27 Haziran 2016 Pazartesi

Coşkun Büktel'in, Bulunmaz'a attığı İFTİRÂ özetini aralıksız sunacağız...

"YARATICI" Coşkun Büktel, Bulunmaz'a "İFTİRA" atarken dedi ki:

- Hilmi'nin Mudanya'ya gittiğini okuduğumda benim için sürpriz oldu.
Hilmi haberi bana ya vermedi ya da sezdirmeden verdi.

- Umarım beni yalancılıkla (veya bunaklıkla) suçlayan bu saçma ısrarın, bilmediğim çirkin sebepleri yoktur.

- Beni ısrar etmen değil, yalnızca yalancılık veya bunaklıkla suçlaman ve muhtemel sebepleri ilgilendiriyor.

- Ben unuttuğum şeylere unuttum, derim. Unutmadım diyorsam ve neden unutmuş olamayacağımı gayet güzel açıklamışsam, bunun tersine (ve hiç gerekli değilken) yapılmış bir açıklama, senin niyetinden bağımsız olarak, beni yalan ya da bunaklıkla suçlar. O yüzden beni suçlamadığın mavalını bırak. Suçlamasan da suçluyorsun!

- Bana açıkça "Ben Mudanya'ya gidiyorum." demedin.

- Bu temiz değil. Burda çürük kokan bi şey var.

- Olayı linççiler gibi klavye yarışına sokarak karmakarışık etmeye gerek yok.

- Bu tartışmayı sürdürme tarzında bile çürük kokan bir şey var. Beğenmediğin cevapları engelleyebileceğini hayal edemiyorum. Ama engelliyorsan açıklamanı tercih ederdim.

- Hayır onun açıklanmasını beklemiyorsun! Hiç beklemeksizin art arda twitler atıyorsun! Sırf bu bile çürük bir linççi yöntemi...

- Artık çürük kokusu değil, somut çürük söz konusu. Adam gibi tartışmaya yanaşmıyor olayı klavye kavgasına çekmeye çalışıyon.

- Niyetinin çürük olduğunu, adam gibi bir tartışmaya yanaşmayışın ele veriyor. Ben senin niyetlerini çürük kokulu buluyorum.

- Aslında "Burda çürük kokan bir şey olduğunu yalnızca anlatmadım. Şu tartışmada ortaya koyduğun linççi yöntemlerle somut olarak belgeledim. Sen artık sen değilsin. Sen artık bana karşı ancak linççi laf kalabalığıyla, boyuna"açıkla" diye gösteri yapıp aslında her şeyin gayet açık olduğunu gözlerden kaçırmaya çalışıyorsun. Durup dururken bunları hangi kirli nedenlerle yaptığını Mudanya'da olmadığım için açıklayamam. Ama kokusu çıktı, yakında somutu da çıkar.

- Ve sen güya çok istediğin bu açıklamayı sonuna kadar dinleyemedin iki kez "klavyemi bırakmam" gibi abuk bahanelerle böldün. Sen aslında açıklamamı istemiyor, açıklamamdan korkuyordun! Nizami bir tartışmaya yanaşmayışın çürük kokusunun adresini kesinlikle belgeliyor.

- İnandırıcı açıklamayı belki Mudanya'dan birileri yapar. Ama senin bu gereksiz tartışmayı başlatman ve cevap beklemeksizin art arda twit atarak adam gibi tartışmaya yanaşmayışın, orada hoşuma gitmeyecek bir şeylerin geçtiğine dair bana bir pis koku hissettiriyor. Konunun özü bu. Laf kalabalığına gerek yok!

- Çürük kokusunun adresini saptırma, yapma bunu! Bu numaraları Mustafa'ya bırak!

- Bu konuda da kimsede ikilem yaratamazsın! Tartışmayı izleyenler temiz yöntemlerimden beni kolayca tanıdı. Asıl böyle telaş içinde cevap beklemeksizin art arda twit atıp duran seni tanımakta zorlanıyordur insanlar.

-  Sana klavyeni 2 dakika bırak da dinle dendi! Sen klavyeni sıçmaya giderken bırakabildiğine göre dinlemek istesen bırakırdın

- Benim hissiyatım senin somut tutumundan kaynaklanıyordu, adam gibi tartışmaya yanaşmayışın, telaşın, haklılığımı belgeledi. Dinlesen anlardın: Çürük kokan sensin. Telaştasın!

- Mustafa da belge sunardı. Sadece belge sunmuş görünmek için. O belge, Mudanya'ya gittiğini bana söylediğini mi kanıtlıyor? Bak belgen hakkında az önce ne yazdım. Telaşı bırak da dinle! Düşün! Linççilere çifte telli oynatıyorsun!

- Belgen hakkında yazdıklarımı oku! Mustafa da bazen alakasız bir belge gösterirdi. Sırf belge göstermiş gibi yapmak için. Senin belgen de Mustafa belgesi... Sanki "Mudanya'ya gidiyorum" dediğinin tapesini sunuyormuş gibi yanıltma insanları! Belgesi varmış. Utan!

- Niye lafın sonunu beklemiyorsun? Niye hemen araya dalıyorsun?!! Bu ne telaş! Somut kanıt: Bu ancak suçluluk telaşı olabilir

- Ancak suçlular nizami bir tartışmaya yanaşmaz ve herşeyi açıklamaktan öte belgelediğim halde, "açıkla, açıkla" diye telaşla çırpınırlar.

- Evet, bugün durup dururken açtığın bu tartışma temiz değil. Suçluluk telaşından apaçık belli... Açıklama ister gibi yapıp açıklamaları dinlemeye yanaşmayışından, davulcu gürültüsüne, klavye kavgasına getirmeye çalışmandan apaçık belli. Cevaplarına aldırmadan aynı lafları papağan gibi sürekli tekrarlamandan apaçık belli. Senden başka herkes her şeyi görüyor. Devam edersen devam ederim ama senin hızınla, senin telaşınla değil. Laf kalabalığıyla, hamasetle değil.

- Sen işi iyice zırvalamaya vuracağa benziyorsun!

- Herkes benim herşeyi gayet net açıkladığımı gördü. Cevaplara aldırmadan aynı lafları sürekli tekrarlama, tartışmak değildir. Sen benimle tartışamazsın, tartışamıyorsun. Hem o kadar yeteneğin yok, hem de bu kez apaçık belli ki kendini suçlu hissediyorsun. O nedenle ilk dakikadan beri, benimle bir an bile nizami bir tartışmaya yanaşmadın. Daha çok twit atarak, daha çok laf salatası yaparak sadece beni bezdirmeye çalıştın! Umutsuz haldesin. Açıkladığım gerçekler karşısında savcı rolünde "açıkla, açıkla!" diye guruldamaktan başka çaren yok. Bütün bunlar kesinlikle temiz değil, burda çürük kokan bir şey var. Asıl sen bu telaşının sebebini açıkla! Durup dururken beni yalan ya da bunaklıkla neden suçladığını açıkla! Ama suçlamıyorum, deme! Cevap saymam, temiz saymam. Buyur sıra sende.

- Açıklamalısın diyorsun ama sorunun saçmalığının o kadar farkındasın ki, cevap beklemeden bir başka soruya kaçıyorsun. Oradan da bir başka soruya. Sorulardan birine güvensen, durup beklersin acaba cevap verebilecek mi diye? Ben senin çılgın hızına yetişmeye çalışmakla uğraşamam. Beni böyle bezdiremezsin. Benim acelem, telaşım yok. Ben her soruna cevap veririm ama sen Mustafa gibi sadece soru soruyor, cevap vermeye çalışmakla ilgilenmiyorsun. Savcı rolünü sen de Mustafa kadar sevdin ama saçma tartışmayı başlatan asıl suçlu sensin! Sen ne kadar klavyeyle ortalığı laf salatasına boğsan bile bu tartışmanın savcısı değil, suçlusu olduğun gerçeğini içine sığdırabilecek kadar büyük bir laf salatası yapamazsın. Soruları cevaplamadan, aynı lafları guruldamaya devam edersen bu temiz olmaz. Ben bu Mustafa numaralarında bir pislik ararım. Buyur sıra sende ama sen dinlemedinki yine işi klavye kavgasına dökmeyi denedin.

- Mustafa da aynı bunu yapardı. Bin kez cevapladığım şeyi, olsun, yine sorardı. Beni küfretmeye zorlamak için. Sen ona iftira diyemiyorsan, ancak iftira olmadığına ilişkin Mudanya gerçeklerine vakıf olduğundandır. Mudanya'ya haber vererek gitmek zorunda olmadığın halde, ille haber verdiğinde ısrar etmen de temiz değil zaten.

- Yoksa Mudanya'da çürümüş bir şeyler mi var?

- Ama orada bir kabahat yapmış gibi bir suçluluk telaşı içindesin.

(Kaynak: twitter)

***

Bütün işinizi gücünüzü bırakıp, bu çok güçlü yazıyı hemen okuyunuz...

Hiçbir yazar, Bulunmaz gibi dürüstçe, korkusuzca ve yiğitçe yazamadı:

Bulunmaz, çakma oyun Theope'yi, Tebriz'de didik didik edip, çöpe attı...

***

Ayrıca bakınız:

Biz, bize "HAKARET" edip, "İFTİRA" atan herkesle mutlaka hesaplaşırız!

Hilmi Bulunmaz, Coşkun Büktel'i de Cumhuriyet Savcılığı'na şikâyet etti!