28 Ocak 2009 Çarşamba

Krizlerin gerçek nedeni emperyalizm, bunalımını dünya halklarına ihraç etmek için, Che'nin yoldaşı Fidel Castro'ya iftira atma kampanyasını sürdürüyor

Emperyalist saldırılar Fidel ile Che'yi birbirinden ayıramaz


Dün (26 Ocak 2009, Pazartesi) bazı yerli ve yabancı gazetelerde bir gerilla eskisine dayandırılarak Fidel'in Sovyetler Birliği ile anlaşarak Che'ye ihanet ettiği ve Bolivya'daki ölümünden sorumlu olduğu yönünde haberler çıkmıştır.

Emperyalist dünya basınında ve onların yerli işbirlikçilerinde bu tür haberler ilk defa çıkmıyor. Bunlar ne zaman dünya Fidel'in ülkesinin etrafında toplanmaya başlasa, ya da ne zaman küçük dev adada insanlık adına önemli bir kazanım gerçekleştirilse derhal bu tür karalama kampanyalarına başlarlar.

En yakın örneğini geçtiğimiz aylarda Fidel'in yerini en ufak bir sorun çıkmadan Raul'a bırakması sonrasında yaşadık. Bir çok yerli ve yabancı kalem birden bire ve sanki hiç ilgisi yokmuş gibi Küba'daki yoksulluğu, fuhuşu, hatta hatta arabaların eskiliğini dillerine taktılar. Buradan bir şey çıkaramayınca bu sefer Raul'u reformcu ilan ettiler. Güya Raul sosyalizmi terk ediyordu. Tüm bu yalan yanlış çıkışların bizzat Raul tarafından yalanlanması bile bunlara yetmedi. Yalanlarını ve karalama çabalarını sürdürdüler.

Bu kez de benzer bir saldırıyla karşı karşıyayız. Ancak elbette patronun yetenekleri uşaklardan fazladır. Onlar elbette daha "rafine" oyunlar peşindedir. Bu kez dünyanın her yanındaki Küba dostlarını gönlündeki iki ismi birbirinden koparmaya üstelik bunu ihanet gibi bir pislik atarak yapmaya çalışıyorlar.

Elbette efendiler uşaklarından daha beceriklidir. Elbette kendi işkembelerinden uydurmak yerine bir "güvenilir" tanığa başvuracaklardır. Hem de birinci elden tanık. Che ile birlikte savaşmış bir gerilla. Ama bu gerilla eskisi Paris'te yaşamaktadır. Yoldaşı ihanete uğramış ama kendisi kaçmıştır. Üstelik kıtayı bile terk etmiştir. Ne denli güvenilir olduğu buradan bellidir.

Ve zamanlama yine çok dikkat çekicidir. Geçen aylar üst üste toplantılarda Latin Amerika ülkelerinin neredeyse bir bütün olarak ABD karşısında Küba'nın yanında tavır almasına sahne oldu. Küba üst üste yıllardır ABD eliyle uzak tutulmaya çalıştığı platformlarda yerini aldı. Kıtanın tüm önemli ülkeleri çok açık bir şekilde ABD'nin 50 yıldır Küba'ya uyguladığı tarihin en uzun ablukasını sona erdirmesi için talepte bulundu. Neredeyse tüm kıta için yeni ABD Başkanı Obama'nın samimiyet sınavı abluka karşısındaki tavrına bağlandı. Bütün taraflı ve tarafsız gözler için Küba kıtada "özel dönem" öncesi durumuna "geri döndü".

İşte bu son karalama kampanyasının nedeni budur. Emperyalizm krize bile katlanabilir ama Küba'ya, üstelik dünya üstündeki saygın yerine "geri dönmüş" bir Küba'ya katlanamaz. İstenirse her zaman ruhunu satmaya hazır bir gerilla eskisi de bulunur nasıl olsa. Çünkü henüz geri dönen sadece Küba'dır. Kapitalizm en büyük krizlerinin birinin dibine doğru yol alıyor olsa da dünya devrim yönüne dönmemiştir henüz.

Che ile Fidel'in arasını açma çabaları yeni değildir. Bir yandan emperyalistler bir yandan bir takım "solcular" 70 yıldır bunu yapmaya çalışıyorlar. Ama bunu başarmaları mümkün olmamıştır ve olmayacaktır.

Çünkü Che ile Fidel'i birbirine bağlayan bağ devrimdir. Sosyalizmdir. Birlikte savaşmış, birlikte savaşmış diktatörlüğü devirmiş, ülkelerini (evet Che'ye göre Küba onun kendi ülkesidir) birlikte kurtarmış ve sosyalizmin başarısı için birlikte uğraş vermişlerdir.

Her konuda en ufak ayrıntısına kadar hem fikir olamayacak kadar akıllı ve yaratıcı bu iki devrimci bütün temel konularda aynı yönde yürümüşlerdir. Bunun en açık kanıtı Che'nin ülkesini son kez terk ederken yoldaşına bıraktığı mektuptur:


.........."Fidel,

..........Dünyanın başka ülkeleri benim mütevazi çabalarımın yardımını istiyor. Ben senin Küba'ya olan sorumluluğunun sana imkan vermediği şeyi yapabilirim. Ayrılmamızın zamanı geldi.

..........Bunu acı ve sevincin karışımıyla yaptığım bilinsin; burada benim kurucu umutlarımın en safını ve sevdiklerim arasında en sevgili olanı bırakıyorum ve beni evladı gibi kabul eden bir halkı bırakıyorum. Bu, benim ruhumdan bir parça koparmaktır. Yeni savaş alanlarında bana vermiş olduğun inancı, halkımın devrimci ruhunu, görevlerin en kutsalı olan nerde olursa olsun emperyalizme karşı mücadele etme görevini yerine getirme duygusunu taşıyacağım.

..........Başka gökler altında son saatim geldiğinde benim son düşüncem bu halk ve özellikle sen olacaksın. Öğrettiklerin için ve eylemlerimin en son sonuçlarına dek sadık olmaya çalışacağım, örneğin için sana teşekkür ettiğimi, Devrimimiz'in dış politikası ile her zaman özdeşleştiğimi ve buna devam edeceğimi, sonumun geldiği herhangi bir yerde Küba'lı devrimci olmanın sorumluluğunu duyacağımı ve öyle davranacağımı, çocuklarıma ve karıma maddi hiçbir şey bırakmadığımı ve bundan üzüntü duymadığımı, aksine sevindiğimi, onlar için hiçbir şey istemediğimi çünkü devletin onlara yaşama ve eğitim görmeleri için gereken her şeyi vereceğini biliyorum.

..........Her zaman zafere kadar!

..........Ya vatan ya ölüm!"


Che Fidel'dir. Fidel Küba. Hiçbir emperyalist saldırı onları birbirinden ayıramaz. Et tırnaktan ayrılır mı?

José Marti Küba Dostluk Derneği


İletişim için:
Gülzerin Kızıler
0505-313-82-31
gulzerin@gmail.com

İstanbul Şube: Asmalımescit Mahallesi, Meşrutiyet Cad. Ravanda İş Merkezi No:35/5 BeyoğluTel: (212) 244 35 09 0549 430 52 26 E-Posta: istanbul@kubadostluk.org

Genel Merkez: Karanfil Sokak No: 34/16 Kızılay AnkaraTel: (312) 418 84 99E-Posta: kubadostluk@kubadostluk.org