Emperyalizmin sinemayı da tutsak aldığı bir süreçten geçiyoruz. Irak halkını özgürleştirmek(!) için katleden Amerika, Hollywood'a taktığı Oscar nazarlığıyla göz boyamayı sürdürüyor. Diğer yandan da emeği ve emek değerlerini "kutsayan" filmler yapılmaya devam ediyor. Savaşı anlatan Grigori Çukray'ın yönettiği Askerin Türküsü filmi de bunlardan biri. İşbirlikçilerin inisiyatifinde bulunan dağıtım tekelinin dışında kalan ve izleme şansımızın pek olmadığı Askerin Türküsü filmini, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde izlebilirsiniz. soL gazetesinde yayımlanan ilgili haberi aktarıyoruz:
'Askerin Türküsü' NHKM'de
2. Dünya Savaşı’nın ortasında 19 yaşındaki Sovyet askeri Alyoşa’nın yaşadıklarını anlatan “Askerin Türküsü”, savaşın yıkıcılığını ve barışın, kardeşliğin nasıl bir mücadeleyi gereksindiğini etkileyici bir görsellik ve hikayeyle sunuyor.
soL (HABER MERKEZİ) Bu akşam Nazım Hikmet Kültür Merkezi bahçesinde saat 21.00’de “Askerin Türküsü” filminin gösterimi var. Filmin yönetmeni Grigori Çukray, 1921 doğumlu. Yaşıtları gibi, okul sıralarından, bir paraşütçü birliğinin askeri olarak savaşa katıldı. Mayın parçasıyla ciğerlerinden yaralanarak kaldırıldığı hastaneden SSCB Devlet Sinema Enstitüsü’ne geçti. “Senaryo bir nişanlıya benzer. En güzelini değil, en sevdiğinizi, en yürekten bağlandığınızı seçersiniz” diyen Çukray’ın ilk filmi “Kırkbirinci”, 1956’da çekildi. “Dünya görüşümün ortak nokta olması dışında, filmimin bir öncekine benzemesinden korkarım” prensibinden yola çıkan Çukray’ın, silahların, çatışmaların son derece kısa görüntülendiği, bağırıp çağırmayan bir sadelikte savaşın dehşetini yansıttığı filmi “Askerin Türküsü” ise 1959 yılına ait.
2. Dünya Savaşı’nın cereyan ettiği coğrafyalardan birinde, Sovyetler Birliği’nde geçiyor. Sovyetler’in “Anavatan Savunması” olarak adlandırdıkları ve Nazi işgaline karşı yurtlarını savundukları savaştan bir kesit sunuyor. Alyoşa Skvortsov, annesi ile vedalaşamadan savaşa katılan 19 yaşında telsizci bir Sovyet eridir. Faşistlerin bir tank saldırısı sırasında, tek başına iki faşist tankını havaya uçurarak generali tarafından madalya ile ödüllendirilir. Alyoşa, generalinden, madalya yerine annesini görmek için iki günlük izin ister. Köye dönüp evlerinin çatısını tamir etmek, annesi ile vedalaşmak istemektedir. Fakat Alyoşa için eve gitmek o kadar kolay olmayacaktır…
Yönetmenin “Lenin Nişanı” aldığı filmin oyuncuları Vladimir Ivaflov, Zhanna Prokhorenko, Antonina Maksimova, Nikolay Kryuçkov, Yevgeni Urbansky, Elza Lezhdey, Aleksandr Kuznetsov ve Yevgeni Teterin. Film, 1960 Cannes Film Festivali’nde de üç ödül birden almış, BAFTA ve San Fransisco Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödülünün sahibi olmuştu...
(Kaynak: soL)