18 Eylül 2008 Perşembe

İlginç bir kahve sohbeti...

Bugün farkına vardığımız ve önemli bir kahve sohbetine tanık olduğumuz Kahve Molası sitesinde şu paragraf çok ilgimizi çekti:


"Zeliha Berksoy sizin de yazdığınız gibi demiş ki: 'Bizler televizyona kalite katıyoruz.' Peki başta DT olmak üzere, sahnelerine neden kalite getiremiyorsunuz o zaman? Dün de yazmıştım bu sayfalara, DT 15 Yeni Türk Lirası'na mal ettiği bir koltuğu 3 Yeni Türk Lirası'na satamıyor. İstanbul gibi bir metropolde Devlet Tiyatrosu'nun yıllık seyirci sayısı 100.000'i zorla buluyor."


"Bir DT'li" imzasıyla yazan kimliği belirsiz kişi, bir de kimliğini açıklayabilecek denli cesaret sahibi olabilse!... Türkiye tiyatrosunu çürütenlerin pervasızca ortalıkta dolaştığı günümüzde, dürüst insanlar, en az o pervasızlar denli cesaret sahibi olmalılar. Kimliğini gizleme gereksinimi duyan "Bir DT"lilerin maskesiz dolaşabileceği bir ortam oluşabilmesi için yayınlarımızı sürdürüyoruz...

İlginç bir kahve sohbeti olarak gördüğümüz aşağıdaki "tartışma"yı okurlarımıza sunuyoruz:



Editör (...) - 29.03.2007

Bir DT'li / 29.03.2007 14:27:09

Dünkü açıklama yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. Ancak her ne kadar Koç bakanı destekler gibi görünüyorsa da açıklamalarım aslında hiç öyle değil.

Benim sadece söylemek istediğim Koç bakanının önündeki manzara bizzat sanatçılar tarafından adeta hazırlanıp sunuldu. Bu Atilla Koç olmasaydı da başka bir bakan olsaydı, yine aynı şeyler olacaktı. Ben İsmail Kahraman'ın Ankara Büyük Tiyatro'da oyunu izlerken oturduğu koltuktan bizzat oyuna müdahale ettiği anı hiç unutmadım.

Bir şey daha; Koç bakan bu işleri tabii ki Coşkun Büktel'in yazdıklarına bakarak yapmıyor. Coşkun Büktel'i tanımaz bile. Benim Coşkun Büktel örneğini vermemdeki amaç ülkemizdeki sanatçı profilinin duruşunu birebir görmeniz bakımındandı.

Bakın sayın editör, Coşkun Büktel'in Dramatik Yayınları'ndan çıkan 550 sayfalık Türk Tiyatrosunda İnsan Manzaraları kitabının kapağına söz konusu yayınevinin editörünün yazdıklarından kısa bir alıntı yapayım sizin için izninizle:

.........."Türk tiyatro esnafının yaratıcı yeteneği nasıl aforoz ettiğini; çoğunluğu oluşturan ve iktidara yanarak yetki sahibi olan vasat beyinlerin, azınlıkta kalan yaratıcı yetenekten nasıl intikam aldığını, daima isim vererek, kanıtlarla belgeleyerek, ortaya koyan çarpıcı yazılar; tek tek yayınlandıkları zaman bile, vandalları ayağa kaldırmış, sonu gelmeyen tartışmalara yol açmıştı. Şimdi o yazıların hepsi bir arada... Hakikati bir el bombasının yoğunluk, gerilim ve şiddetiyle taşıyan bu kitabın sayfaları arasında... Pimi çekin! Sayfaları çevirin! Ve zihninizde çakan hakikat, tiyatroda tanıdığınız tüm vandalların imaj ve prestijini berhava etsin!"

İşte burada da belirtildiği gibi, çocukluğumun radyo tiyatrosundan tanıdığım, sonra birlikte birçok oyunda çalışma olanağı bulduğum o ustaların hepsinin içi boş olan isimler olduğunu birebir gördüm. Ve şimdi diyorum ki "ben kocaman bir yalana inanmışım!"

İşte bu nedenle Koç bakan eline geçen bu fırsatı değerlendirmeye çalışıyor. Nedir bu fırsat? Hovardaca kullanılarak iflasın eşiğine getirilmiş sanat kurumları, kültür merkezleri.

Bunları bu duruma bu halk düşürmedi sayın editör, o geçen gün AKM'nin önünde Ankara'da DT'nin genel müdürlük binasının önünde toplanan ve birilerini sürekli istifaya çağıran sanatçılar getirdi.

Olay bu kadar açık ve net...

Zeliha Berksoy sizin de yazdığınız gibi demiş ki: "Bizler televizyona kalite katıyoruz." Peki başta DT olmak üzere, sahnelerine neden kalite getiremiyorsunuz o zaman? Dün de yazmıştım bu sayfalara, DT 15 Yeni Türk Lirası'na mal ettiği bir koltuğu 3 Yeni Türk Lirası'na satamıyor. İstanbul gibi bir metropolde Devlet Tiyatrosu'nun yıllık seyirci sayısı 100.000'i zorla buluyor.

Zahmet edip yazmışsınız "ustaların" söylediklerini.

Valla ben almayayım çünkü hepsi lafı güzaf...

Saygılar herkese....

Bir DT li / 29.03.2007 14:32:15
Düzeltme
açıklama / açıklamama
İktidara yanarak / iktidara yaranarak
sahnelerine / sahnelerinize

Editör / 29.03.2007 14:51:33

Ama ben gene tatmin olmadım sevgili DT’li. Yani şimdi bana bu kitapları okuyup, o sanatçıların aslında birer dangalak olduğunu mu anlamamı istiyorsunuz? Ödenekli tiyatrolar istenmeyen durumdaysa ve bu durumun sorumlularını sıraya dizmeniz gerekirse, en sona oyuncuları yazarsınız. Yönetici ve öğretici seviyesine gelmiş sanatçıların sanatını değil ama yönetimlerini elbette eleştirebilirsiniz. Olan bitenler biz seyircilerin gözleri önünde oluyor. Bize yansıyanı biz görüyor ve duyuyoruz. Ben 20-25 yıl evvel ki DT ile şimdiki arasındaki farkı görüyorum ama bunun sorumluluğunu yaşlı veya genç oyunculara yüklemiyorum. Şimdiki yönetimi başa o sanatçılar mı getirdi? Ya da daha iyi yapanları kurtlar mı kaptı?

Bence eğer varsa daha somut örnekler vermelisiniz. Bakın ben sizi anlamıyorsam, başkalarının anlamasını sakın beklemeyin. Kendi çalar kendi söyler duruma düşmeyin. Mesela söyledikleri laflara içerlediğiniz o oyuncuların suçu nedir şu sizin sözünü ettiğiniz yalanın oluşmasında? DT bileti 3 YTL ye sattığı halde müşteri bulamıyorsa bunun sebebi oyuncular mı yoksa repertuar mı? Ya da o içi boş insan dediklerinizin aslında seyirciler olduğu mu? Bir oyuncu ne kadar içi boş olursa olsun, sene de hiç olmazsa 2 tane tekst okuyarak okuyan biri olur. Peki ya seyretmekten başka hiçbir meziyeti olmayan seyirciye ne demeli? Ayrıca iyi işler her zaman seyircisini bulur.

Ben sizin bir oyuncu olarak neden bu kadar kötümser olduğunuzu veya bu durumdan kurtulmak için Coşkun Büktel’in kitaplarını okumak ve hayıflanmak dışında ne yaptığınızı gerçekten merak ediyorum. Eleştiriyi bir yana ustaya saygıyı öbür yana koyup olumlu şeyler üretmekten şaşmamalı diyorum. Dizileri ihya eden o sanatçılar ortamını bulurlarsa DT yi de o eski şaşaalı günlerine döndürürler hiç merak etmeyin. Yeter ki birileri gölge etmesin.

Dünlükçü&Bahadır / 29.03.2007 16:37:41

Aslında olaya sanatçı açısından bakacak olursanız bana değerli bir ustamın dediği ortaya çıkıyor,dialog aynen aktardığım gibidir... -Hocam Niçin alakasız diziller sürekli sahne ve tiyatro değil...?-Borçlarım yerine kızımın geleceğini düşünmek zorunda olduğum için...( mevzuu bu kadar açık...)

Bir DT'li / 30.03.2007 01:32:19

Aslında siz benim ne demek istediğimi çok iyi anladınız sayın editör. Bu kadar güzel bir siteyi kurabildiğinize göre zeki birisi olmalısınız. Eminim öylesiniz de. O zaman benim ne demek istediğimi bal gibi anladınız da artık gerisini ben söylemeyeyim. Size karşı ayıp olmasın...

Son olarak şunu söyleyeceğim: Coşkun Büktel ve kitabı bu konuda bir tek örnektir. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Ayrıca benim esas söylemek istediğim diğer şey ise, sanat kurumlarımızın bu kurumların esas çalışanları olan sanatçılar ya da sanat icracıları tarafından özensiz, özensizden de öte hovardaca kullanılıp harcandığıdır.

Başka da bir şey demek istemiyorum artık bu konuda.

Saygı ve sevgilerimle

Esin kalın....

(Kaynak: Kahve Molası)