Afişi büyütmek için üzerine TIKLAYINIZ!
Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin iftiranın simgesi Özdemir Nutku'yu sahiplendiği bir dönemde, bu Birlik, halk yararına önemli işler de yapıyor. Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin dönem sözcüsü Orçun Masatçı'nın bize yolladığı e-postayı olduğu gibi yayınlıyoruz:
Sinop İskelesi’nde Nükleere İsyan Şarkıları...
Festivalin 2. ve 3. günü...
Sinop’ta Festivalin Eli Santralin Yakasında
1. Sinop Tiyatro Festivali ikinci günü arkada bırakıyor. Kentin civarına kurulmak istenen Nükleer ve termik santrallere karşı düzenlenen festivalin ikinci gününde gezi, sokak gösterisi, söyleşi ve oyun gösterimi vardı.
Festival sabah saatlerinde bir gezi ile başladı. Zulmü ile ünlü tarihi Sinop Cezaevine düzenlenen geziye 9 tiyatro topluluğunun tümü katıldı. Bartın Bölge Tiyatrosu yönetmeni Zafer Gecegörür rehberliğinde cezaevini gezen oyuncular kimi bölümlerde Sinop Sanat Tiyatrosu’nun yaptığı canlandırmaları da izlediler. Cezaevi’nin koğuşları, disiplin koğuşlarını gezen oyuncular yazar Sabahattin Ali’nin kaldığı koğuşta da incelemeler yaptılar.
Cezaevi çıkışı Sinop Anadolu Teknik Lisesi, Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi’nin konuğu olan oyuncular burada yemek yiyerek okul yöneticileriyle görüştüler.
Günün ilk etkinliği sokakta gerçekleşti. Yenikapı Tiyatrosu Gogol’ün “Palto” adlı yapıtını İskele Meydanı’nda sergiledi. Topluluğu yaklaşık 250 izleyici izledi. İzleyicinin de zaman zaman katıldığı oyunda paltonun çalındığı sahnede meydandan geçen yaşlı bir Sinoplu’nun tepkileri izleyiciden yoğun alkış aldı.
“Tiyatrolar Arasında Atölye-Oyun Paylaşımı” başlıklı söyleşi Sinop Kalesi’nde gerçekleşti. Bartın’dan Zafer Gecegörür, Mardin’den Emrah Koyuncu, Ankara’dan Hasan Göktaş, İzmir'den Timur Özçıngırak, Sinop’tan Erhan Kaya’nın konuşmacı olduğu söyleşide tiyatroların içinde bulunduğu estetik ve teknik sorunlar masaya yatırıldı. İzleyicinin günümüzde taleplerine uygun bir tiyatronun nasıl yaratılacağının ele alındığı toplantıda demokratik kitle örgütlerinin sanat talepleriyle kurulacak ilişkilerin de üzerinde duruldu.İkinci günün son sahne gösterisini İstanbul’dan Tiyatro Simurg gerçekleştirdi. Onat Kutlar ve Ataol Behramoğlu’nun metinlerinden oluşan gösteriyi Bilgesu Ataman ve Mehmet Esatoğlu sergiledi. Bir emekçinin 1960’lardan günümüze yaşadıklarını ve bunların çeşitli edebi metinlerdeki yansımalarını sergileyen oyunu kalabalık bir izleyici kitlesi izledi. Oyun sonunda bir konuşma yapan yönetmen Mehmet Esatoğlu Sinop’u kanser etmek isteyen bir projeyi bozmak amacıyla bu kente geldiklerini oyunlarını bu hedefle sergilediklerini söyledi.
Günün son etkinliği tüm topluluklardan oyuncuların katılımıyla gerçekleşen şiir akşamı oldu. Sinoplu yerel sanatçıların da katılımıyla gerçekleşen etkinlikte Nazım Hikmet, Tuğrul Keskin, Kemal Özer’den çeşitli şiirler okunup Can Yücel’e dair anılar anlatıldı.
3. GÜN Sinop Tiyatro Festivali’nin üçüncü günü atölye çalışmaları, tiyatroda amatörlük profesyonellik söyleşisi ve Sinop Sanat Tiyatrosu’nun sahne gösterisi ile sürüyor.
Sinop’ta yağmurlu bir hava. İskelede onlarca genç koşturuyor. Yağmur hafif hafif atıştırıyor. 1. Sinop Tiyatro Festivali’nin üçüncü günü. Bugün Sinoplu gençlerin gösterisi var. Ancak günlerden pazartesi, iftar saatine yakın bir zaman. Sinop İskele meydanı bomboş.. Sinoplu gençler hazırlıklarını büyük bir ciddiyetle sürdürüyor.
“Nükleerle Evleniyoruz” adlı sokak oyunu için oyuncuların hazırlıkları tamamlanıyor. İskele ortasında onlarca oyuncu hazır ancak izleyici olarak toplam 20 kişi ya var ya da yok.Müzikler çalıyor. Cahit Berkay ve Moğollar haykırıyor “Bi Şey Yapmalı”..
Sinoplu oyuncular gösterilerine başlıyorlar. Önce beş-on kişilik bir kalabalık toplanıyor. “Nükleer”i oynayan Gülbahar canavar yüzlü maskesiyle dolanıp duruyor. O dolanıp durdukça genci yaşlısı insanlar kırılıp dökülüyorlar kanser belasıyla. Kalabalıklar giderek çoğalıyor.
Ortaya yalancı politikacılar çıkıyor. Gölge oyunu üslubu ile konuşarak planlar yapıyorlar. Sinop’u kansere boğacak santral planlarını yürürlüğe koyma telaşındalar.
Sinop çırpınıyor, Sinop çağırıyor insanlarını bu cinayeti durdurmaya. İnanılmayacak bir kalabalık akın akın geliyor meydana. Fonda Karadeniz’in çocuğu, Karadeniz’in kansere kurban verdiği sanatçısı Kazım Koyuncu’nun sesi yükseliyor.
Alanda artık 300’e yakın bir kalabalık toplanmış durumda. Birden ortaya bir kız çocuğu çıkıyor. Hani şu Hiroşima’da 50 yıl önce atom bombası ile yok edilmiş kız çocuğu. Şair Nazım Hikmet’in dizeleriyle dolaşıyor Sinoplular’ın arasında ve haykırıyor “amca teyze bir imza ver çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler”
Kız çocuğu yere düşerken yüzlerce Sinoplu’nun alkışları yükseliyor. Sinoplular alkışlarıyla çocuklarına adeta söz veriyorlar. “Size ölüm yok çocuklar” diyorlar.Sinop Sanat Tiyatrsosu’nun gösterisinin ardından İskele’de Zafer Gecegörür ve Mehmet Esatoğlu “Tiyatroda Amatör Profesyonel İlişkisi” üzerine bir söyleşi gerçekleştiriyorlar.
Sanat ve para ilişkisinden yola çıkarak konuyu ele alan konuşmacılar amatör ruhun sanatın yaratımında temel alınması gerektiğini anlattılar. Günümüzde kötü profesyonellikle acemi amatörlüğün tiyatroya verdiği zararı anlatan konuşmacılar Türkiye Tiyatrolar Birliği çatısı altında eski birikimlerden yararlanarak yeni tanımlar getirilmesine gereksinim olduğuna dikkati çektiler.
Festivalin sahne etkinliğinde yine Sinop Sanat Tiyatrosu vardı. Erhan Kaya’nın yönettiği “Üç Kuruşa Gelecek” Sinop’un halk kahramanlarından Diyojen ve Tarzan Kemal’in öyküsünü anlatarak başladı. Sevdiğine kavuşamayan ve ortalıkta çıplak dolanarak bir halk feylesofu biçiminde yaşayan Tarzan’ın öyküsünün ardından iki inşaat emekçisinin serüvenleriyle devam eden oyun para babalarının Sinop’un başına ördüğü çorapları eğlenceli bir dille anlattı.
Günün son etkinliği Zafer Gecegörür’ün “Tiyatroda Dramaturgi” sunumuydu. Tiyatroda metinden sahneye gidişin serüvenini anlatan Gecegörür, anlattıklarını Melih Cevdet Anday’ın “ İçerdekiler” oyunu üzerinden örnekledi. Oyunun metin yapısından iç çatışmalarına örnek sahneler anlatan Gecegörür son bölümde katılımcıların sorularını yanıtladı.
1. Sinop Tiyatro Festivali’nin dördüncü günü sokak gösterileri ve atölye çalışması ile sürüyor.