26 Nisan 2014 Cumartesi

Kültür Bakanlığı Çanağı yalanırken, biz öz gücümüzle sanat yapıyoruz!

Bulunmaz Tiyatro'da 26 Nisan 2014'teki çalışma sonrası (Fotoğraf: Hilmi Bulunmaz)

Türkiye kirli bir ülke ve cici kirlerinden ilelebet kurtulmak istemiyor. 12 Mart Faşizmi ve 12 Eylül Faşizmi ile tam 12'den vurulan Türkiye, kendi faşizmiyle barışık yaşadıkça, "Türkiye" ve "Faşizm" sözcükleri, üst üste konulmuş Siyam İkizleri gibi yaşamaya mahkûm oluyor. Köpürüyoruz!

Başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere, dünyanın bütün ülkelerinde faşizmle hesaplaşmak birincil görev olarak kabûl ediliyor iken, Türkiye, faşizmle örtüşmekten olağanüstü hoşlanan bir coğrafya olarak içindeki faşizm canavarını öldürmek istemiyor... Türkiye, faşizmden zevk alıyor!

Faşizmle barışık ve faşizmle asla hesaplaşmayan ülkede, tabiî ki, hukuk ve sanat da faşizmle barışık yaşadığı için faşizmle hesaplaşabilecek güce sahip olamaz... Benim şahsımda, sosyalist sanatsal etkinliği cılızlaştırıp, yalnızlaştırmak isteyen "ENTELEKTÜEL FAŞİZM", imâl ettiği 1100 kişilik "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" sürecine dayanarak faşizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilebilmesi için, kına ve mum yakmanın yanı sıra zil takıp oynamaya yeltenebiliyor!

Benim şahsımda sosyalist sanatın gelişmesi için savaşım verenler inatla ve ısrarla sanatsal çalışmalarını devrimcileştiriyorlar. Cumartesi günleri 17.00 - 20.00 arasında sürdürdüğümüz "olağan çalışmalarımız"a Devlet Tiyatroları "elemanları" bile katılabiliyor!... Bugün de öyle oldu ve insan sıcaklığının şemsiyesi altında yaptığımız "sanatsal çalışmalar", beni, bizi ve sosyalizmi bir adım daha sanatın derinliğine sapladı. Çok mutluyum! Kahrolsun "ENTELEKTÜEL FAŞİZM", yaşasın sanatın devrimciliği!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz