16 Aralık 2008 Salı

Marksist olmayanlar, AKP çanağı yalayabilirler

Kültür Bakanlığı çanağından 30.000 YTL yalayan Tiyatro Adım'ın sahibi Metin Karaman, bugün (16 Aralık 2008) bana telefon etti. Tayfun Talipoğlu'nun, kendileriyle uzun uzadıya bir televizyon röportajı yaptığını belirtti. Midem bulandı. Canım sıkıldı. Kusma duygusuna kapıldım. Otuz yılı aşkındır tanıdığım Metin, 12 Eylül Faşizmi öncesi koşullarında, Marksist olduğunu iddia eder ve sürekli olarak Aydınlık gazetesini, logosu görünecek biçimde, parkasının cebinde taşırdı. O zamanlar, en sık tartıştığımız konu, "Üç Dünya Teorisi" idi. Dilimizin ucunda Marks, Engels, Lenin, Stalin, Mao, Enver Hoca... sözleri dolaşırdı. Tabii, illa ki Bertolt Brecht, İsmet Küntay, Oktay Arayıcı, Vasıf Öngören, Sermet Çağan, Günay Akarsu, Ömer Polat, Haşmet Zeybek, Dostlar Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu, Devrimci Ankara Sanat Tiyatrosu, Ankara Halk Tiyatrosu, Oyun dergisi, Tiyatro'70 dergisi ve kitapların hangi sayfasının hangi paragrafında neler olduğu "yarışması". Şimdiyse Metin, adlarını saydığım şahsiyetleri, tiyatroları, dergileri ve kitapları "unutma kutusu"na tıkıştırdı. Şimdi Metin, Marksizm'e bir gram yararı olmayan, Komşu Köyün Delisi oyununu oynatarak, tıpkı Dostlar Tiyatrosu ve tıpkı Ankara Sanat Tiyatrosu gibi Kültür Bakanlığı çanağını yalıyor.

Rastlantıya bakın ki yine bugün, Tayfun Talipoğlu (yada "Tayyip'oğlu"), hiçbir zaman Marksist olmadığını dile getirme gereksinimi duymuş. soL gazetesindeki ilgili haberi okuyunuz. (HB)


Asla Marksist* olmadı!


AKP’den belediye başkan adayı olacağı şeklindeki haberlerin gururunu okşadığını, AKP'yle aynı paralelde düşündüğünü söyleyen Tayfun Talipoğlu, "Asla Marksist olmadım" dedi.

soL (HABER MERKEZİ) Dün bir haber sitesinde yayınlanan “AKP Çankaya Belediye Başkanı adaylığı için Tayfun Talipoğlu’nu düşünüyor” şeklindeki haberle ilgili olarak Talipoğlu açıklama yaptı. Talipoğlu, “Geçen dönem bana bir teklif geldiği doğrudur. Lakin bu dönemde resmi hiçbir teklif almadım. Şunu belirteyim. Bu tür haberler gururumu okşamıyor değil. Ancak resmi teklif almadım” dedi.

Talipoğlu AKP’yle aynı paralelde düşündüğünü vurgulayarak, bunu şöyle gerekçelendirdi: “Çünkü AKP Türkiye'de dışlanan, ötekileştirilmek istenen, mağdur edilmek istenen kesimlerin partisidir. Benim mücadelem her zaman İstanbul dukalığı ile medya tröstü ile kartel medyası ile olmuştur. Beni hiçbir zaman Kanal-D de göremezsiniz, Star TV'de göremezsiniz. Ben Anadolu'yu karış karış dolaşan, halkın içinde olan bir insanım. Halkımızın dertleriyle dertlenen, onların sorunlarını, ortak paydalarını yansıtmaya çalışan bir insanım.” Talipoğlu, şu an çalıştığı TRT’den önce Doğuş Holding’e ait olan İstanbul merkezli NTV’de çalışıyordu.

Hayatında hiçbir örgüte üye olmadığının altını çizen Talipoğlu, “Asla Marksist olmadım. İstesem de olamazdım çünkü Marksist olmak için çok paranızın olması gerekir. Benim de çok param olmadı. Kaymakam yapılmamamın asıl nedeni ise ben Türkiye'de YÖK ve YÖK'ün uygulamalarına ilk karşı çıkan insanım ve YÖK'e bir mektup yazdım. Bu yüzden beni kaymakam yapmadılar. Şimdi TRT'de program yapıyorum ve çok rahat bir yayıncılık yapıyorum. Çünkü TRT'nin holdingi yok, maden işletmeleri yok, enerji işleri yok o bakımdan rahat yayıncılık yapıyorum” dedi.

(Kaynak: soL)

*soL gazetesinde, Marksist (büyük harfle başlıyor) yerine, hem de başlıkta marksist (küçük harfle başlıyor) yazılmış. Biz, soL'un başlığına sadık kalmak istemedik.