5 Ocak 2009 Pazartesi

Büyütmek için üzerine TIKLAYINIZ


13.ULUSLARARASI ANKARA TİYATRO FESTİVALİ BİNLERCE SANATSEVERİ BULUŞTURDU


TAKSAV-Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat için Vakıf tarafından düzenlenen Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nin 13.’sü 30 Kasımda sona erdi. Binlerce sanatsever 17 gün boyunca tiyatro salonlarına akın etti. Sanatseverler, tiyatro eleştirmenleri ve medya tarafından yapılan değerlendirmelere göre; TAKSAV’ ın sahip olduğu birikim ve yetkinlikle bu yıl festivalin daha coşkulu daha sanatsal ve daha da geniş katılımlı gerçekleştiği yönünde olmuştur. Her şeyden önce yapılan yorumlar bizlere güç ve onur vermiştir.

13.Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali 71 tiyatro,104 etkinlik ve yaklaşık 1000 sanatçının katılımı ile gerçekleşmiştir. Festival sanatsal içeriği ve katılımı ile oldukça iyi bir başarı grafiği oluşturmuştur. TAKSAV olarak; bu başarıda büyük payı olan ve sanatsal yaklaşımları ile festivale yön veren Festival Danışma Kuruluna, Festival Komite Üyelerine minnetlerimizi sunarız. Ayrıca ilk günden beri desteklerini sunan; Kültür ve Turizm Bakanlığına, Devlet Tiyatrolarına ve Sanatseverlere teşekkür ederiz.

“*…Bir festival kapsamında böylesine çok sayıda etkinliğin bir araya getirilmesi gereksiz sayılabilir. Ne ki Festival’i düzenleyen TAKSAV (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat için Vakıf) toplumsal sorumluluk projelerini destekleyen bir kuruluş. Bu nedenle, Anadolu’nun küçük beldelerinden gelen tiyatrolardan, kentlerde yerleşik sahnesi olmayan topluluklara, üniversite tiyatrolarına, alternatif tiyatro yapan topluluklara, özel tiyatrolara, şehir tiyatrolarına, kırsal kesimde yapılan amatör çalışmalara, yurt dışından gelen yapımlara dek uzanan geniş yelpazeyi korumayı yeğliyor…

Geçmiş yıllarda etkinliklerin ve sahne sayısının çokluğu nedeniyle ortaya çıkan aksaklıkların adım adım aşıldığı görülüyor. Bu yıl, bilet alma noktalarına ilişkin belirsizlikler, oyunların zamanında başlamaması, kimi toplulukların son anda gelmeyivermesi gibi sorunlar yaşanmadığı gibi, seyirci katılımının da keyifli bir ortam yaratılmasına katkıda bulunduğu gözlendi. Festival’in amaçladığı coşkulu kültür-sanat buluşması gerçekleşmişti…” Prof.Dr Ayşegül YÜKSEL

İnsanların her türlü oluşum ve birlikteliklerinde birbirini anlama ve hoş görü her zaman uğraşılan konular olagelmiştir.Dillerin oluşumu, jest ve mimikler, her türlü çeviriler bu sorunun aşılmasına yetmemiştir.

Her dönemde en etkili iletişim aracı sanat olmuştur.

Değişik sanat dalları bir nebze kaynaşmayı sağlarken, tiyatro her zaman hem farklı sanatların bileşkesi olmuş, hem de en zengin iletişimi sağlamıştır. Sanatla toplum arasındaki ilişkilerde ise çok zaman sanat toplumsallaşamamıştır.

Bu yıl 13.sünü gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali hem etkinlik çeşitliliği ve sayısı, hem de farklı yapılardaki tiyatro topluluklarını Ankaralılarla buluşturması açından kendisini aşmış ve yaklaşık 40.000 izleyiciye ulaşmıştır.

Hem ülke içindeki farklı kültürler, hem de sayısı sınırlı da olsa dünyanın farklı kültürleri evrensel bir dille Ankaralılarla söyleşmiştir.

Her yıl bir nebze yaratmaya çalıştığımız ücretsiz tiyatro zemini bu yıl oldukça genişlemiştir.5 yıl da 10.000 tiyatro izlememiş Ankaralıya tiyatro izletme projemiz (Sosyal Sorumluluk) ilk yılında bizleri gelecek adına umutlandırmıştır.Başta proje gönüllüleri olmak üzere Devlet Tiyatrosu çalışanları, özel tiyatrolar, üniversite öğrencileri, öğretmenler, belediye görevlileri, milli eğitim görevlilerinin katkılarıyla atık kâğıt işçilerinden onlarca okul öğrencisine kadar 4000 in üzerinde kişi ilk defa donanımlı bir tiyatroda ulaşımı da sağlanarak tiyatro izlediler.

“ *…13.Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali ile Ankara, 17 gün süreyle 18 sahnede gerçekleştirilen gösterim, atölye çalışması ve söyleşilerle tümüyle bir tiyatro başkenti oldu.

Gündüz/gece, ortalama 4-5 oyunun sahne aldığı festivalin ayırt edici özelliği, profesyonel ve amatör tiyatroları, ayrı bir kategoride değerlendirilen okul tiyatrolarını bir “sosyal sorumluluk” projesiyle aynı arenada buluşturan bir sanat politikası izlemesiydi.

Demokratik bir açılımla ülkemizin dört bir yanındaki yerel zenginliklerinin, kültürel çeşitliliğinin de yansıdığı festival oyunları klasikten avantgard’a, modernden çağdaş yapımlara, dans tiyatrosundan hareket tiyatrosuna, tiyatro sporundan geleneksel tiyatroya, sokak tiyatrosundan kukla tiyatrosuna, çocuk tiyatrosuna uzanan oldukça geniş bir yelpaze oluşturuyordu.

Bu yapımların yanı sıra gerçekleştirilen söyleşiler daha çok Türkiye’de verili koşullar bağlamında tiyatroların örgütlenmesi, çocuk tiyatrosu, çağdaş tiyatro açılımı, tiyatro yazarlığı, tiyatro tarihçiliğinin değerlendirilmesi, bio-mekanik oyunculuk ve tiyatroda taciz üzerineydi.

Festivalde atölye çalışmaları ilköğretim öncesi ve sonrası drama, kolektif oyunlaştırma, aktörlük sanatında kullanılan teknikler üzerinde yoğunlaşıyordu.

Festival kapsamındaki etkinlikleri Ankaralı tiyatro çevreleri, tiyatro öğrencileri, tiyatro heveslileri kadar olağan seyircinin de ilgiyle izlemesi; “sosyal sorumluluk” projesi bağlamında hayatında ilk kez ve ücretsiz tiyatro izleyebilenlerin gösterimleri ilgiyle karşılaması dikkat çekiciydi.

Oyunlara, atölyelere gösterilen yoğun ilgiyle birlikte söyleşilerdeki tartışma atmosferinde ulaşılan sonuçlar, Türkiye’de artık tiyatro alanında teknik, yöntemsel, düşünsel ve estetik bakımdan, çoğu kez mevcut durumu koruma adına kendini yenileyememe durumunun; tiyatro sanatındaki çağdaşlaşmayı eski değerlerin, kazanılmış yöntemlerin tümden yitirilmesi olarak algılayan eski vizyonun, kısaca “eski olan” ın temsili yetinin aşılmakta oluşunun da göstergesiydi. Bütün bunlar ülkemizde yeni açılımlara ulaşma çabasındaki bu kadim toplumsal sanat adına sevindiriciydi, umut vericiydi.

Tiyatro/sanat çevresi kadar olağan seyircinin de festivale giderek artan talebinin, 14. festival için önemli bir isteklendirme kaynağı olacağına inanıyorum. Zorlukları bilinse de yurt dışından gelen yapımların sayısının artması, dünyaca ünlü bir, iki yabancı yapımla festivalin uluslararası yönünün güçlendirilmesi, bir dünya festivali olarak tanınırlığının yolunun açılması dileğiyle…" Dr Türel EZİCİ

Festivalin 13. yılında “Onur Ödülü”nün sahibi “Oyun Atölyesi”nin kurucusu ve tiyatro sanatçısı Haluk BİLGİNER oldu. “Emek Ödülü”nün sahibi yıllardır emeğiyle kültür ve sanata katkı sağlayan, Kültür Bakanlığının kurucusu ve ilk Kültür Bakanı Prof.Dr Talat Sait HALMAN’nın oldu.

Festivali onurlandıran; tüm özel ve amatör tiyatrolara, şehir tiyatrolarına, üniversite tiyatro topluluklarına, sanatçılara, akademisyenlere, sanat emekçilerine ve sanatın evrensellik ilkesi doğrultusunda festivalimize katılan yurt dışı gruplarına, gösterdikleri performans ve sağladıkları özveriden dolayı teşekkür ederiz.

Festivalin amaçlarından biri tiyatroların tiyatro severlerle buluşmasını sağlamak ve aynı zamanda Ankara’nın yaşanılır bir sanat kentine evirilmesine katkı sunmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi emek, özveri ve sanatsal bir bakış ile mümkündür. Bu yaklaşımımızda bizi yalnız bırakmayan,yapılan çalışmaların her materyalini işleyen tüm basın-yayın emekçilerine,Yerel Yönetimlere, Yabancı Kültür Merkezlerine, Elçiliklere, Demokratik Kitle Örgütlerine,Medya mensuplarına, Pamukkale’ye,DİP Ankara’ya,Otel Angora’ ya,Lazertek’ e,Sevil Çiçekçilik’ e sanat ve sanatseverler adına teşekkür borçluyuz.

Saygılarımızla tüm kamuoyuna duyurulur.

Yener AKSU
Festival Yönetmeni

(Kaynak: Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf)

***

Oyun'un notu: ayrıca bakınız; "Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ın (TAKSAV) 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talat Sait Halman’a verdiği 'Emek Ödülü' haber linkleri"