3 Ağustos 2008 Pazar

Kutu açıldı, kötü göründü!...

Adnan Tönel, 29 Temmuz 2008 günü, Tiyatro Dünyası'nda bir yazı yayımladı. (Bakınız: Tönel, "Tiyatro Eğitiminin Derhal YÖK'den Ayrılması ile Başlayabiliriz") Biz de hemen küçük bir sunuş yazısıyla birlikte link verdik. (Bakınız: Oyun, "Tönel, silik de olsa önemli şeyler söylüyor!...") Reformist ve revizyonist bir bakış açısıyla konuya yaklaşıyordu Adnan Tönel. Burjuva kurum ve kuruluşlarından yararlanan Tönel'den sosyalist bir açılım bekleyemezdik...

Özdemir Nutku iftirası gibi somut bir duruma müdahale etmeyen Adnan Tönel'in, soyut ve genel sözlerle çiziktirdiği yazısına, gençlerden tepki gelmeye başladı. Bu tepkileri önemsiyor ve okurlarımıza sunuyoruz:


Hicran Bulut
30 Temmuz 2008

Ben, konservatuvar tiyatro 3. sınıf öğrencisiyim. Yazarın söylediklerinin tamamına katılıyorum. "Bir oyun oynanır oyalanırız" misali görüldü Türkiye’de tiyatro. Adeta meslek olmaması için gereken neyse, o yapıldı. Ben, bir özel üniversitenin tiyatro bölümünde okuyorum. Okulun bölüm başkanı olan oyunculuk hocamız, ilk iki yıl sadece haftada birgün gelerek, işini yaptı; bizimle ilgilenmedi. Ve okulun açılış günlerinde, bir iki temel ses açma ve hareketler yaptık. Sonra okul oyunu diye bir oyun çalışmaya başladık; taa okulun son gününe kadar. Ve sonunda oyunu büyük sınıflara kızıp sahnelemekten vazgeçti. Zaten yaşlılıktan provalara da gelmiyordu. Belki bu yüzden büyük sınıflar da haklıydı; bilemiyorum, ama NTV'de çizgi filmleri seslendirmeye nasıl gidebiliyordu, bilemiyorum. Ayrıca bir özel kurumda daha yönetici pozisyonunda olduğunu da bu sene öğrendim. Ve anladım ki biz öğrencilerle ilgilenememesi doğal; çünkü dışarda para kazanması lazım. Hem üniversiteden, hem özel kurumdan para kazanmak varken, öğrencinin oyunculuk gelişimi onu çok ilgilendirmez tabii. Her neyse, aslında anlatacak herkesin çok şeyi var; ama tüm öğrenciler korkup susuyor. Çünkü özel üniversite ve sorunsuz bir şekilde mezun olmayı bekliyoruz. Bir de en üzüldüğüm; okulda herkes bir yolunu bulup TV dizilerine, reklamlara nasıl atlarım diye düşünüyor.Tekrar teşekkürler.

Aydın Arı
30 Temmuz 2008
YÖK’ten ayrılsa ne olacak ki?! Özel tiyatro okullarının durumu pek mi iyi sanki? Tiyatro sahnesi için oyuncu yetiştirilmiyor... Herkes "dizilerde mankenler oynamasın" diye bayrak açmış saçmalıyor; ama oyunculuk yapan mankenler azınlıkta. Oyunculukları beğenilmeyen yakışıklı çocuklar manken değil ki, eli yüzü düzgün MSM, Pera, falan filan öğrencileri... "Bu özellere niye takmış" diye düşünmeyin benim için, ama YÖK olmazsa özel tiyatro okullarının kültürü yeni teatral alternatifimiz olmayacak mı? Bahsettiğiniz tiyatro ekollerini bile tanımıyor yeni oyuncular, kendi kültürleri için de kıro diyorlar... Sorun sanki eğitimde değil, bizim içimizde bir yerlerde !

Şafak Eyüboğlu
2 Ağustos 2008
Tiyatronun sorunları ile Devlet Tiyatroları sorunlarına mı değinilmek isteniyor! Geçmiş yıllarda Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde Savaş ve Barış oyununda yarım sezon sahne deneyimim olmuştu. Orada belirdi ve şimdi söyleyebilirim ki "Bilindik pek muteber oyunlarla bir seviyeye varılamaz." Bir fikri varsa, bir projesi varsa coşulur ya da coşturur oyun. "Bir gün sahne ölür, ama tiyatro ölmez" diyorsak... Okullu olmanın, seni hocan seviyesine çabucak ulaştırması kuşkulu ve usta-çırak ilişkisini ortadan kaldıran bir şey olduğunu da görmek gerekiyor. Kendi motifimizi giyinip var olursak, yeni fikir / projelerimiz var diyebiliriz. Amatör tiyatrolara bu yüzden daha çok teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Haydi kolay gelsin...

Esra Aydın
2 Ağustos 2008
Eski nesil tiyatrocular hala kendi ceplerine atıyorlar. Mutfakta yiyecek hiç birşey bırakmıyorlar. Usta çırak ilişkisi dedikleri de koca bir kandırmaca. Yok öyle birşey. Belki bir hoca, bir öğrencisini kendi işleri için yanında tutar; hepsi o. Onu asla yetiştirmez. Usta hep patron, çırak hep köle. Beni geçer diye onu kıskanır ve O'nun yükselmesini istemez. En azından eğitimin içinden geldiğim için bunu net söyleyebilirim. Bal gibi adam kayırılır tiyatroda. Fırlama isen işi kaparsın erdemliysen değil. Ha bir de erdemliyi oynayıp içten fırlamalar da işi kapabilir. Dünyanın en berbat tiyatro eğitimi ve sanatı, kısaca mesleği bu topraklarda yapılanıdır.

(Kaynak: Tiyatro Dünyası)