11 Ocak 2015 Pazar

İHTİSAS sözcüğünün, birinci anlamının DUYGU olduğunu bilmeyen var!

İHTİSAS İŞİ / MUHSİN ERTUĞRUL

Deri, mezbahadan çıkar, fakat kundura orada yapılmaz. Kumaş fabrikada dokunur, fakat elbise orada dikilmez. Orman mütehassısı ağacı yetiştirir fakat mobilya yapmaz. Maden amelesi gümüşü topraktan çıkarır, fakat savatçılıktan anlamaz. Balıkçı levreği tutar, fakat mayonezi beceremez, hele her kalem tutan , her yazı yazan tiyatrodan, piyesten anlamaz. BU BİR İHTİSAS İŞİDİR.

Bu bir meslektir, bu bir sanat işidir , bu güzel sanatlar içinde en güç şubelerden biridir , derin tetebbu ( araştırma ) ister. Tiyatro , başlı başına bir hayat vakfedilse bile , ciltlerle kitap okunsa bile , diyar diyar tiyatrolar gezilse bile , gene ucu bucağı bulunmayan bir sanat şubesidir. Böyleyken , hiçbir meslekte dikiş tutturamayanlar , bir takım sütun karalamacıları , bu sahayı serbest bulmuşlar , çala kalem yürüyorlar. Onlara artık höst demek lazım.
Höst...diyorum. Artık o çomaksız oynadığınız sahanın etrafını ilmin , sanatın dikenli teli ile ördük , artık iyice başı boş girmek yasak. Yalnız sanat bilgisi bilgimizden , sanat görgüsü görgümüzden , sanat sevgisi sevgimizden fazla olanlara kapımız ve kalbimiz açık!

Fakat sakın araya eskisi gibi türediler girmeye kalkmasın. Burası yıllarımızı yıprattığımız , her türlü yokluk içinde göz nurumuzu alın terimizi döktüğümüz , ömrümüzü törpülediğimiz bir meydandır , burada tufeylilerin ( asalakların ) yaygaracıların yeri yok! Tiyatromuzun sahnesi , sanatkarların , salonu halkındır , ikisi arasındaki bezirganların , yazı komisyoncularının , ipini pazara çıkaracağız.

Sanat muhibbi (seven , sevgi besleyen) olmak bir meziyettir ve biz , bize hitap ederken sanat düşüncesinden başka kaygısı olmayanlara taparız. Onların en acı ihtarlarını , iyiliğimizi isteyen bir haminin samimi nasihatları gibi yerine getirmeye çalışırız , çünkü sanatın ilerlemesi bizim ilerlememiz , memleket irfanının adımı demektir. Biz , kendilerini , kanatlarını yakmaya mahkum eden pervaneler gibi hayatımızı seve seve , sanat sevgisi için sahnenin ateşi , sanatın alevi üstünde kurban vermiş kişileriz. Sanatla sahnenin yükselmesi herkesten evvel bizim istediğimizdir ve biz bunun tahakkuku için yapabildiğimiz kadarını yapıyoruz. Yazılarının arkasında gizli düşünce taşımadan bize yardım etmek isteyenlere bilgisiyle , görgüsüyle yardım etmeye gelenlere teşekkür eder , ölünceye kadar minnetlerini taşırız.

Fakat dillerinde yalan , yüzlerinde maske , arkalarında şahsi menfaat kasasının maymuncuğu ile yaklaşmak isteyenlerin vay haline... Öylelerinin bileklerinden kıskıvrak yakalamak , dillerindeki riyayı, yüzlerindeki maskeyi , ellerindeki her kapıya uydurmak istedikleri anahtarları teşhir etmek borcumuz. Bunu bize mukaddes kitabımız olan , sanat sevgisi emrediyor , bunu bize yıkıcılıktan ziyade yapıcılığa muhtaç olan toprağımız emrediyor ve biz bunu yapmaya ahdettik. Veyl sahte bilgiçlere , sanat türedilerine!!...

PERDECİ
(1 MART 1930 / DARÜLBEDAYİ DERGİSİ / NO:2)

(Kaynak: Tiyatro Müzesi)