Foto: Riksteatern'de, Michael Cocke'un yönettiği oyun...
Halkın çıkarları için değil, egemenlerin çıkarları için; yaşamı estetize eden İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Tiyatroları, light muhalefet yapılma sürecinde, "vurun abalıya" biçiminde yuhalanıyor. (Bakınız: tiyatrom, "ihale görüş") Sürekli olarak muhalefet yapmak için, Şehir Tiyatroları'nı siyasal ve sınıfsal eleştiri yağmuruna tutmak gerekir. Bunun için de, bu tiyatroların işleyişinin, burjuvazinin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için estetik bilinç geliştiren bir insan bi/çimlendirme makinesi olduğunu vurgulamak gerekir...
Sosyalist kültürün gelişmesinin önünde duvar ören kurumlardan biri olan Şehir Tiyatroları, şimdi de İsveçli tiyatrocuları engelliyor. Uzun zamandır süren bir tartışma konusu olmasına karşın, pek üzerinde durulmak istenmeyen konuyu, Hürriyet gazetesinden aktarıyoruz:
İsveçli tiyatroculardan "Oynatmadı" davası
Mutlu KOSER / İSTANBUL
İsveç Ulusal Tiyatrosu, oyunlarını iki kez sahnelemekten vazgeçen Şehir Tiyatrolarına tazminat davası açtı.
RIKSTEATERN İsveç Ulusal Tiyatrosu, töre cinayetlerinin konu alındığı "Bir Gül Kanar Gurbet" adlı oyunu önce "Yönetim değişti" sonra da "Eser sahibi öldü" gerekçesiyle iki kez sahnelemekten vazgeçen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları Müdürlüğü'ne 297 bin 327 YTL tazminat davası açtı. Riksteatern adına Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne davayı açan yönetmen olan Michael Cocke, dekor tasarımcısı Jens Esbjörn Arben, kostüm tasarımcısı Kathryn Elisabeth Appelqvist ve Türk oyuncu Fikret Çeşmeli, Şehir Tiyatroları Müdürlüğü ile oyunu Türkiye'de sahnelenmek için anlaşma yaptıklarını belirttiler. Grup üyeleri, gereken tüm çalışmaları büyük bir emek, inanç ve özveri ile tamamladıklarını, kostümleri hazırladıklarını, provalar yaptıklarını, oyunun afişinin bile basıldığını söyledi. Aylarca Türkiye'de kalan grup üyeleri, mahkemeye sundukları dilekçede yurtdışından yapılan tüm iş tekliflerini reddettiklerini de belirttiler.
(Kaynak: Hürriyet, "İsveçli tiyatroculardan 'Oynatmadı' davası")
Yukarıdaki haberin altında, bir okur yorumu var. Onu da aktarmak istiyoruz:
fatoş sezer ulusoy ('farecik' tüm yorumları)
Oyuncular maaşlarının kesilmesinden korkup "sendikalaşamıyor".İBŞT memur zihniyeti ve iktidarın muhalefetiyle ayakta durmaya çalışıyor.Belediye içinse "Tiyatro salonunun umumi tuvaletten farkı yok."Yıkılan ve yakılan tiyatroların hesabı yok.Vur kazmayı,nasılsa "susuyorlar" mantığı hakim.Yazık...