28 Ağustos 2014 Perşembe

Mimarî ve siyasî eleştiri yapmak için çektiğim fotoğrafa şiirsel yaklaşım!

Adamın evden çıkası yoktu... Karısı, arkadaşlarının geleceğini söyledi!... Böyle durumlarda hiçbir söz söylemeden kendini sokağa atmaya alıştığı için, olta takımını alarak bir buçuk kilometre yürüdükten sonra, kan ter içerisinde metro durağına geldi!... Sert bir ses ve gıcırtılı bir frenle duran metroya binebilmek için, gençlerin omuz darbelerine göğüs gerebilecek gücü zar zor buldu! Sendelemişti! Ama, olta takımını sıkı sıkı kavramayı başarmıştı... Bir istasyon sonra boşalan metroda tek tük insan kalmıştı! Herkes birbirinin soluğunu duyuyordu. Bunun dışında ses çıkmıyordu!

Oturduğu yerde uyuşan adam, hafif bir uykuya dalarken, son istasyona geldiklerinin anonsuyla kendine geldi... Yine sert bir ses ve yine gıcırtılı bir frenle uyarılmışlardı... O adam ağır ağır kalkıp, yavaş yavaş yürüdü... Kaldırımda yürürken bile, kendini hâlâ metronun ritmine kaptırmıştı. Düşünce hızını artıran metro ritmi, içindeki çocuğa ninni söylüyordu...

Köprüyü görür görmez, içindeki martı sesleriyle, dışındaki martı sesleri, notaları saptanmamış bir senfoniyi seslendiriyorlardı! İnişli çıkışlı dalga seslerinin verdiği coşkuyla ilkokul sıralarındaki gülücüklere iltica etti!... O yılları düşünürken, kendini gayya kuyusundaki kurbağa gibi hissetti!

Güzel gözlü kızların, tütsülü sesleriyle esrik bir hâle gelen adam, sanki hiç yaşlanmamış gibiydi; "Daha dün annemizin kollarında yaşarken..." 

Hiç farkına varmadan, olta takımını çıkardığını, oltasını denize saldığını bilmiyordu. Sağ elinin işâret parmağında müthiş bir hareket hissedince, kendine geldi! Oltasına balık vurduğunu duyumsadı! Çekti, çekti, çekti! Onlarca balık, kendisine türküler söylüyordu! Tam elini uzatıp, balıkları tek tek almaya yelteniyorken gökyüzünde koca bir martı ordusu oluştu! Martıların oltaya üşüşmesi sonucunda balıkların tümü görünmez oldu!

Durdu... Düşündü... Yürüdü!... Hiç durmaksızın mezarlığa dek yürüdü! Bir mezarın başında Fatiha okudu... Mezar taşında kendi adı yazıyordu! Mezarı kazarak içindeki boş tabutu çıkardı... Tabutun içine girip öldü!...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz