Dinci AKP'nin makyaj malzemelerinden biri de Taraf gazetesi. Adından başlayarak, tarafsız olamayacağını deklare eden gazete, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için yayınlanıyor...
Ümit Kıvanç, "itibarlı, zeki, eğlenceli..." (Bakınız: dergibi.com) Taraf gazetesinin nazarlık boncuklarından biri...
Ümit Kıvanç, Latife Tekin'in AKP'li dinci faşist Karabük Belediye Başkanı tarafından örselenmesi konusunda tekin olmayan önerilerde bulunuyor:
Üzmüşler Ümit Kıvanç'ı
Karabük’te AKP’li Belediye Başkanı ile tartışma yaşayan yazar Latife Tekin’i, Taraf gazetesindeki köşesinde Ümit Kıvanç da konu etti. Kıvanç, Tekin’i savunurken, satır aralarında bir dizi uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi.
soL (HABER MERKEZİ) Karabük’teki festivalde, panelist konuk, yazar Latife Tekin ile AKP’li Belediye Başkanı Hüseyin Erer arasında cereyan eden olay, birkaç gündür medyanın gündeminde. soL’da da genişçe yer alan bu haberin yankıları, daha da süreceğe benzer. Latife Tekin’in hükümetin enerji politikalarını eleştirmesi üzerine, Belediye Başkanı’nın “benim paramla bana hakaret edemezsin, politika yapamazsın” celallenmesiyle yaşananlar, Taraf gazetesinde Ümit Kıvanç’ın “Açın Türkiye’nin Önünü” köşesinde de ele alındı.
Kıvanç, olayı, araya saplamalar yaparak aktarırken, Erer’i ti’ye alarak eleştiriyor. Bu eleştiri, bir yerel yöneticinin kişisel tasarrufuna yönelik gibi gelişirken, hakkaniyet gözeticilikle, ama, bunun böyle olmayabileceğini, otursalar baş başa konuşsalar, belki de Erer’in yaptığı hareketin aslında kendi perspektifinden kaynaklanmadığını göreceklerini de ekliyor. Burada bir sorun doğuyor. Eğer, Erer kendisi böyle biri olduğu için değil de, seçim listelerini düşünerek, yukarıya hoş görünme adına bunu yaptıysa, AKP eleştirilecek nokta haline geliyor. Çözümü kolay: “Yukarıya, çarpıtılarak taşınabileceği, yanlış anlaşılabileceği” endişesi taşıyor olmalıymış! Hisse: Olduğu gibi aktarılsa, AKP demokratlığı ses etmez!
Sonra, kendi başından geçen bir olayı anımsıyor Kıvanç. Fatih Belediyesi’nin bir etkinliğinde, kendisinin “Kızlar ve Kökler” filmi gösterilirken, Kürtçe türkü söylenen sahnede, gösterim “lank diye” kesilmiş. Çok kızmış, terk etmiş mekanı. Niye? “Ağzımdan bir kaza çıkmasın diye.” Latife Hanım’a, yapılması gereken hareket örneği: Sus ve git, yoksa tartışma çıkar, olay medyaya yansır.
Olay çıkmasa da, yapılan hareket nedeniyle yansımaz mı? Bilinçli bir liberalseniz çıkmaz: “Türk medyası ‘şeriatçıların özgür düşünceyi sansür etmesi’ sınıfına soktuğu bu olaydan askeriye değirmenine su taşımak için yararlanmak istedi. Ben de onlara olayı kullandırtmamaya kararlıydım, kapadım çenemi.” İşte, ikinci ders: AKP ne yaparsa yapsın, sus ki, askeriye lehinde kullanılmasın!
Sonra yeniden Latife Tekin olayına dönüyor ve onu anladığını söylüyor. Öfke değil, hayal kırıklığı duygusu yaşıyor olsa gerekmiş Tekin. Madde üç: Duygu yönlendirmesi. “Teşkilatı Mahsusa’dan, askerî ideoloji cenderesinden, bu siyasetçilerle mi kurtulacaktık?” Hayal kırıklığı diyor Kıvanç, öfke değil. Kırılacak bir hayal kurulmuş demek ki. Bir umut, bir bel bağlama yoksa, niye yaşansın ki bu duygu... Politik ders: “Ne yapalım, malzeme biraz bozuk ama, başka da şansımız yok...”Bakalım Latife Tekin, kendisini savunur makyajlı bu yazının satır aralarını okuyup, gereken dersi çıkaracak, uyarıyı kavrayacak mı...
(Kaynak: soL)
(Ayrıca bakınız: Latife Tekin)