Jack London Meydanı'ndaki "yazı kulübesi"ni her ülkeden görmeye gelenler var!...
Yaklaşık olarak kırk yıldır gidip görmek istediğim bir yer vardı: Oakland. Daha önce ABD'ye gitmeme ve gidişimde mutlaka California Eyaleti'nin bâzı kentlerinde gezip dolaşmama karşılık, içinden geçmekle yetindiğim Oakland'da bir türlü konaklayamadığım için çok fazla hayıflanıyordum!
Oysa, Oakland'ın benim için büyük bir değeri vardı: Jack London... Her ne denli bilimsel sosyalizm yerine, kılgısal sosyalizm ivmelendirmesiyle yeşeren bir beyne sahip olması ve zaman zaman "intihal suçlaması" ile karşılaşması nedeniyle canımı sıkan bir hayat tarzı bulunmasına karşın, Jack London'ın bütün yapıtlarını okumamın verdiği sıcaklıkla, mutlaka Oakland'da konaklamalı ve Jack London'ın ayak izlerini görmeliydim!...
Neyse ki, bu yıl, oğlum Cemal'in mihmandarlığında, önce Los Angeles Hava Alanı'nda inerek kiraladığımız Jeep'le Las Vegas'a dek gaza bastık. Yaklaşık olarak bir hafta kaldığımız Las Vegas'ta kiraladığımız Mustang ile birçok yerde molalar vererek, önce San Francisco kentine ve hemen ardından da, gecelemek için Jack London Inn'in bulunduğu yere gittik!
Her adımında Jack London adını duyduğumuz Oakland'da, ne yazık ki, kesif bir insan üşengeçliği söz konusu... ABD'nin en büyük eyaleti (eğer bir ülke olsaydı, "dünyanın altıncı ülkesi" konumundaki) California'nın gayet önemli bir kenti olan Oakland devrimci öz taşıyan bir yer olmakla birlikte, her türlü kötülüğün de mola taşı gibi bir görünüm çizebiliyor!...
Jack London Inn (=Han) müthiş derecede pis ve olağanüstü kullanışsız durumda olduğu için, hemen her gün San Francisco'daki America's Inn adlı otelimizden kilometrelerce yol yaparak, ayrı bir kent olan Oakland'ı ziyarete gittik. Jack London adını bir turistik meze gibi kullananların da olduğu Oakland'da, Jack London adını sahiplenen kişiler, kuruluşlar ve kurumlar da var! Jack London Meydanı, Jack London Meyhanesi, Jack London Marinası, Jack London Cafesi ve daha neler neler... Görülmeli!
Dünyanın her yerinden akın akın insanların gelip, Jack London üzerine asla tanımadığı değişik insanlarla muhabbet edebilmeleri, son derecede heyecan verici bir durum. Ben, Afganistanlı, Ukraynalı, Latin Amerikalı ve dünyanın birçok ülkesinden gelmiş birçok kişiyle muhabbet ettim!...
Ama, "1. Ulusal Dramatik Yazarlık Çalıştayı"na gitmem sonucu canımı sıkmış, iki yıldır eleştirmeyi (dâvâlarımın bitmesinin ânına) ertelediğim Coşkun Büktel'in asla roman olmayan "İkinci Geliş"i ile birlikte seyahat ettiğim için, Jack London'a ("kırk yıllık özlem duygum"un yakıcılığıyla) yaklaşamadığım gibi, gelir gelmez de, Jack London üzerine herhangi bir ciddî değerlendirme yapamadım!... Değerlendirme isteğim hiç ölmüyor!
Neyse!... Sağlık olsun!... Sanırım böyle bir değerlendirme yapabilirim!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
Yaklaşık olarak kırk yıldır gidip görmek istediğim bir yer vardı: Oakland. Daha önce ABD'ye gitmeme ve gidişimde mutlaka California Eyaleti'nin bâzı kentlerinde gezip dolaşmama karşılık, içinden geçmekle yetindiğim Oakland'da bir türlü konaklayamadığım için çok fazla hayıflanıyordum!
Oysa, Oakland'ın benim için büyük bir değeri vardı: Jack London... Her ne denli bilimsel sosyalizm yerine, kılgısal sosyalizm ivmelendirmesiyle yeşeren bir beyne sahip olması ve zaman zaman "intihal suçlaması" ile karşılaşması nedeniyle canımı sıkan bir hayat tarzı bulunmasına karşın, Jack London'ın bütün yapıtlarını okumamın verdiği sıcaklıkla, mutlaka Oakland'da konaklamalı ve Jack London'ın ayak izlerini görmeliydim!...
Neyse ki, bu yıl, oğlum Cemal'in mihmandarlığında, önce Los Angeles Hava Alanı'nda inerek kiraladığımız Jeep'le Las Vegas'a dek gaza bastık. Yaklaşık olarak bir hafta kaldığımız Las Vegas'ta kiraladığımız Mustang ile birçok yerde molalar vererek, önce San Francisco kentine ve hemen ardından da, gecelemek için Jack London Inn'in bulunduğu yere gittik!
Her adımında Jack London adını duyduğumuz Oakland'da, ne yazık ki, kesif bir insan üşengeçliği söz konusu... ABD'nin en büyük eyaleti (eğer bir ülke olsaydı, "dünyanın altıncı ülkesi" konumundaki) California'nın gayet önemli bir kenti olan Oakland devrimci öz taşıyan bir yer olmakla birlikte, her türlü kötülüğün de mola taşı gibi bir görünüm çizebiliyor!...
Jack London Inn (=Han) müthiş derecede pis ve olağanüstü kullanışsız durumda olduğu için, hemen her gün San Francisco'daki America's Inn adlı otelimizden kilometrelerce yol yaparak, ayrı bir kent olan Oakland'ı ziyarete gittik. Jack London adını bir turistik meze gibi kullananların da olduğu Oakland'da, Jack London adını sahiplenen kişiler, kuruluşlar ve kurumlar da var! Jack London Meydanı, Jack London Meyhanesi, Jack London Marinası, Jack London Cafesi ve daha neler neler... Görülmeli!
Dünyanın her yerinden akın akın insanların gelip, Jack London üzerine asla tanımadığı değişik insanlarla muhabbet edebilmeleri, son derecede heyecan verici bir durum. Ben, Afganistanlı, Ukraynalı, Latin Amerikalı ve dünyanın birçok ülkesinden gelmiş birçok kişiyle muhabbet ettim!...
Ama, "1. Ulusal Dramatik Yazarlık Çalıştayı"na gitmem sonucu canımı sıkmış, iki yıldır eleştirmeyi (dâvâlarımın bitmesinin ânına) ertelediğim Coşkun Büktel'in asla roman olmayan "İkinci Geliş"i ile birlikte seyahat ettiğim için, Jack London'a ("kırk yıllık özlem duygum"un yakıcılığıyla) yaklaşamadığım gibi, gelir gelmez de, Jack London üzerine herhangi bir ciddî değerlendirme yapamadım!... Değerlendirme isteğim hiç ölmüyor!
Neyse!... Sağlık olsun!... Sanırım böyle bir değerlendirme yapabilirim!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz