Dünyanın Çivisi Çıktı!
Shakespeare iki çağın arasında bir sanatçıydı. Ufukta
beliren cesur yeni dünyanın rüzgarını erkenden hissetmiş, geçiş döneminin
çelişkilerini ve değerlerini ortaya sürmüştü. Eski günlerin bir daha geri
gelmeyeceğini iyi bildiğinden, geçmişe bakışı kimi zaman özlem dolu, kimi zaman
da alaycıydı.
Onun kralları bugünün iktidar sahiplerinin prototipleriydi.
Kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlayan, kendileriyle birlikte tabaalarını
da yıkıma götüren figürlerdi. Macbeth, 3. Richard, Hamlet'in amcası Cladius…
Asalarını elinden, taçlarını kafalarından atın, üstüne birer
takım elbise giydirin… Hiç fark etmez… Dört asır olsa da aramızda çağdaşımızdır
Shakespeare.
Uzatmayalım efendim, İngilizler ne kadar gururlansalar azdır
ozanlarıyla.
Bir misal verelim: Pasaportlarının her bir sayfasında devlet
büyüklerinin resmi vardır. Ama her sayfasında tek bir kişinin resmi vardır:
Shakespeare… Tabi, Shakespeare ilk bakışta gözükmez… Sayfaları yukarı kaldırıp,
ışığa tutmanız gerekir. İşte o vakit Shakespeare'in sureti yavaşça belirir.
Mesaj açıktır. Shakespeare'i görmeniz için onu yukarı kaldırmak ve ışığa
tutmanız gerekir. O hiç şüphesiz
İngilizler için her sayfadaki devlet büyüklerinden daha büyük bir yere
sahiptir.
Neden bugün Shakespeare'den bahsediyoruz peki?
Malum cumhurbaşkanımız Londra’ya gitti. Ve orada şu sözleri
sarf etti. "Shakespeare yaşasaydı Hamlet'e yine dünyanın çivisi çıkmış
dedirtirdi."
Evet, dünyanın çivisi çıktı. Katılmamak ne mümkün bu
sözlere. Shakespeare'in o bize çocuksu gelen geçmişe özlemini "her nedense" pek
çok Türkiye vatandaşı hissediyor bugün.
Ne diyelim, Shakespeare'i anlamak için içinde bulunduğunuz
karanlıktan dışarı çıkmak, ışığa tutmanız gerekir… Dahası, oyunlarını izlemek
ve onun aynasına bakıp suretlerinizi görmek…
http://www.mimesis-dergi.org/2018/05/dunyanin-civisi-cikti/
http://www.mimesis-dergi.org/2018/05/dunyanin-civisi-cikti/