Ölenlerin, öldürülenlerin, öldürenlerin sayılara indirgendiği coğrafyamızda, sözün yalın haliyle; "ateş düştüğü yeri yakıyor" ve sadece analar değil, babalar da ağlıyor. Niceliğin hüküm sürdüğü süreçte, ateş o denli kesif halde yakıyor ki, her ölenle birlikte ölüp, her ağlayanla birlikte ağlıyoruz. Yüreğimiz yas tutuyor. Göz gözü görmez olduğu karanlıklar zamanında, kazanan taraf olmuyor. Herkes yitiriyor. Taraf olmayanlar bile...
Milliyet gazetesinde donup kalan bir babanın gözyaşlarıyla "süslenmiş" haberin bir kısmını aktarıp, link vermekle yetiniyoruz:
Şehit babasından Başbakan'a tepki
Turaç TOP / İZMİR, (DHA)
KOMANDO er Ferdi Sefa Kılıç'ın, Hakkari´deki çatışmada şehit düşmesi, ailesinin yaşadığı İzmir'in Eskiizmir Semti'ndeki evine ateş düşürdü. Beş çocuğundan tek erkek olanı teröre kurban vermenin acısını yaşayan baba Yaşar Kılıç, "Vatan sağolsun diyorum ama vatan garibanların vatanı. Bizim ocağımıza ateş düştü. Başbakan ise hamdolsun diyor. Oğlunu Amerika´ya gönderiyor. Kendi menfaatleri için Irak´a gidip görüşüyor. O da oğlunu askere gönderseydi. Kendi oğlu şehit olsa bir günde durdururdu bu terörü. Olan garibanın oğluna oluyor'' diyerek hem üzüntüsünü hem de tepkisini dile getirdi.
(...)
(Bakınız: Milliyet)