5 Mart 2007 Pazartesi

"Yaralı Yürek" dizisi ekibi yaralandı

Düzen eleştirisi getirmeyen, düzenden beslenen "Yaralı Yürek" dizisi ekibi; düzen eleştirisi getirmeyen, düzenden beslenen bir başka ekip tarafından yaralandı, tartaklandı, linç edilmek istendi...

Sanatsal anlamda, düzenin değirmenine su taşıyan "Yaralı Yürek" fraksiyonuna, her şeye karşın "geçmiş olsun" diyoruz!...

Düzen eleştirisi getirmeyen, düzenden beslenen www.tiyatrodergisi.com.tr sitesinde okuduğumuz haber ve yorumlar, (temel insan haklarının çiğnenmesinin oluşturduğu trajik durum bir yana), son derecede komikti!..

Evrensel değerlere hiçbir katkıda bulunmayan, sanatsal düşüncenin çıta yükseltmesi için hiçbir çaba harcamayan, parasal ivmenin ötesinde hiçbir çıkar gözetmeyen "Yaralı Yürek" fraksiyonu; kapitalist üretim süreci dışında, bir başka evren olabileceği anıştırması yapmamasına karşın, yapay demokrasicilik oynuyor...

Doğal ki, bir film ekibinin, üretim yaparken, linç edilmek istenmesi, hatta bunun düşünülmesi; benimsenecek, desteklenecek, alkışlanacak bir durum değil. Ne var ki, kamuoyunun gündemine oturan böyle bir durumdan "yararlanarak", bazı çıkarsamalarda bulunmak gerekir...

Haber ve yorumları okuduktan sonra, www.yaraliyurek-dizi.blogspot.com sitesini inceledim... Toplumun bir milim ileri gitmesi için hiçbir düşünce kırıntısı taşımayan, salt parasal çıkarların ivmelendirmesiyle kotarılmış olan dizi, (fiziksel olarak darp edilmesini benimsemesek de), düşünsel olarak karşı çıkılması ve eleştirilmesi gereken bir "fraksiyon"...

Zaten, siteye girildiğinde, "Kağıt parayı icat eden kimdi?" sorusu bile, başlı başına düşünce geliştirmemizi sağlıyor!..

"Para" sorusu ile, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, küçük bir trafik levhası gösteren "Yaralı Yürek" fraksiyonu sitesi, hemen tüm yazılarını küçük harfle yazmasına karşın, kendince önemli gördüğü bir durumu tamamıyla büyük harflerden oluşturarak, "dikkatimizi" çekiyor:

"VİLDAN ATASEVER'İN ÇOK ÖZÜL VİDEOSU"...

İç gıcıklayan bir sloganla sunulan video görüntülerini izlediğinizde, gerçekten, iç gıcıklayan fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz; sanatsal anlamda, nasıl bir açılım getirecekse, Vildan'ın bacak gösterisine tanık olduktan sonra, düşünmeye başlıyorsunuz... Vildan ve diğer fraksiyon üyeleri, insanlığın ilerlemesi için, nasıl bir sanatsal duyarlılık geliştiriyorlar?..

"Yaralı Yürek" fraksiyonunun sitesini yolcu ettikten sonra, "Tiyatro Dergisi" fraksiyonunun sitesine dönüş yapıyorsunuz ve "TOBAV'ın konuya ilişkin açıklaması"na göz atıyorsunuz:

"TOBAV: YENİ KATİLLER Mİ ARANIYOR... KİM BUNLAR????"

"... YENİ KATİLLER Mİ ARANIYOR..." sorusunu sorduktan sonra, soru işaretini koymayı unutan TOBAV, "...KİM BUNLAR..." sorusuna, tam dört (4) tane soru işareti konduruyor...

İlk paragrafın, ilk tümcesinde; "Şanlıurfa'da" (yerine) "Şanlıurfa da" diye yazan TOBAV, "grup" (yerine) "gurup" yazmayı uygun görüyor...

TOBAV'ın, insan aklını hiçimseyen bildirisinin abukluğunu görmek isteyenler, www.tiyatrodergisi.com.tr'de okuyabilir. Biz, küçük bir örnek olsun diye, bir paragrafı buraya aktaralım:

"Ancak kimse saldırıların siyasi bir kimlik de kazandırılarak, sanki tüm Şanlıurfa halkı böyle düşünüyormuş gibi bir görüntü verilerek gerçekleştirileceğini beklemiyordu."
Bu "kimse" dediğiniz özne, kimlerden oluşuyor?.. Neden "siyasi bir kimlik de kazandırılarak" eylem yapılmasın?.. Siz, "siyasi bir kimlik de kazandırılarak" para kazanan ve paranın egemenliğini savunan dizilerde görev alırken, bu denli saf düşüncelerle mi hareket ediyorsunuz?..

"...sanki tüm Şanlıurfa halkı..." değil, tüm dünya halkları size karşı düşünce geliştirse, sizler, (paranın kutsanmasını sağlayan papazlar olarak) insanlığı kapitalizme eklemleyen vaftiz eyleminden vazgeçmezsiniz!..

"Tiyatro ve onun teknolojik gelişme kazanmış hali sinema ve TV filmleri..." diye bir aldatmaca ve kandırmaca anlayışıyla hareket eden TOBAV, "ya dayak yememiş yada sayı saymasını bilmiyor"...

Tiyatro sanatının, tüm kıstırılmışlığına karşın, sinema ve TV'den daha "nitelikli" bir yerde durduğunu, durması gerektiğini bilmeyen yada bilmek istemeyen TOBAV, salt paranın egemenliği için çaba harcamıyor... Aynı zamanda, sanatlar arasındaki, çelişki ve ilişkiyi de bilmiyor yada bilmek işine gelmiyor. Tiyatro sanatının yerlerde sürünmesi için, her türden çürümüşlüğü, küflenmeyi hazırlayan kuruluşlardan biri olan TOBAV; üzerine vazife olmayan sloganlar atıyor:

"...kadın haklarına, demokrasi kültürüne, sanata, eğitime, kültürel gelişmeye, eleştiri ve öz eleştiriye, can ve mal güvenliğine karşı gelmek aynı düzlemde buluşmaktadır."

Türkiye tiyatro sanatını kirleten bir düşüncenin kaçkınları olan "Yaralı Yürek" fraksiyonu, şimdi de, yapay çatışkı ve çelişkiler oluşturarak, "Kağıt parayı kim icat etti?" sorusunun eşliğinde, beyinlerin dumura uğramasına neden oluyor...

Kendi pis, kirlenmiş, çürümüş, küflenmiş ve geleceğe hiçbir miras bırakamayacak dünya görüşlerinin izdüşümü olan "SANATA EVET" palavrasıyla, emeklemeye ve alçak sürünmeye davet ettikleri insanları kandıramayan TOBAV ve bağlaşıkları, düzenin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, son soluklarını veriyor...

Yineliyoruz; fiziksel darp yapılmasına karşıyız, hiçbir biçimde benimsemiyoruz!.. Ancak, düşünsel ve felsefi anlamda, her türden darp hareketini sürdüreceğiz...