melih anık'a
diyorsun
ki
bırak dâvâları
şiir yaz
hilmi bulunmaz
ve bir de
sözünün sonuna
bir ünlem koymuşsun
kalın
belli
ki
uyarmak maksadın
mayın yüklü topraklar içindeyim
öyleyse konuşalım en kısık sesimizle
zamansız patlamasın kavgalar sükût
ve önce hava
ve sonra su
ve sonra toprak
cemreye gebedirler
mayın yüklü topraklar içindeyim
öyleyse konuşalım en kısık sesimizle
zamansız patlamasın kavgalar sükût
yakut gözlü kediler var ellerimizde
yeşil tutkulu bulutlar vurur hüzne
ve dalgaların sesi kulak deler
dalgaların sesi
dalgaların sesi
dalgaların sesi
mayın yüklü topraklar içindeyim
öyleyse konuşalım en kısık sesimizle
zamansız patlamasın kavgalar sükût
melih kardeşim
bilirsin severim seni
beni sevdiğin için değil
beni sevmen gerekmez
ki
estetiği sevdiğin için severim seni
mayın yüklü topraklar içindeyim
öyleyse konuşalım en kısık sesimizle
zamansız patlamasın kavgalar sükût
sana sert sözler söylediğimde
şunu iyice düşünmelisin melih
tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar
ataları sevdiğimden benim sözüm onlardan
gözleriyle söz söyleyenler
beni her daim anlar
mayın yüklü topraklar içindeyim
öyleyse konuşalım en kısık sesimizle
zamansız patlamasın kavgalar sükût
mao'nun bahçesinde büyüdüm
yüz çiçek açıyordu o güzel yerde
bin bir gece masalında gezerken
şiirsiz yapamam şiirsiz yapamam
arı bal inek süt şâir şiir şiir şâir
ân zamandır dem âdemde dem
mayın yüklü topraklar içindeyim
öyleyse konuşalım en kısık sesimizle
zamansız patlamasın kavgalar sükût
şiir benden içre
şiirim şirin bir hayat
ben dâvâları bıraksam
dâvâlar beni bırakmaz
şiir nazik bir meyvedir
kırık dalda yetişmez
şiirin dalı dâvâdır dâvâ
sözünde göz olanlar
beni her daim anlar
mayın yüklü topraklar içindeyim
öyleyse konuşalım en kısık sesimizle
zamansız patlamasın kavgalar sükût
dâvâsız adam
şiirsiz söze benzer
kurudur kuru kupkuru
alaturka tuvalette bile rahat duramaz böyle adam
bırak beni
dâvâlarıma yepyeni dâvâlar katayım
ki
yepyeni şiirler yetişsin güvercin yüklü dâvâların dallarında
mayın yüklü topraklar içindeyim
öyleyse konuşalım en kısık sesimizle
zamansız patlamasın kavgalar sükût
hilmi bulunmaz
bir eylül iki bin on dört