6 Ekim 2008 Pazartesi

Kendi pazarını oluşturan oyuncu...

Kapitalizme hizmet etmeye kararlı oyuncular, pazar ekonomisi anlayışına teslim olurlar. Onların ruhundaki rekabet duygusu, insanlık değerlerinin sorgulanmasına neden olur. Kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, her türlü entrikayı göze alan bu tür oyuncuların, yönetmenlere şirin görünüp; Pelin Batu'nun deyimiyle "rol kapmak için yönetmenlerin evine gitmesi, mektup yazması" bile olağandır. Ancak siz, emekli Büyükelçi İnal Batu'nun kızı olursanız, can sıkan ilişkilere girmeden, yan yollardan, hızla, kapitalizmin güzellenmesi için, oyunculuğunuzu kullanabilme özgürlüğüne sahip olabilirsiniz...

Marie Claire dergisinin Pelin Batu'yla yaptığı röportajın Milliyet gazetesine yansıyan satır başlarını aktarıyoruz:


Pelin Batu'dan aykırı sözler


Marie Claire dergisine konuşan Batu, oyunculuk dışında özel hayatını da anlattı. Anlattıkları çok sıradışı şeyler.. Yeni nesil oyuncular arasından 'farklı' duruşuyla sıyrılan Pelin Batu, Bazı oyuncuların rol kapmak için yönetmenlerin evine gitmesi, mektup yazması bana ters geliyor" diyerek yeni bir tartışma başlattı. İşte genç oyuncunun sözlerinden satır başları...

"Annem; diplomat çocukları, diplomat okulları kombinasyonundan hoşlanmadı. New York'ta eğitim gördüğüm lise, bir Katolik okuluydu. Rahibelerin çoğu İrlandalı'ydı; çok hoşuma gidiyordu bu. Pespembe yanaklı, ihtiyar, biraz da cadı kadınlardı... Kilise korosuna girdim. Dini çok sorguluyordum o dönem; çünkü daha önce Pakistan'da Müslüman bir ülkede yaşıyorduk, kardeşim ezanı ezbere okuyordu. Oradan çıkıp Katolik okuluna gidince, farklılıkları merak ediyorsunuz."

EVDE ÇIRILÇIPLAK YÜRÜRÜM ARDA DA ÖYLE

"Annem çok pratik bir insandır; her şeyi o organize eder. Babam sinemaya meraklıdır, haftada bir onunla film seyrederiz, okuduğumuz kitapları tartışırız. Rum meyhanelerine gideriz, rakı içeriz, muhabbet ederiz ama Arda ile yakınlığımız farklıdır. Hep birbirimizin yanındayızdır. Evde çırılçıplak yürürüm. Arda da öyle, hiç utancımız yoktur. Türk normlarında belki garip geliyor ama bizim kadar yakın bir aile ve kardeşlik görmedim."

KADINLAR SATILIYOR

"Bekaretin bir tabu olduğu düşüncesiyle büyütülmedim. Ailem hiçbir zaman bana cinsellikle ilgili bir baskı uygulamadı. Bekaret konusunda olan hep kadınlara oluyor. Biz burada gayet rahat konuşuyoruz ama kadınların resmen satıldığı bir ülkede yaşıyoruz. O yüzden 'Ne kadar rahat bir yaşamım var' demek bile bana utanç veriyor."

(Kaynak: Milliyet)