28 Ocak 2014 Salı

Bulunmaz bugünkü mesaisine yine İstanbul Adalet Sarayı'nda başladı...

İğrenç "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde yan gelip yatan tiyatrocuların ülke sorunları hakkında bir tek söz söylemeye bile hakkı olamaz! Tiyatroyu hızla ceset hâline getirerek, şimşek hızıyla çürüten alçakların yüksek mevkileri işgâl ettiği bir zaman diliminde susmak ve konuşuyormuş gibi yapıp geyik beslemek, Türkiye tiyatrosundaki statüye râzı olmak anlamına gelir! Türkiye tiyatrosunun "boka batırıldığı günahlı ortamlar"da gezinerek papaz odalarında günah çıkarmaya yeltenmek, ancak kargaları güldürür!... Adaletin kanla, inanç ve imanla dans ederek, kılıçtan keskin ve kıldan ince ayarlarla devrimci hâle geldiği şafaklarda uyuyup, hangi doğru kavşaklara hızla ilerlemesi gerektiğini bilemeyen yavşakların ülkesinde hukuku üstün kılmak için ömrünü kavgaya yatıranların alınlarındaki ter ve kanlarındaki yıldırım, Türkiye tiyatrosunun gerçek saatini gösteriyor... Ağzını yumup, gözünü kapatarak, kulaklarına kurşun döktürenler, kendi bedenlerinden başka bedenlere değmeden ömür çürütüyorlar. Onlar ki, aslında hiçbir zaman için doğmadığından, hiçbir zaman ölme zevkinin odak noktasına doğru maraton adımlarıyla koşamayacak. Onlar için küçük bir soluk alamayız!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz