PERİNÇEK NE KADAR İNANDIRICI?
Doğu Perinçek'i dinlerken çoğu zaman eski bir arkadaşımı hatırlamadan edemiyorum. Bir zamanlar benim eserlerimi beğenen ve özellikle bir tanesi içinTürk yazınında bir zirve olduğunu söyleyen yakın bir arkadaşım vardı. Derken, bir gün saçma sapan bir nedenle tartışıp bu arkadaşla yollarımızı ayırdık. Ben eski dostluğumuzun hatırına susmayı tercih ettiğim halde, arkadaşım beni baş düşmanı ilan etti, hakkımda savcılıklara dilekçeler verdi ve zirve dediği eserim hakkında da, 24 saat içinde fikir değiştirip o eserimin çöp olduğunu söyledi. Ne kadar inandırıcı olabileceği hiç umurunda değildi. Kaç kişi inansa kârdı.
Perinçek'inki de o hesap: 24 saat içinde 180 derece fikir değiştirse ve dün ak dediğine bugün kara dese bile, söylediklerine aslında kendi de pek inanmasa bile, insanları inandırabileceğine aşırı (sağlıksız) bir güven duyuyor. Bugün Rusya'ya ve orduya yakın durduğu için, dünyada ve Türkiye'de meydana gelen her olayı Rusya ve ordu optiğinden bakarak heyecanla (ve elbette ki arkadaşımdan çok daha yetkin bir inandırıcılıkla) yorumluyor; ama ben, yine de, yarın herhangi bir nedenle Rusya ile bozuşur ve karşı tarafla el sıkışırsa, bugün söylediklerinin tam tersini aynı heyecanla söylemeye hazırlanmak için, 24 saatin, arkadaşıma yettiği gibi, Perinçek'e de, fazlasıyla yeteceğine inanıyorum.