3 Eylül 2014 Çarşamba

Bulunmaz'a iftira atacak kadar gözü dönmüş Büktel'den gerici tiplemesi!

Kara cübbeli, kara şalvarlı ve kara sakallı bir adam, ardında karısı ve küçük kız çocuğuyla yolun karşı kaldırımında yürümekteydi. Adamın karısı, gözlerine kadar kapalı bir kara çarşafa bürünmüş; küçük kızı ise, başına bağlı bir tülbentle saçlarını örtmüştü. Kara cübbeli, kara şalvarlı ve kara sakallı adam; küçük kız için alındığı belli olan, plastikten yapılma, ördek şeklinde, renkli ve minicik bir can simidi taşımaktaydı. Üçünün de ellerinde birer külah dondurma vardı. Gözlerine kadar örtülü çarşaflı kadın, dondurmayı yalayabilmek için, külahı ikide bir çarşafın altına sokmak zorunda kalıyordu. Cübbeli adam, omuzlarda taşınan Hamdi Mümkün'e, boka bakarmış gibi bakarak, sıkılı dişleri arasından bir şeyler söyledi. Klakson, davul ve tezahürat sesleri yüzünden cübbeli adamın ne dediğini kimse duymadı.

Kaynak: Coşkun Büktel, "İkinci Geliş", Çitlembik Yayınları, sayfa 151

***

Çakma ve çürük yazar Coşkun Büktel, yalnızca dildeki bilinci, edebiyatı, estetiği, eleştiriyi, kurguyu, kurmacayı değil, hayata ait hiçbir gerçekliği zinhar önemsemiyor! Yukarıda okuduğunuz paragraf, gerçeklerle taban tabana zıt... Uzun uzun değerlendirilip, gerçeklere aykırılığı irdelenecek bu paragraf üzerinde şimdilik fazla durmaya niyetimiz yok! Ancak şunu söylemeden geçmeyelim: Yukarıda betimlenen üç kişilik aile yürüyerek yemek yemez! Çünkü, yürüyerek yemek yemek, ayakta su içmek, böyle aileler için câiz değildir. Bunu bilmek için din bilgini olmak gerekmez... 

Kendine "Yazarım!..." diye bir piyasa edinmeye çalışan bir kişi halkın içine kesinlikle girmese ve halkı hiç sevmese, konu komşudan duyduğu bilgilerle bile böyle iğrenç bir paragraf yazmamak gerektiğini de anlar!... Ancak, çakma ve çürük yazar, ona buna sarkmaktan ve bana "İFTİRA" atmaktan zaman bulamadığı için, konu komşuya bile selam veremediği için olsa gerek, bu kadar yalın gerçeği bilmemesine karşılık, sözüm ona Abdülhamid'i karikatürize ediyor. Edebiyat, sanat, tiyatro piyasasından bir yiğit çıkıp, Büktel'i incitici biçimde eleştiremiyor. Bunca dâvâlarımız, onca işlerimizin yoğunluğunda, çürük yazarın karikatür değerinde bile olmayan Türkçe kabahatli kitaplarını değerlendirmek de bize düşüyor!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz

***

Tümüne vâkıf olabilmek için ayrıca tıklayınız: "İKİNCİ GELİŞ"


"'Türk dilinde yazılmış en iyi roman 'İkinci Geliş'"te binlerce yanlış var!...


"'Türk dilinde yazılmış en iyi roman 'İkinci Geliş'"te haydutluk: "ızbandut"