27 Ocak 2014 Pazartesi

Dağıstanlı mızrak gibi sivri soruya çemberden bile yuvarlak yanıt verdi!

- Peki sizinle gazeteciliğe sahip çıkmadığını düşündüğünüz gazeteciler arasındaki fark ne?

İktidar önemsiz bir şey değil. İlle de siyasi iktidar olmak zorunda değil. Sözünün dinleniyor olması bile bazıları için önemli olabiliyor. Fakat sözünü ancak ekonomik bir kazanç, satın alma, satın alınma ilişkisi sayesinde ya da bir konuma geldiğin için dinletebiliyorsan, o bulunduğun yerdeki iktidara karşı söyleyecek bir sözün yok demektir. Bunu gördüğüm için söylüyorum.

Şöyle anlatayım: Yayınevinde çalışırken (NTV Yayınları) bir problem çıkmıştı. İşi bırakayım diye düşünüyordum, para pul işleri de vardı. Enis Batur yayınevinin danışmanıydı. Enis devreye girdi bir şekilde, Cem'le konuşmuş falan. Enis aradı şunu dedi: "Mustafa bir kere şunu bil" dedi, "şu müessesede, 800-1000 kişi çalışıyor, diyorlar, senden başka bir Allah'ın kulu yok ki, Cem'in odasına girecek ve senin konuştuğun gibi konuşacak." Benden rütbeli insanlar vardı orada, ancak benim gördüğüm de buydu. Bir itiraz gördüğümü, duyduğumu hatırlamıyorum. Fakat belki uluorta konuşmuyorlardır da, sonra birebir konuşuyorlardır, o olabilir bilemiyorum.

Tıklayınız:

"Büyük medya bu kitabı bir sessizlik perdesiyle gömmeye çalışacaktır"

***

Ayrıca bakınız:

Büktel, ahbap-çavuş ilişkilerine değil, yazınsal değerlere önem veriyor!

Coşkun Büktel'in sitesinden küçük bir Müge Gürman tadımlığı sunduk!

Mustafa Alp Dağıstanlı, okunup üzerinde tartışılması gerekenleri yazdı!

"Hatta bazı konularda sansürün Allah'ı var." sözü hoşumuza gitmese de

Mustafa Alp Dağıştanlı, Macbeth hilesine değinmeyi düşünebilecek mi?