara kendi dilleriyle sosyalizmi anlatan bir oyundur. Bizi tanıyan herkes bilir, hiçbir zaman derdi olmayan oyun oynamadım, oynamamda...

Mask-kara Tiyatrosu'nun attığı basın maillerinde, her oyunun yazarı belirtilir. Yanlış çıkması hiçbir şekilde bizim hatamız değildir. Kaldı ki, biz hata yaptığımız zaman hemen özür diler ve düzeltiriz.Hiçbir yaratıcıya saygızılık etmek haddimize değildir ve böyle bir şeyi kabul etmemiz de mümkün değildir.

Bu mailleri sağa sola atan sanal kişinin mailine de yazdım; "her şeyden bu kadar eminsen gel kamuoyu önünde yüzleşelim" diye. "İş erkeklikse, erkekçe adını saklamadan çık ortaya" dedim. Hala yanıt gelmedi.Ama şunu açıkça söylüyorum; onu bulacağım ve hesabını çok kötü soracağım. Her yerde arıyorum ve dostlarımda arıyor, bu yalanların hesabını verecek. Benim kitabımda "hiçbir suç cezasız kalmaz" diye yazar. Şüphelendiğim birkaç kişinin üzerinde duruyorum. Derdim, çok uzatmadan ortaya çıkarmak. Tespit edip ortaya çıkardığımda inanın ilk öğreneceklerden biri siz olacaksınız.

Son olarak; yıllarca polimiklerden kaçındım ama bazen öyle şerefsizler çıkıyor ki ister istemez cevap vermek durumunda kalıyorsunuz. Size yazmış olduğum bu birikmiş/uzun yanıt, aynı zamanda, bilgilendirme yazısı niteliğindeki yazımı yayınlarsanız çok sevinirim.

Saygılar...