17 Ağustos 2014 Pazar

Bulunmaz, Kültür Bakanlığı Çanağı yalamayıp Ömer Çelik'e yalvarmaz!

Bulunmaz Tiyatro-İstanbul'u 1 Mayıs 1989 tarihinde kurarken, onlarca kişiydik... O tarihte henüz adını tam olarak belirlemediğimiz ve tartışma aşamasında bulunduğumuz Bulunmaz Tiyatro'nun "hiç sarsılmayacak" sandığımız ilke kararları vardı!... İvedilikle şöyle bir ilke kararı almıştık:

Tamamıyla kendi gücümüzle yaşatacağımız kuruluşumuza asla avanta, bahşiş, diş kirası, iane, iaşe, sadaka, sus payı almayıp, dilenmeyecektik! 

Bir kolektif olarak yola çıkmamıza karşılık, daha ilk adımda, ilk solukta, işlerin tümü benim sırtıma yüklendi!... İstiklâl Caddesi Beyoğlu Han'da tuttuğumuz mekânın kira sözleşmesi yapılıyorken, onlarca kişiden "tıs" sesi bile çıkmadığı için o zamanlarda olağanüstü büyük bir yoksulluk ve yoksunluk çekmeme karşın, kira sözleşmesini seve seve imzalamıştım! 

Ben tiyatro yapmak istiyordum... Çoluğum çocuğumun çok büyük açlık uçurumuna doğru hızla yuvarlandığını görmek ve onlarca kişinin daha ilk adımda, ilk solukta mızıkması nedenleriyle, eşimin ısrarı ve inadıyla, Kültür Bakanlığı Çanağı yalamak zorunda kaldık... Bu bir saptamadır... 

Amacım gerçeği belirtmek için saptama yapabilmektir. Eşimi eleştirmek değildir!... Biz, büyük bir açlık çekiyorken, estetik, etik, politik gevezelik yapanlar, Beyoğlu'nun dar, izbe, karanlık sokaklarına dağılıp, biralarını yudumlamak ve sigaralarını tüttürmekle meşgûl olurken, bizler adımızı koyduğumuz tiyatromuzu yaşatmak zorundaydık!... Tiyatro zor yaşadı! 

Kültür Bakanlığı Çanağı yaladığımız için pişman mıyım?... Pişmanım!... Tam çeyrek asır önce yaladığım Kültür Bakanlığı Çanağı'ndan ağzımda kalan bokların kokusu hâlâ silinmedi! Kendime güvenmem gerektiğini anlayınca, kendi omuzlarımın üzerindeki kendi beynime başvurdum!... 

Bâzen tek başına yürümek, kitlelerle yürümekten çok gerçekçi oluyor... Kolektif bilincin oluşamadığı ülkemizde, sınıfsal örgütler ahbap - çavuş ilişkileriyle yürürken, estetik bilinç gerektiren bir tiyatro kolektif bilince hizmet etmek için yola çıkmış olsa bile, kolektif olarak yürümediği, gün gibi ortada. Her şeye karşın, tiyatromuzun tuvaletlerini bile temizlemek zorunluluğunu unutmadan emekçilere hizmet vermeyi sürdürüyorum!

***

Tiyatroyla uğraşmam nedeniyle, gözaltına alınmalar, işkence görmeler, yargılanmalar konusunda gayet geniş bir yazı yazmayı düşünüyorum!...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz