Sağolsun Can Doğan, Mustafa Demirkanlı hakkında bilgiler içeren bir yazı yazmış, biz de ondan yola çıkarak, bazı düşünceler geliştirdik...
"Kimsenin Duyarlı Olmak Gibi Bir Mecburiyeti Yok..." diye bir slogan da atan Can Doğan, ironik bir yazıyla, her zaman için desteğe gereksinim duyan, düşünsel felçli Mustafa Demirkanlı'ya payanda olmak istemiş...
Konu Demirkanlı ve "Çığlık" olunca, iş ister istemez sanal yayıncılığa gelmiş:
"tiyatrom, tiyatrokeyfi, tiyatrodergisi, gibi tiyatroyu toplumsal ve siyasal açıdan, tiyatronline gibi bilimsel ve entelektüel yanıyla ele alan sitelerin varlığına güvenerek bu lay lay lom yayıncılığı..."
Durduğu yerden bakan ve seçeneksizlikten kaynaklı nedenlerden, yukarıdaki gibi bir tümce kurmak zorunda olan Can Doğan'ın ruh durumunu anlayabiliyoruz...
Bir sürü laf kalabalığından sonra, Mustafa Demirkanlı'nın düşünsel felcine çözüm bulmak için kafa yoran Can Doğan diyor ki:
"...Yıllar önce de 'ölüme yatan' Tiyatro-Tiyatro dergisi anlaşılabildiği kadarıyla varlığını sürdürmek konusunda ciddi sorunlar yaşıyor..."
Yayımlanmasını gerektiren herhangi bir neden olmamasına karşın, salt Demirkanlı'nın kişisel hırsı için çıkan Tiyatro... Tiyatro... dergisi, toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket etmediğinden, sürekli olarak "ciddi sorunlar yaşıyor..."
Can Doğan diyor ki:
"Ve bu sorunun çözümü için dilencilik falan yapmıyor... TMSF'ye başvurup 'Bizi devletin (Tüyü bitmemiş yetimin) parasıyla kurtarın, biz tiraj yapalım, sonra dergiyi yine bize satarsınız' falan demiyor..."
Peki ne yapıyor?!
Sırtını AKBANK'ın sıcak duvarına yaslıyor!!!
Can Doğan diyor ki:
"Başta Mustafa Demirkanlı olmak üzere bütün ekip salak olduğu için Tiyatro oyuncularının duayeni "Şehit anası" Semra Hanım'ı ya da "Geçerken bir de tiyatro olayına gireyim dedim." diye kıçını başını açan yüz ünlü türk büyüğü artiz hanımefendileri kapak yapmıyorlar, ya ne yapıyorlar:"
Hemen yanıtlayalım:
"Özdemir Nutku skandalı", "OYÇED skandalı", "Çığ skandalı", "Kızılırmak skandalı"... gibi olayları yazmıyorlar...
Neyi yazıyorlar?
Coşkun Büktel ve H. Hilmi Bulunmaz'ın linç olmasını planlayan yazılar yazıyorlar...
"Devlet Sadakası", "Efes Pilsen Harçlığı", "AKBANK Çanağı", "İsviçre Hastanesi Kıyağı", "Yapı Kredi Sigorta Garantisi", "İpragaz Enerjisi"... gibi reklamlara göz dikip, finans kapitalin yastığında mışıl mışıl uyuyorlar!!!
Can Doğan diyor ki:
"'Abone Olun.' diyorlar..."
İnsanlar abone olsun ki, Demirkanlı da rahatça enginar yiyebilsin!!! Bakınız: H. Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel (1)
Can Doğan diyor ki:
"'Abone olun ki kendi yağımızla kavrulalım... Abone olun ki seksen milyona yakın insan yaşayan bir ülkede bir tek tiyatro dergisi varlığını sürdürsün...'"
Bu denli halktan uzak, aristokrat bir dergiyi yaşatmak için, halk neden kılını kıpırdatsın ki?!!
Can Doğan diyor ki:
"Bu medeniyetler beşiği coğrafyada, matbaada basılan başka tiyatro dergisi var da ben mi bilmiyorum, yoksa hakikaten Tiyatro Tiyatro dergisi kendi alanının kelaynağı durumunda mı?"
Kapitalistleri desteklemede tek kelaynak!!!
Can Doğan diyor ki:
"On milyonu aşkın insanın yaşadığı "dünyanın gözbebeği" İstanbul'daki tiyatro koltuğu sayısı Anadolu'daki her hangi "bir" tek antik tiyatronun koltuğundan daha mı az?"
Bizim açtığımız tüm salonları resmi faşizm kapattığından, bunca salon bulunması bile şaşırtıcı!!!
Can Doğan diyor ki:
"Tiyatro Tiyatro Dergisi'nin çığlığına kulak kabartmak gerek... Kimsenin duyarlı olmak gibi bir mecburiyeti yok ama galiba... Tiyatro Tiyatro Dergisi'nin yayınına devam etmesi gerek, çünkü maalesef türünde tek... Başka tiyatro dergimiz yok..."
Tıklayın: BU ÇIĞLIĞA KULAK VERİN
ÇOK ÖNEMLİ NOT: AMA ŞİMDİ OYUN DERGİSİ VAR!!!