6 Aralık 2008 Cumartesi

Yumurtasız omlet yapabilen sihirbazlar


...............................................Bilgi için kapakları tıklayın!
.
.
İslami geleneklere göre yönetilen ülkelere gittiğimde, garsonların menüyü sayarken, alkolsüz birayı da eklemeleri, çok tuhafıma gider. Garipserim. Ülkemizdeyse, yumurtasız omlet yapma yeteneği gelişmiş o denli çok insan var ki! Özellikle tiyatro alanında...
.
Bizce, Türkiye'nin en doyurucu tiyatro eleştirilerini Coşkun Büktel yaptı, yapıyor. Özellikle Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları ve "Yönetmen Tiyatrosu"na Karşı kitapları, düzeyi aşılması zor yapıtlar. Tiyatro eleştirisi seçkisi yapıldığında, ilk akla gelecek eleştirmen Büktel'dir. Tabii normal şartlarda. Ancak olağanüstü koşulların yaşandığı Türkiye tiyatrosunda durum böyle olmuyor. Değil ilk akla gelen, hiç akla gelmeyen biri olarak algılanıyor Büktel. Piyasa değerleri karşısında secde etmeyen Coşkun Büktel, piyasa değerleriyle seçki hazırlayanların aklına (Yoksa işine mi?) gelmiyor.
.
Hemen burada, "ELEŞTİRMEN GÖZÜYLE" kitabının önsözünden bir alıntı yapalım: "Kar getirmeyen insani değerler piyasanın yumuşak kollarında eridi." (Filiz Elmas) Piyasayı koklayarak hareket etmeyip, güçlünün karşısında boyun eğmeyen Coşkun Büktel, Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin hazırladığı seçkide bulunmayacaktı ve bulunmadı.
.
Dokuz gün önce yayınladığımız bir yazımızdan aktaralım: "Ha, Coşkun Büktel'in böyle bir seçkiye gereksinimi var mı? Bizce yok. Sadece okurun gereksinimi var. Okuru, Büktel gibi bir eleştirmenden mahrum ederek, onların öğrenme haklarını çiğneyen Filiz Elmas ile Gülşen Karakadıoğlu'nun, nasıl bir 'seçici' olduklarını, sürekli olarak gündeme getirip kamuoyunun vicdanına teslim edeceğiz." (Bakınız: "Bir garip eleştiri seçkisi!")
.
Gülşen Karakadıoğlu ile Filiz Elmas, hem de Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği adına hazırladıkları kitaba hiç özen göstermemişler. Yazıp teslim etmişler; o kadar. Üretim sürecini hiç denetlememişler. Öyle ki 16 sayfalık bir bölüm iki kez basılmış. 140. sayfadan sonra, tekrar 125. sayfaya dönüp 140. sayfaya dek yinelenen kitap, sanırız üretimin hiçbir aşamasında, hiç kimsenin dikkatini çekmemiş. Çünkü kitabı entelektüel ve toplumsal yararlılık isteğiyle değil, kar amacıyla basmışlar. Kitabın her santimetre karesine sinmiş bu durum. Kitaba önsöz yazan Filiz Elmas'tan küçük bir alıntı: "Aslında ekonomide işleyen süreç sanat için de aynıydı: satış ve kar..."
.
Şimdi de www.coskunbuktel.com sitesinde yayınlanan Coşkun Büktel yazısını okuyunuz. (HB)
.
.
BÜKTEL'İ AFOROZ EDEN DEVEKUŞLARININ DAYANILMAZ EMBESİLLİĞİ
.
.C
6 Aralık 2008
.
.
Coşkun Büktel, bir tiyatro yazarıdır. Oynanmış ve yayınlanmış tiyatro oyunları (Theope, Shakespeare'siz Herifler, Eleştiren Oyunlar); tiyatro üzerine biri 560, diğeri 368 sayfalık iki "ağır" eleştiri kitabı (Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları, Yönetmen Tiyatrosu'na Karşı Bir Shakespeare ve Nâzım Hikmet Savunması) ayrıca dergilerde ve internette yayınlanmış yüzlerce tiyatral eleştiri yazısı vardır. Theope adlı oyunu amatör çabaların dışında hem İstanbul'un hem de Lefkoşa'nın Şehir Tiyatroları'nca profesyonel olarak sahnelenmiştir. Theope'nin kitabı ise, 5400 adetlik amatör birinci baskının tükenmesi üzerine 1500 adetlik profesyonel ikinci baskısını yapmıştır. Büktel'in, gelmiş geçmiş tüm tiyatro yazarlarını fersah fersah geride bırakan yaratıcı "niteliklerini" sırf okurlara kötülük olsun diye görmezden gelseniz bile, onun yukarıda sıraladığımız somut "niceliklerini" görmemek için yalnızca kötü insan olmanız yetmez; bir devekuşu kadar embesil de olmanız gerekir.

Büktel, tiyatro yazarlığının yanı sıra, aslında şu ya da bu kategoriye sokulması oldukça zor olan (Bu nedenle, her kategoride kolayca görmezden gelinebilecek) 190 sayfalık bir de roman yayınlamıştır: Fiyasko.

Yukarıda kapak fotoğraflarını gördüğünüz iki kitabın ikisi de bugünlerde yayınlandı. Biri, Türkiye'de polisiye roman üzerine 125 yılı kapsayan bir araştırma... Diğeri, 1990'dan sonraki son 14 yılı kapsayan bir tiyatro eleştirileri seçkisi...

Tahmin edin bakalım, sizce hangi kitapta Coşkun Büktel'e devekuşu bakışıyla bakıldı. Hangi kitapta Büktel görmezden gelindi? Hangi kitapta Coşkun Büktel'in adı bile anılmadı? Tiyatro eleştirisi antolojisinde mi? Polisiye roman araştırmasında mı?

Büktel'i tanıyan, tiyatral ahlaksızlığın ve tiyatral embesilliğin iktidarına karşı Büktel'in verdiği sert ve ödünsüz mücadeleyi bilen insanlar, eminiz ki, cevabı kolayca tahmin edecekler.
.
Anlaşılan o ki, tiyatroseverler, Büktel'in tiyatral etkinlikleri hakkında bilgileri embesil tiyatro araştırmacılarının embesil kitaplarında asla bulamayacak olsalar bile, örneğin polisiye romanlar üzerine yapılmış namuslu bir araştırmada bile bulabilecekler.

Erol Üyepazarcı'nın yukarıda kapağını gördüğünüz kitabında (Kormayınız Mister Sherlock Holmes!) Büktel'in "Fiyasko" adlı romanı üzerine yazılmış bölümü okumak için, lütfen...

Not: Büktel, hayatında bir kez bile, Üyepazarcı'nın ne yüzünü görmüş ne sesini duymuştur; ne de, eğer tanıdıysa, Üyepazarcı'nın bir tanıdığını tanıdığının farkındadır.