1 Nisan 2015 Çarşamba

Kan kusan İstanbul Adalet Sarayı artık hep "ağlayan kaya" gibi anılacak!

Dün, sabahtan akşama kadar "İstanbul Adalet Sarayı"ndaydım! Hemen hemen her gün gidip, muhakeme edildiğim bu saray, bende bayram yeri sevinci oluşturuyor!... Ancak, dünkü ölümcül olayın olduğu aşamaya dek içimdeki sıkıntı fırtınası, birkaç gündür gemi azıya alarak, beni saraydan "uzaklaştırmak" istiyordu! 1101 LİNÇÇİ alçağın beni dâvet ettiği saraya gitmemezlik edemezdim ve gittim. Bütün "dâvâlarım"ı bitirdikten sonra altıncı kattaki bir savcının kâtibiyle görüşme yapmak istiyordum! Ancak, havada kesif bir ürkü sessizliği vardı ve elim kapıya gitmiyordu. Kendimi zorlayarak kapıya vurup, kapı kolunu yukarıdan aşağıya doğru kıvırdım. "Tık" sesi bile yoktu!... Savcının rehin alındığı odanın neredeyse hemen yanı başındaki odada olduğumu sonradan duyumsadım! Canım sıkıldı!...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz