Mesut Alptekin - "O ânda Metin abinin gözlerindeki çocuk özlemini ve uçuk ruh yapısına rağmen, kalbinin ücra köşelerinde kendinden bile gizlemeye çalıştığı en insanî duygularının bir yansıması olarak rahatlıkla algılayabiliyordum..."
Aradaki ve bağlacını kaldıralım çünkü tümcenin şöyle olması gerekiyor:
"O ânda Metin abinin gözlerindeki çocuk özlemini, uçuk ruh yapısına rağmen, kalbinin ücra köşelerinde kendinden bile gizlemeye çalıştığı en insanî duygularının bir yansıması olarak rahatlıkla algılayabiliyordum..."
Hilmi Bulunmaz - Bir bak... Tamam mı?
Mesut Alptekin - Evet, çok güzel...
Hilmi Bulunmaz - Yorgunluk, yorgunluk, yorgunluk... Bunca dâvânın oluşturduğu yorgunluktan sonra, bu "ROMAN AYAKLARI" beni rahatlatmaya başladı...
Mesut Alptekin - Video hazırlanıyor, yayınlanması çok uzun sürmez. Ancak kayıt esnasında nasıl oldu da o beyaz ışığı yakmayı unuttum, hayret ediyorum. Yine de fena sayılmaz...
Hilmi Bulunmaz - Olur böyle vâkâlar... (Uyuyakalmışım. Şimdi uyandım...) Çekimin karanlıkta yapılmış olması, romanın atmosferine çok uygun düşmüş!...
Mesut Alptekin - Çayın fişini çekmiş miydik?!
Hilmi Bulunmaz - Bence çekmedik... Ne zarar verebilir?
Mesut Alptekin - Video çekilirken otomatik açılıp kaynamaya başlamıştı. Yanlış mı hatırlıyorum yoksa?
Hilmi Bulunmaz - Doğru... Benim de dikkatimi çekmişti... Ne zarar verebilir? Yangın çıkabilir mi?
Mesut Alptekin - Kaynaya kaynaya su buharlaşabilir, boş ısıtınca da kızgınlıktan patlayabilir, yangın çıkabilir. Gerçi otomatik sistem belli sürelerle kendi kendini açıp kapatıyor sürekli çalışmıyor yani, sabaha kadar içindeki su idare edebilir sanırım, biraz telaş yaptım!...
Hilmi Bulunmaz - İçindeki su ne kadardı?
Mesut Alptekin - Yarımdan biraz fazlaydı...
Hilmi Bulunmaz - Sence idare eder mi, yoksa gidip kontrol edeyim mi?
Mesut Alptekin - Etmeyebilir. Çok hızlı tüketiyor suyu çay yaparken. Ancak bu şekilde dur/çalış/dur yöntemi ile dayanabilir mi bilmiyorum.
Bu roman meselesine çok kaptırdım ben kendimi sanrım. Ne çekimde ışığı yakmak geldi aklıma ne de çıkarken çayı kontrol etmek. Kahretsin!
Hilmi Bulunmaz - Kontrol edeyim mi?
Mesut Alptekin - İmkanın varsa, bir bak derim abi. Durduk yere risk aldık sanki...
Hilmi Bulunmaz - Kontrol etmeye gidiyorum... İyi geceler... 19 Kasım 2012'deki yangında ölümden dönmüştüm... Gidiyorum... Eyvallah...
Mesut Alptekin - Buralarda olacağım abi, haber ver...
Hilmi Bulunmaz - Tiyatroya geldim. Çay kazanında herhangi bir sorun yok. Yarım kazan su kalmış ve içeride su buharı vardı. Herhangi bir sorun yok. Bu arada gece yarısı sokağa çıkmak çok hoş bir duygu... Birkaç fotoğraf çektim...
Mesut Alptekin - Güzel. O hâlde rahat uyuyabilirim... DT kulesinin önünde çekseydin abi, bu saatte bile koruyorum diye :))
Hilmi Bulunmaz - Eve dönüyorum... Eyvallah...
***
Ayrıca bakınız:
Karanlığın İçinden nedeniyle unutulmuş çay kazanı için çıkılan yolculuk
Aradaki ve bağlacını kaldıralım çünkü tümcenin şöyle olması gerekiyor:
"O ânda Metin abinin gözlerindeki çocuk özlemini, uçuk ruh yapısına rağmen, kalbinin ücra köşelerinde kendinden bile gizlemeye çalıştığı en insanî duygularının bir yansıması olarak rahatlıkla algılayabiliyordum..."
Hilmi Bulunmaz - Bir bak... Tamam mı?
Mesut Alptekin - Evet, çok güzel...
Hilmi Bulunmaz - Yorgunluk, yorgunluk, yorgunluk... Bunca dâvânın oluşturduğu yorgunluktan sonra, bu "ROMAN AYAKLARI" beni rahatlatmaya başladı...
Mesut Alptekin - Video hazırlanıyor, yayınlanması çok uzun sürmez. Ancak kayıt esnasında nasıl oldu da o beyaz ışığı yakmayı unuttum, hayret ediyorum. Yine de fena sayılmaz...
Hilmi Bulunmaz - Olur böyle vâkâlar... (Uyuyakalmışım. Şimdi uyandım...) Çekimin karanlıkta yapılmış olması, romanın atmosferine çok uygun düşmüş!...
Mesut Alptekin - Çayın fişini çekmiş miydik?!
Hilmi Bulunmaz - Bence çekmedik... Ne zarar verebilir?
Mesut Alptekin - Video çekilirken otomatik açılıp kaynamaya başlamıştı. Yanlış mı hatırlıyorum yoksa?
Hilmi Bulunmaz - Doğru... Benim de dikkatimi çekmişti... Ne zarar verebilir? Yangın çıkabilir mi?
Mesut Alptekin - Kaynaya kaynaya su buharlaşabilir, boş ısıtınca da kızgınlıktan patlayabilir, yangın çıkabilir. Gerçi otomatik sistem belli sürelerle kendi kendini açıp kapatıyor sürekli çalışmıyor yani, sabaha kadar içindeki su idare edebilir sanırım, biraz telaş yaptım!...
Hilmi Bulunmaz - İçindeki su ne kadardı?
Mesut Alptekin - Yarımdan biraz fazlaydı...
Hilmi Bulunmaz - Sence idare eder mi, yoksa gidip kontrol edeyim mi?
Mesut Alptekin - Etmeyebilir. Çok hızlı tüketiyor suyu çay yaparken. Ancak bu şekilde dur/çalış/dur yöntemi ile dayanabilir mi bilmiyorum.
Bu roman meselesine çok kaptırdım ben kendimi sanrım. Ne çekimde ışığı yakmak geldi aklıma ne de çıkarken çayı kontrol etmek. Kahretsin!
Hilmi Bulunmaz - Kontrol edeyim mi?
Mesut Alptekin - İmkanın varsa, bir bak derim abi. Durduk yere risk aldık sanki...
Hilmi Bulunmaz - Kontrol etmeye gidiyorum... İyi geceler... 19 Kasım 2012'deki yangında ölümden dönmüştüm... Gidiyorum... Eyvallah...
Mesut Alptekin - Buralarda olacağım abi, haber ver...
Hilmi Bulunmaz - Tiyatroya geldim. Çay kazanında herhangi bir sorun yok. Yarım kazan su kalmış ve içeride su buharı vardı. Herhangi bir sorun yok. Bu arada gece yarısı sokağa çıkmak çok hoş bir duygu... Birkaç fotoğraf çektim...
Mesut Alptekin - Güzel. O hâlde rahat uyuyabilirim... DT kulesinin önünde çekseydin abi, bu saatte bile koruyorum diye :))
Hilmi Bulunmaz - Eve dönüyorum... Eyvallah...
***
Ayrıca bakınız:
Karanlığın İçinden nedeniyle unutulmuş çay kazanı için çıkılan yolculuk