Mesut Alptekin
"Birkaç dakikalık dostluk." yada "Sevginin en çıkarsız hâli."
Mesut Alptekin
13 Kasım 2014
Üstü açık kaldığı için, çok hafif kararmış bir dilim salamı, buzdolabından çıkarıp, ufak parçalara ayırarak, binanın girişindeki yeşil halının üzerine, onu korkutmamak için, yavaşça bıraktım... Ürkek bakışlarla, birkaç adım ileriden beni izliyor, dost mu, düşman mı olduğumu kestirmek istiyordu!
Ani bir hareketimde, tehlikeye girmemek için, her ân kaçabilecek şekilde konumlandırmıştı kendini!... Art niyetli olmadığıma inandırmak istedim onu. Ağır adımlarla geriye doğru çekilip, bina kapısının ardına geldim ve kapı ardından onu izlemeye koyuldum. İlk gördüğüm hâline oranla biraz daha rahatlamış görünse bile tarafımdan gelecek olası bir saldırıya karşı, gözünü dört açmıştı. Salama yavaş yavaş yaklaşmaya başladı!... Burnuna gelen koku, tetikte olduğu tehlikeye karşın, onu cezbetmeyi başarmıştı!... Ah bir bilseydi art niyetli olmadığımı... Ona nice salamlar verebilirdim!...
En küçük parçayı yemeye başlamıştı... Takındığı tavırdan çıkarabildiğim iki sonuç vardı: Ya salam buzdolabından çıktığı için gayet soğuk gelmişti yada biraz bayat olduğu için tadını beğenememişti!... Bu durumda, aldığı kokunun yanıltıcı olduğunu da düşünüyor olabilirdi. Yerken öyle isteksiz görünüyordu ki yiyecek başka şey bulamadığı için bayatlamış bu salamın iğrenç tadına katlanmak zorunda kalıyor gibiydi... Belki bir ihtimâl daha vardı: Korku!... Çünkü, her ne pahasına olursa olsun, bir yandan yerken, diğer yandan da gözünü benim düşünceli yüzümden asla ayıramıyordu...
"Hadi, yapma!" dedim, onu ürkütmeyecek kadar kısık bir ses tonuyla!...
"Senin gibi küçücük ve zavallı bir kediye neden zarar vereyim ki ben?!"
Önünde duran salam parçacıklarındaki bakışını başka yere çevirmişti!... Etrafına bakınarak, başka yiyecek arayışlarına girdiği aşikârdı... Kapının ardından birkaç adım ileriye doğru atılarak "Pist!" dedim... Bulunduğum yöne doğru çevirdi korku dolu bakışlarını... Bir sonraki hareketimin "ne" olacağını önceden kestirmek istermişçesine, kımıltısızca, gözlerimin tam içine bakıyordu. "Beğenmedin değil mi?" diye sordum. Tepki vermedi!...
Şimdi eski korkusu da geçmiş olacaktı ki, bakışlarını üzerimden ayırarak arkasına, çöp konteynerlerinin olduğu yöne doğru bakıyordu. Tam oraya yavaşça dönerek ağır adımlarla konteynerlere doğru ilerlemeye başladı... Saniyeler sonra, yığınla çöp poşetinin arasında, hızla gözden kayboldu... Geride bıraktığı o bayat salam parçacıkları, soğuk havanın etkisiyle daha çok kararmış, kendi içine doğru kıvrılmaya başlamıştı. Akşam olup, hava karardığında, sokak lambaları yine yanmış, çevredeki dükkânlar, çoktan kepenklerini indirmişti... Sokak her zamankinden daha da ıssızdı. Salam parçacıkları ve çöp poşetleri ise, kımıltısızca oldukları yerde duruyordu...
(Kaynak: facebook yada Karalama Defterimden...)