14 Temmuz 2007 Cumartesi

Epik tiyatro vs...

Biz, sosyalist dünya görüşünü benimseyen bir kurumun yayını olarak, öncelikle emeğin iktidarı için savaşım veren yazarların oyunlarını gündemimize alıyoruz...

Başta Bertolt Brecht olmak üzere, dünyadaki yazarları ele almakla birlikte, ülkemizde de epik tiyatro anlayışına hizmet eden yazarları öne çıkarma düşüncesindeyiz...

Sermet Çağan, Vasıf Öngören, Oktay Arayıcı, İsmet Küntay... gibi yazarların gündemden düşmemesi için savaşım veriyoruz. Epik tiyatroya emek vermiş yazarların sahneye taşınması için savaşım veren yönetmenleri de ele alıyoruz. Coşkun Irmak da bunlardan biri...

Irmak'tan birkaç paragraf aktarıyoruz:


(...) 2005-2006 sezonunun ilk oyunu olarak Trabzon DT’de sahnelediğim “AYAK BACAK FABRİKASI” adlı oyun, 21-26 Kasım tarihleri arasında İstanbul’a turne yaptı. Taksim Sahnesi’nde oynandı. Ben de, Ankara’da yönettiğim “LYSİSTRATA” adlı oyunun provasına ara verip, iki günlüğüne İstanbul’a gittim.

“AYAK BACAK FABRİKASI” yaklaşık altı aydır oynanmıyordu. Oyunun ilk günü (21 Kasım), prova yaptık.

Oyundan sonra, Seçkin Selvi ile konuşma fırsatı buldum. Seçkin Selvi beni ve oyuncuları kutladı. Düşüncelerini; “İzlediğim oyun, kendi başına başarılı. Ancak Sermet Çağan’ın yazdığından farklı. Adeta yeniden yazılmış”, diye özetlemek olanaklı.

(Yönetmen olarak, “AYAK BACAK FABRİKASI”na getirdiğim yaklaşıma ilişkin Tiyatro Tiyatro Dergisi’nde -Sayı: 161, Ocak 2006- bir yazı yazmıştım.)

Ben de kendisine açıklamalarımı yaptım. Seçkin Selvi, oyuna ister istemez duygusal bir bakışı olduğunu belirtti ve -bu nedenle olsa gerek- oyun hakkında yazıp yazmamakta kararsız olduğunu söyledi.

Beni, o duygusal yanı da çok ilgilendiriyor aslında. Bunu hem Seçkin Selvi, hem de Nadide Küntay için söyleyebilirim. Seçkin Selvi’nin, “AYAK BACAK FABRİKASI”na duygusal yaklaşımına örnek vermek adına anlattığı bir anı beni çok etkiledi. Zaman olsa, bu ve bunun gibi konular üzerinde daha uzun sohbet etmek isterdim. Aslında, Seçkin Selvi ile Sermet Çağan ve “AYAK BACAK FABRİKASI” üzerine odaklanmış bir söyleşi yapmak düşüncesi yerleşti aklıma... Neyse, anlattığı anıya geleyim: Kalacak yerlerinin olmadığı bir zamanmış, bir yandan da “AYAK BACAK FABRİKASI”nı yazıyormuş Sermet Çağan. Hem sıcak olur, hem rahatsız eden olmaz diyerekten; gece vapura binmişler ve sabaha kadar bir o yakaya bir bu yakaya gide gele oyun üzerinde çalışmışlar, yazmışlar... Eminim bunun gibi pek çok değerli anı var Seçkin Selvi’de. (...)

tıkla: KOŞTURMACA